Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alparslan Türkeş Yurda Dönüyor: 13 Kasım tasfiyesiyle yurt dışına sürgün edilen Türkeş ve arkadaşlarına dönüş izni çıkmıştı. Türkeş Avrupa'da arkadaşlarıyla, nasıl hareket edeceklerine dair bazı görüşmeler yaptıktan sonra Üsküp ve Selanik üzerinden Türkiye'ye döndü. Numan Esin'le birlikte Kapıkule'den giriş yaptı. Tarih 22
13 Kasım tasfiyesiyle yurt dışına sürgün edilen Türkeş ve arkadaşlarına dönüş izni çıkmıştı. Türkeş Avrupa'da arkadaşlarıyla, nasıl hareket edeceklerine dair bazı görüşmeler yaptıktan sonra Üsküp ve Selanik üzerinden Türkiye'ye döndü. Numan Esin'le birlikte Kapıkule'den giriş yaptı. Tarih 22 Şubat 1963. Edirne ve aynı gün
Reklam
Yavuz Sultan Selim'den itibaren, halifeliğin ve buna bağlı olarak kutsal emanetlerin İstanbul'a taşınması sonucunda, gelenek daha sistematik bir ha almıştır. 17. yüzyıl başında, I. Ahmed'in saltanatı zamanında ise "saltana hukukunun bir nişanı" olarak resmî protokole dâhil edilmiştir. Kılıç Kuşanma törenlerinde; padişahların deniz yoluyla Eyüb Sultan'a gidip, karadan Topkapı Sarayı'na dönmeleri ve dönüş yolunda sırasıyla Yavuz, Fatih, Kanuni ve II. Bayezid türbelerinin ziyareti de gelenek halini almıştı.
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
Reklam
Wilhelm Von Rubruk
Adını, 12. ve 13. yüzyıllarda sıklıkla belgelerde adı geçen ve günümüzdeki Fransa'nın kuzey kısmında Rubruk (Rubruquis, Ruysbroek) olarak bilinen yerden alır. 1210 ile 1220 arasındaki uzun zaman diliminde herhangi bir yılda doğmuş olabilir. Bu bilgilerden seyahatini olgun bir yaşta yaptığına hükmedilebilir. Uzun bir boya ve dış görünüm itibarıyla etkileyici bir yapıya sahip olmalıdır, zira kendisi ağırlığı dolayısıyla gayet kuvvetli bir ata ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Kral Ludwig'in Sertak Han'a yazdığı, Türkçe ve Arapçaya tercüme edilen mektubunu 1252'de İstanbul'da aldı. 7 Mayıs 1253'te maiyetiyle birlikte denize açıldı. 27 Aralık 1254'te keşişler Möngke Han'ın devasa ordugahına, o zamanın en güçlü imparatorluğunun başkentine ulaştılar. Kafkasya'nın güney eteğinden, Nahcivan, Erzurum, Konya üzerinden, 17 Haziran 1255'te Kıbrıs-Lefkoşa'ya geldi. Belgelerde gördüğümüz gibi, 15 Ağustos 1255'te Trablus'taki tarikatının bir bölümünde yaşıyordu. Seyahatnamesinde; gidiş yolculuğu hakkındaki bilgiler, geri dönüş yolculuğundan çok daha ayrıntılıdır. Eseri, zamanının İç Asyasını öğrenmek için doğru bir kaynaktır. Fransa'ya döndüğünde Kral IX. Louis'e sunduğu rapor tarihi coğrafyadan etnolojiye kadar uzanır. Ayrıca Kumanlar, Kırım'daki bakiye Got kabileleri, Tuna Bulgarları hakkında çağdaşlarıyla aynı bilgileri paylaşmaktadır. Özellikle dikkatlice Asya'nın Hıristiyan kısımlarıyla ama Lamalar ve Budistlerle de meşgul olmuştur. Bizzat filoloji bile kendisine önemli açıklamalar için müteşekkirdir..
Sayfa 4 - Kronik KitapKitabı okudu
İyi ki doğdun edebiyatın Garip şairi
Ne yazık ki şiirimizin bu önemli şairi, henüz kendi şiirini kurma, yeni bir mecraya oturtma dönemindeyken 14 Kasım 1950'de Ankara'da bir çukura düşer. İki gün sonra da İstanbul'da beyin kanamasından aramızdan ayrılır; henüz yıktıklarının yerine tam istediği biçimiyle yenilerini koyamadan. Son yıllarında ilke edindiği basitlikten, tek ve küçük adamın sorunlarından insanlığın genel sorunlarına doğru bir gidiş, şiirlerinde ise büyük şiire doğru bir dönüş görülen bu güzel şairimiz için "Türk şiirinin kavgasını kazandı, kendi şiirinin kavgasını kaybetti" diyen C. Süreya'nın bir değerlendirmesiyle bitirmek istiyorum: "Ahmet Muhip Dıranas, A.H.Tanpınar ortaya çok güzel yapıtlar koydular, ama ne kendi günlerinde ne de daha sonra bir işlevleri oldu. Buna karşılık Orhan Veli'nin büyük bir yapıtı yoktur, ama büyük bir işlevi vardır."
Sayfa 204Kitabı okudu
Gelmek’çün ikinci bir hayâta, Bir gün dönüş olsa âhiretten : Her rûh açılıp da kâinâta, Keyfince semâda bulsa mesken; Tâlih bana dönse, nâzikâne; Bir yıldızı verse mâlikâne; Bîgâne kalır o iltifâta, İstanbul'a dönmek isterim ben.
Sayfa 36 - İstanbul Fetih Cemiyeti, 52.Baskı, Kasım 2022Kitabı okudu
158 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.