Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
dünya karışacaktır
Ekim’de karnı yeniden şişmişti. Hekimler su almaktan bile çekinirler. Ama, o kadar rahatsızdır ki haykırır: “— Emrediyorum, bu suyu bugün çekin!...” Bu onun son emridir. Uyulur ve su alınır. Artık elindeki sigarasını tutacak halde bile değildir. Hem o kadar zayıflamış, küçülmüştür ki... Fakat kafası durmadan işler. Yakında dünyanın karışacağına, İkinci Dünya Harbi çıkacağına emindir. Kendisini birinci komadan önce ve son defa gören en eski arkadaşı Ali Fuat Paşaya Alemdağ hayallerinden de bahseder. Sonra da şöyle konuşur: "— Bu harp neticesinde dünyanın vaziyeti ve muvazenesi baştanbaşa değişecektir. İşte bu devre esnasında doğru hareket etmesini bilmeyip en küçük bir hata yapmamız halinde, başımıza mütareke senelerinden daha çok felâketler gelmesi mümkündür..." "Bu ikinci umumî harp, beni yataktan kımıldanamayacak halde yakalayacak olursa memleketin hali ne olacaktır. Ben, devlet işlerine mutlaka müdahale edecek bir vaziyete gelmeliyim...”
Sayfa 528
Siyah beyaz bir film başlıyor az sonra. Garip bir film. Bir adam var, boyacı. Bir kadının resmine aşık. Kadın, "ne yapacaksın resmimi, işte karşındayım, beni sev," diyor. Adam, "resminle arama girme," falan diyor. . . Sonra ikisi de ölüyorlar.
Reklam
Bir evet, bir hayır; düz bir çizgi: İşte mutluluk formülüm!
Sayfa 369 - Nietzsche
270 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
Kitap mit görevlisi Sedat'ın sevdiği kız olan Mine'nin kaybolaması ve Sedat'ın onu bulma çabası üzerine. Bu yolda girdiği ruh halleri, o bölünmüşlük, o allak bullaklık. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı o acımasız dünya ve türlü oyunları. İstihbarat örgütünün içindeki entrikalar. Yaa var ya bu kitap anlatılmaz okunur diyorum başka birşey demiyorum. Kitap çok güzeldi anladığınız üzere. Yine bir keyifli vakit geçirdim ve polisiyenin dibine vurdum resmen. Kitabın sonuna kadar katilin kim olduğunu çözemedim. Şüphelerim yok muydu vardı. Ama bu kadarını da yapmaz herhalde dedim. Katili öğrendiğim an başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Mine'yi sevmemiştim ama kitabın sonunda acıdım beee kız'a. Yaaa işte böyle bir dünya demedim değil. Adam bu kitabı neredeyse 22 yıl önce yazmış kitabı şimdi 2018 yılındayız dünya yine aynı dünya hiç iyileşmedi aksine daha kötüleşti. İşte öyle bir pisliğin içindeyiz debelenmeler faydasız. Yorumu bitiriyorum bir daha ki yoruma kadar hoşçakalın."Gerçek her zaman güzel değildir."
Sis ve Gece
Sis ve GeceAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201318,9bin okunma
Öldükten sonra bile sevdiğine sevgisini ifade eden o aşkın hikayesi: “Adam her evlilik yıl dönümünde eşine bir buket kırmızı gül gönderir. Bu taa ki adam ölünceye kadar devam eder. Ve bir gün adam ölür. Cenaze töreni yapılır taziyeler dilenir ve kadın bir başına yıllardır hayatı paylaştığı arkadaşı eşi sevgilisi olmadan evine döner. Neredeyse her
"— Atatürk rejimi bir Dikta rejimi miydi ve Atatürk bir diktatör müydü?” Onun 1927 büyük nutkunda, kendi mücadelesini anlatırken söylediği şu sözleri tekrar etmeliyiz: "— Biz fevkalâdeden alınan ve kanunî olan tedbirleri, hiçbir vakit ve hiçbir suretle kanunun üstüne çıkmak için vasıta olarak kullanmadık." Bu sözler önemlidir. Çünkü bir diktatör böyle konuşamaz. Diktatör, bizzat kanun olan, yani sözü kanun mahiyetinde bulunan adamdır. Ortada kanunlar ve kanun koyan müesseseler olsa bile, bunların üstüne çıkabilen, yani hukuk ve kanun müessese ve şekilleri yerine kendi mutlak keyif ve iradesini hâkim kılan adamdır, işte Dikta, bu hâkimiyet şekli ve diktatör, bu hâkimiyet şeklini uygulayıcı demektir.
Sayfa 475
Reklam
144 syf.
