Kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar.
Sana kapanan kapıyı bir daha çalma,
Kapanan kapıyı acizler çalar.
Unutma ki bu aşağılık dünyadasın;
Kötülüğü baştacı edip iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Şunu iyi bil ki; şeytan da kutsal kitaplardan örnekler verebilir.
Ve cehennem boş, şeytanların hepsi burada…
Her düşünceni dile getirme,
Sana
.
Evet. Rupi Kaur da şair. Yazdığı şiirler sizin zevklerinizin, şiir anlayışınızın, bir şiirde görmek istediğiniz kelimelerin uzağında kalmış olsa da bu onun şair olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İyi bir şair olup olmadığını sorgulayabilirsiniz ama bir şair olup olmadığını değil.
Nasıl ki siz üç beş ya da daha fazla kitap okuyunca kendinize okur
İlk Furûğ kitabım. İyi ki okumuşum,ne çok etkiledi beni... Ne çok satırında kendimi buldum. :)
Temada "Aşk" ın olmadığı muhteşem bir şiir kitabıydı. Ne güzel dokunmuş toplum sorunlarına, yalnızlığa ve hatta ne güzel hatırlattı unuttuğumuz ölümü bazı satırlarında okuyucuya.
Okurken öyle bir an dirseğimi masaya dayayıp, yüzümü elimin içine alıp dalmışlığım, düşünmüşlüğüm oldu. :) çok hoşuma gitti çok... Tamamen kendine özgü bir üslupla karşılaştım.
Ne güzel dem vuruyor şu satırlarında yalnızlıktan :
" Bak
Yıldızlar doluyor
Bütün gökyüzüme"
Yalnızlığın yanı sıra ne kadar umut dolu bir cümle... Aslında fazlasıyla örnek verebileceğim cümle vardı kitapta ama kendi mahremim olmasını istediğim için alıntılamadım. Onlar benim gizli hazinelerim olarak kalsınlar. :)))
Kısacası diyebilirim ki ;
Furûğ, kendi içinden akıttığı dizeleri, bizim içimize kadar ulaştırmayı başardı. Çeviri olmasına rağmen bunu başardıysa, acaba kendi dilinde okusak neler hissederdik diye de düşünmedim değil. Mutlaka okunası muhteşem bir eser, tavsiyemdir. :))
Keyifli okumalar arkadaşlar.
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize?
Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek
kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu?
Kaç acı birden imtihan etti beni..
Bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti..
Bu da öyleydi..
İyi ol..
Sağ ol..
Uzak ol..
Ama bir daha görme beni..
(Murathan Mungan - Gece Nöbeti)
Sessizin Payı, Nurdan Gürbilek’in 2015 yılında yayımladığı, derinlemesine bir düzeyde mazlum-zalim kıyaslaması içeren denemeler kitabı.
"Patikalarla manzara arasında bölünmüş denemelerden oluşuyor Sessizin Payı. İmgelerle kavramlar, duygularla düşünceler, edebiyatla politika arasında gidip gelen denemeler... "
Yazar ile ilk
https://1000kitap.com/kasim-ayi-oyku-degil-siir-etkinligi-5-30-kasim-201--991874 iletisinde başladı etkinlik
---------------
İyi akşamlar , Cat Stevens'ın deyişiyle başka bir cumartesi akşamı. 2 Kasım, Kasım geldi , soğuklarla beraber öykü etkinliği de gelmedi ama. Anket yok bu ay , öykü de . Başka bir şey yapalım diyorum , şiir yazalım bu kez, ama kurgulu bir şiir. Aklınıza yattıysa bu iletinin altına yorum yapabilirsiniz. İsteyen bir iki kişi olsa bile başlarız, yoksa Kasım ayımız etkinliksiz devam eder bu kez. Düşüncelerinizi bekliyorum.
...Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boșluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koșulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan umuttan sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür Hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze
almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz șunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman,yașamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
Sayfa 79 - Kırmızı Kedi Yayınları 20. BaskıKitabı okudu
Her şey o kadar dokunaklı ki
Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
Dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem
Üstelik yalnızsam bir de –telefonda kuş sesleri–
Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.