Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail Kurnaz

İsmail Kurnaz
@ismlkrnz
İsmailkrnz1965@gmail.com İnstagram ismailkurnazzz
null
19 Mayıs Üniversitesi
5 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Uyanır uyanmaz kendine şunu sor: "Adil ve doğru davranışlarımdan dolayı başkaları tarafından kınamak benim için önemli mi?" Önemli değil.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Ey ruhum, günün birinde gerçekten de iyi, sade, yalniz başina, tüm çiplakliğinla seni kuşatan bedenden daha görünür olacak mısın? Günün birinde sevme zevkini ve âşik olmanin doğasini tadacak misin?
Sayfa 101Kitabı okudu
Başkalarinin verdiği imkânla işik saçan biri olma, başkalarinin yardimiyla elde edilecek sükunete ihtiyaç duyma. Özetle bir insanın kendi başina dik durmasi gerekir, dik tutulması değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Belki de ün düşkünlüğüdür seni yıpratan. Fakat her şeyin ne kadar çabuk unutulduğunu, her yanını saran sonsuz zaman uçurumunda yok olup gittiğini görüyorsun işte; alkışların boşluğunu, sana ün bahşedenlerin öngörülemez kaypaklığını ve tüm bunların sınırlandığı daracık alanı.
'Zevk-ü sefa bizim gibilere göre değildir, biz sırtımızdaki yükü mezara kadar taşırız...'
Reklam
Kalabalık şehirde, dost, aile kalabalığı arasında olduğu halde; ne deniz dibinde ne de yeryüzünde benzeri olmayan korkunç yalnızlığı içinde ivan İlyiç son zamanlarda yüzünü kanepenin aralığına çeviriyor, ancak geçmişin hayaliyle yaşıyordu.
"İçimden ona da kendime de tekme atmak geliyordu, öyle güçlü bir tekme ki herşey ve herkes sevinçle dans etsin; farklı, daha güzel, cesur ve ahlaklı bir hayat uğruna bugünü yaşayan insanlar, sevgi ve neşeyle dans etsin.
"Kader engel olamaz neşeye! İsterse belimizi büksün Biz devam edeceğiz gülmeye Budalalar boyun eğer kadere!..."
"Hayatım sonbaharda bir ormana benzemişti: Mantarlar artık tükenmişti ve zaten karış karış bildiğim boş ormanda yapılacak bir şey yoktu."
Reklam
Bu insanlar bana oldukça tanıdık geldi, "Eski sözlere ve köhne fikirlere sımsıkı bağlı olan bu insanlar, bu sözlerin ve fikirlerin içinde donup kalmışlardı. İradeleri sabitti ve geleceğe doğru ilerlemeye güçleri de yoktu. Dışarıdan gelen bir darbe onların alıştıkları yerden çekip attığında, dağdan yuvarlanan bir kaya gibi alaşağı oluyorlardı. Bu insanlar geçmişle ilgili anılarının ölü gücüyle, acıya ve zulme karşı hastalıklı sevgileriyle, köhneleşmiş gerçeklerin mezarlık bekçişi olmakta direniyorlardı,"
"İnsanlarla bir arada yaşa ama yalnız olduğunu da unutma!"
"Daha az yemek yenen, daha az kavga dövüş olan, sonu gelmeyen şikayet ve ricalarla Tanrı’nın rahatının kaçırılmadığı, öfkeli sözlerle insanların hakarete uğrayıp yargılanmadığı yerlere gidebilmeyi çok isterdim!"
"Tanrım, keşke bir an evvel büyüsüm. İçim daraldı! Artık yaşamaya tahammülüm kalmadı. Derin sulara atlar boğulursam Beni bağışla Tanrım! Hiçbir şeyden fayda yok Kitaplardan bile! Şeytan kuklası Matryona nine Kurt gibi bana bağırıyor. Tanrım hayat bana çok dert çektiriyor!"
"Yaşamak dediğin böyle kasvetli bir şey olmasa gerek, böyle yaşamaktansa ölmek daha iyi,"
Reklam
"Hayatın karanlık yüzünü görmek beni öfkelendiriyordu."
Ne yazık onlara ki kendilerine açılan saf bir kalbi zaaflarından istifade edilecek, istismar edilecek bir akılsız sayarlar.
Sayfa 221Kitabı okudu
Belki de anlatmaya çalıştın birilerine. Kim bilir? Anlatamadın; belki o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün.
'Alyuvarlar, akyuvarlar, bir de alaturkadan mürekkeptir kanımız. '
Sayfa 127Kitabı okudu