8/10 puan verdi
Mutlu Mesut Kasabalardan Her Daim Kıllanmışımdır
Yok canım, ne sorunum olacak mutlu kasabalarla değil mi ama? Kafayı mı yedim ben? Siz onu film, dizi yapımcılarına, senaristlere, böyle kurgular yapan yazarlara söyleyin. Bilinçaltımıza işlemiş artık, sürekli sırıtan komşular, düzenli bahçeler, huzurlu aileler temalı yapımlar görünce otomatikman "birazdan işler boka saracak kesin"
Stepford Kadınları
Stepford KadınlarıIra Levin · İthaki Yayınları · 2022771 okunma
"İşte hayatın en güzel tarafı buydu;her şey olabilirdi, olasılık dışı olan bir olay mutlaka olurdu."
Doğallık takıntımla iş başındayız
İlk karadut reçeli denememmm. 2 saat içinde kopar -ağaca çık kıyafetlerin mahvolsun ve böcek duşu al- sonra yıka -etrafı siyah böcek ve tuhaf renkli kurtçuklar bassın- sonra avuç avuç lavaboya 2 kez alıp 5-6 tane ala ala -biri tuzlu su- ile yıka ve tencereye al. Sonra şekeri kat ve su bırakmasını bekle. Yaklaşık 3 kilo ve 3 büyük boy kahve
Politikada, sevgili oğlum, benim kadar siz de bilirsiniz ki insanlar yoktur, düşünceler vardır; duygular yoktur, çıkarlar vardır; politikada bir adam öldürülmez, bir engel ortadan kaldırılır, işte hepsi bu.
Reklam
''İşte dişçiye gidiyorum.Bir sandalyeye oturup diş deldirmenin ne kadar hoş olduğunu biliyor musunuz?Eskiden bundan çok korkardım.Şimdiyse bütün bunların çok basit olduğunu anladım.Dişim ağrıyor...Önce kırmızı,turuncu bir iplik beliriyor...Beni rahatsız ediyor...Biliyorum ki onu olduğu gibi bırakırsam iplik genişleyecek,yoğun bir kütleye dönüşecek...Derken bir nokta haline geliyor ve ağrı kayboluyor.Sonra bunu farklı şekilde yapmaya başlıyorum.Koltuğa oturuyorum mesela.Hayır,bu ben değilim,başka biri,'o' oturuyor koltukta.Ben,yani Ş.ise,yanında durmuş,'onun'dişinin delinmesini izliyorum...Yani,bırak 'onun' canı yansın.Sonuçta canın yanan ben değilim,'o'.Ve ben bir acı hissetmiyorum...''
Sayfa 115Kitabı okudu
54 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
"Ertesi sabah idamını bekliyordu. Bütün geceyi annesine mektup yazmakla geçirdi." Sayfa 38 Bir cinayet planlayan fakat bu süreç içerisinde tüm imkanları da var iken geçmişinden gelen maneviyatı ve vicdanının üstün gelmesiyle son anda bu tasarısından vazgeçen fakat tasarladığı cinayeti bir başkasının işlemesi nedeniyle de suçlu durumda kalan bir adam düşünün. Ve bu adamın da hayatında sadece annesi olduğunu düşünün. İşte 54 sayfalık kısacık eser de bu hüzünlü hikayeyi okuyacaksınız. Ayrıca bir insan ne yapmış olursa olsun diğer insanlar onu ancak ıslah etmeye çalışmalıdır düşüncesindeyim. Biz insanlar cezalandırmayı sadece ıslah amacıyla yapmalıyız. İdam cezası maalesef geri dönüşü olmayan bir şey ve ne olursa olsun, hangi suçu işlemiş olursa olsun o insanın bir gün gerçekten pişman olacağı ve bambaşka bir insan olarak hayatına devam edeceği ihtimali mutlaka vardır. O insanı insan eliyle öldürerek bu şansını elinden almaya hakkı yok diğer insanların. Hele ki bir de o insanın masum olma ihtimali varsa... Balzac'ın insanı düşünmeye sevk eden bu oldukça etkileyici hikayesi ilk defa 1831 yılında yayımlanmış. Eseri mutlaka tavsiye ediyorum. Herkese faydalı okumalar dilerim.
Kırmızı Han
Kırmızı HanHonore de Balzac · MEB Yayınları · 1946260 okunma
İşte cesaret, işte fazilet, işte feraset, işte fedakarlık, işte adam gibi adamlık...😁👌
Rose Yazıları
- Rose? --Efendiim. - ...(Uzun uzun bakmalar) --Söylesene ne oldu?
m: ya ne bileyim ben, işte öyle. insanlar, baksana yani kimse adam yerine koymadı ya beni. işe yaramazın tekiyim. ben de dedim bari bi' işe gireyim, bi' yoluna sokmaya çalışayım her şeyi. sen de öyle düşünüyordun ya? işe yaramaz bi adam olduğumu. l: ben, ben ne zaman böyle bir şey söyledim sana? m: bilmiyorum leyla, biraz şey oldum yani. aklım başıma mı geldi n'oldu sanki? biraz şeyi anladım, insanın sevilebilmesi için kendisi gibi olmaması gerekiyormuş."
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.