Geniş bir baglamda küçük bir parça iyice aydınlatılır: geriye kalan, bütünü açıklayıcı ya da tasnife yarayacak, bu arada ön plana çıkanlar seye denge unsuru olabilecek her şey karanlıkta bırakılır. Boylece görünüşte hakikat dile getirilir, ne de olsa söylenenler tartışmasiz dogrudur, ama işte buna ragmen tam çarptırılmıştır. Hakikat denen şey,
"Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (Oğuz Atay)
Hayat seni korkutuyorsa, içini yakıyorsa, en yakınların çirkin maskeler takmışsa... hayat budur de, ikinci kez çağrılamayacağın bir oyun olduğunu söyle. Zevk verici ve acı çektirici bir oyun, inanç ve aldatma oyunu, maskeler oyunu, oyunu sonuna kadar oyna, ister oyuncu olarak ister izleyici olarak. İzleyici olman daha iyi içinden kolay çıkarsın.
Sayfa 136 - YKYKitabı okudu
Reklam
Bazı kişiler ise diğer insanların sorunlarıyla özellikle ilgilenirler; kimin derdi olsa, nerede bir acı yaşansa orada belirirler. Normal insanın yardımseverliğinden farklı olan bu tür tutumlarda üstü kapalı bir sadistlik öğesi bulunur ve kişi diğer insanları zor durumda ya da acı çekerken görmekten ötürü dolaylı bir doyum sağlar. Bazen bu mekanizma bir başka biçimde işler ve kişi bilincinde olmaksızın diğer insanları zor durumda bırakacak bir ortam sağlar ve onların bocalamasını gözlemekten sinsice bir haz duyar. Özellikle ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, açık saldırganlığı konu alan filmlerin yanısıra, deprem, yangın, kaza vb. içerikli filmlerin çok sayıda izleyici bulabilmesi ve bu tür filmlerin sayısının giderek artmakta olması da oldukça anlamlıdır.
440 syf.
10/10 puan verdi
Yeni bir Alice Harikalar Diyarındaya hazır olun çünkü Tella ve kardeşi sizi Caraval’a götürüyor. Babalarının sıkıcı hayatından bıkan bu iki kardeş güzel bir karnaval olan Caraval’a gidiyorlar. Özel misafir olarak onlara yol gösteren balıkçı arkadaşları ile. Onlara izleyici mi oyuncu mu olmak istedikleri soruluyor ve üç gün içinde oyunu kazanana Dilek hakkı verileceği söyleniyor ama her oyuncudan alınan bir şey var. Tella’fidan alınan şey işe bizzat kardeşi. Tella aşkının yalan olup olmadığını, kardeşini ve tüm soruların cevabını İkinci kitapta bulmaya çalışıyor
Caraval
CaravalStephanie Garber · Dex Kitap · 20231,377 okunma
Neden "Sanat için sanat" anlayışını savunuyorum?
Özellikle günümüz sanatçıları, " Sanat için toplum" anlayışıyla birlikte, topluma ulaşabilmek için bir arz - talep ilişkisi içerisine girmektedir. Bu topluma düşüncelerini açıklayabilme kaygısı, sanatçıları izleyici/okuyucu/dinleyici kitlenin çoğu olan ev hanımları, genç yetişkinler ve emeklilerin boş vakitlerini değerlendirme, tatmin olma ihtiyaçlarını gidermek için cinsellik ağırlıklı aşk işleme, vatanseverlik duygusunu sömürme, şiddeti meşrulaştırma gibi yollara sürüklemektedir. (Tabii yanlızca buna bağlı değil, kültürel yozlaşmaya da bağlıdır) Yazım dili ve ve konu sadeleştikçe eser üzerinde düşünme ihtiyacı ortadan kalkar ve kişi yalnızca eserde verileni alır. Ancak "Sanat için sanat" anlayışıyla oluşturulmuş bir eser ağır dili ve kapalı anlatımıyla kişiye üzerinde düşünülecek bir şey ve esere kendinden bir şeyler katma imkanı verir. Ağır dil, öğretecek daha fazla materyal oluşturur ve kişiyi geliştirir. Ayrıca sanatçı, yalnızca estetik bir kaygı duyduğu için eserleri daha özgür oluşturur. Bunlar kişisel düşüncelerim. Sonuna kadar okuduysanız teşekkür ederim ve yazım hatalarım olduysa özür dilerim. Aksi düşünceleri de merak ediyorum.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Anıl Mert Özsoyun Demirtaş la Leylan romanı üzerine söyleşi
John Berger’in A’dan X’e adıyla derlediği, Tunuslu bir devrimci olan Xavier ile sevdiği kadın Aida arasında geçen mektuplaşmalarda, Aida “Sana iki kere müebbet verdikleri anda onların zamanına inanmayı bıraktım” der.  Zaman kavramı, hafıza ve ‘beklemek’ başka bir biçim alır. Tüm bu kavramları yeniden yorumlar ve buna inanır Xavier ve Aida… ve
Leylan
LeylanSelahattin Demirtaş · Dipnot Kitabevi · 20236,4bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.