Edebiyat dünyasında pek çok farklı ülke edebiyatına aşinayiz hepimiz: Rus, Fransız, İngiliz, Türk edebiyatı vs. Ama japon edebiyati dediğimiz zaman hiç kuşku yok hepimizin bilgisi ve okuduğu yazar sayısı oldukça kısıtlı.
Murakami japon edebiyatını bana tanıtan kalemi oldukça güçlü bir yazar. Yazarın kitaplarında tattigim, zaman zaman gerçeklik algilarimla oynayıp hafif bilim kurguya kaçan o tadı çok seviyorum. Aslında murakamiye ait okuduğum eserlerin hepsi, devasa sayfa sayısına sahip olan 1Q84 isimli kitabına bir ön hazırlık benim için.
Dans dans dans kitabı, kapitalist dünyada kendi olmaya çalışan, hiçbir şeye gereğinden fazla önem vermeyen ve bir cok şey yitirmiş bir adamın hikayesini anlatır bize. Öyle bir hikaye ki ne zaman gerçek ne zaman gerçeklikten kopup işin kurgu kısmına kayıyor anlayamıyorsunuz. Murakami nin şimdiye kadar okuduğum karakterlerinde ki o sakin yanı çok seviyorum, bana sürekli olmak isteyipte olamadığım halimi hatırlatıyor.
Japon edebiyatına olan ilgimi arttıran bir kitabı daha geride bırakmış olmanın mutluluğu içinde, murakami adını duymuş olan herkese bu kitabı da tavsiye ediyorum. Güzel bir murakami başlangıç kitabı seçmiş olacaklar kendilerine.
Koşmasaydım Yazamazdım
René Descartes ‘ın meşhur Cogito Ergo Sum’unun (Düşünüyorum, o halde varım) 
Haruki Murakami ‘nin kalemine sirayet etmiş halini okuyacaksınız.
Rene Descartes, varoluşun anlamını ve temelini düşünme eylemine bağlarken; Murakami, varoluşsal anlamını koşu
