Bilimsel bilginin yani bilimin en önemli özeliği evrensel bir bilgi olmasıdır. Bu, sadece bilimin ürettiği bilgilerin genel geçer bir niteliğinin olması değil, aynı zamanda herkesin yararlanabilmesine açık olması anlamındadır. Bu nedenle ırk, milliyet, din ve cinsiyet gibi ayrımları kabul etmez. Bu anlamda her uygarlığın bilime katkısı vardır ve bilim bu katkılarla birikir ve ilerler. Bu iki özellik bilimi diğer bilgilerden ayırır. Çağımızda bilimin ulaştığı dikkat çekici düzey de yine bilimin birikmeci ve ilerlemeci özelliği sayesinde mümkün olabilmiştir. Bu anlamda verilecek en doğru karar bilimin kazanımlarında bütün uygarlıkların payı olduğudur. Greklerin kendilerin
den önceki uygarlıklardan alarak geliştirdiği bilimsel miras, Orta Çağ’da İslam dünyası tarafından devralınarak Hint ve Çin kültürlerinin kazanımlarını da içerecek şekilde geliştirilmiştir. Orta Çağ’da, özellikle 8.-11. yüzyıllarda çok büyük bir kültürel yükseliş yaşayan İslam dünyası bilimde de sayısız büyük başarı elde etmişti. O dönemlerde Müslüman bilim insanlarının yaptığı araştırmalar ve keşifler dünya bilim mirasını ciddi şekilde zenginleştirmişti. Dünya bilim mirasını o dönemde zenginleştiren bilim insanları arasında çok sayıda Türk bilgin de vardı. Bunlardan biri de matematikçi kimliğiyle öne çıkan Ebû Muhammed İbn Musa el-Hârezmî’dir.
-''Bugün çağımızın en temel ve hayatî davası, Batı tipi ilerlemenin ve Batı tarzı büyümenin intihara sürükleyen mitolojisinin kökten sorgulanıp tartışma konusu yapılması davasıdır. Bilimler ve teknikler(yani vasıtaların azami güç için seferber edilmesi) ile bilgelik(yani hayatımızın gayesi ve anlamı üzerinde tefekkür) arasındaki kopukluğun üzerine
İslam değerlerinin çağımızın bilim ve teknik
kafasıyla birleşip beraber yaşayacağını ummak bir
avuntudan ibarettir. Çünkü günümüze hakim olan bilim
ve teknik, Batı'da belli bir dönemde belirlenmiş bir kafa
yapısının uzantısıdır; belli bir toplumsal yapının sinesinde
gelişmiş, vasıfları İslam'a taban tabana zıt bir sınıf eliyle
gücünü dünya ölçüsünde yaymıştır. Bilimin ilerlemesi,
bilime has özelliklerden değil, o bilim görüşünden en
çok faydalanan insanlar yüzündendir. Bu yüzdendir ki
bugünkü hayatı biçimlendiren teknik teçhizat değil, o
teknik teçhizatın ortaya çıkmasına ve bazı insanların kar
ve kuvvet sağlamasına yol açan müesseselerdir.