Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müslümanlar için ne belalı haller, ne bedbaht adamlar müslümanların başlarına çullanmışlar. Allah'tan ziyade Avrupalıdan korkar, Mina'da dahi Allah korkusu kendine galebe edemez.
Reklam
Önsöz ve Teşekkür
Kara Atena'nın ardındaki öykü uzun, karmaşık ve kanımca, bilgi sosyolojisi alanındaki bir çalışma olarak, geniş bir şekilde ele almayı hak edecek kadar ilginçtir; ama burada ancak kısa bir özetini verebilirim. Ben eğitimimi Çin araştırmaları alanında yaptım; aşağı yukarı yirmi yıl Çin üzerine dersler verdim; ve hem 20. yüzyılın başında Çin
Sayfa 23 - KAYNAK YAYINLARI - BİRİNCİ BASIM - HAZİRAN 1998Kitabı okuyacak
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Son zamanlarda okuduğum en akıcı, en duygusal kitaptı. Kore savaşının başlarında ailesiyle birlikte Kuzey Kore’den Güney Kore’ye kaçmaya çalışan Sora ve kardeşi Yoongson’un Kuzey Kore’den Busan’a uzanan yolcuğunu anlatıyor. Kitap 12 yaşındaki Sora’nın 9 yaşındaki kardeşini Güney Korenin en ucunda olan Busan’a kadar sırtında taşıyarak verdiği mücadeleyi anlatmakla kalmıyor; geleneklerine bağlı, erkek çocuklarına düşkün, kızına karşı ihmalkar olan annesine karşı da kendi eğitimi adına verdiği mücadeleyi de ele alıyor. “Kardeşimin Koruyucusu” savaşın çirkin yüzünü anlatırken cinsiyetçiliğin de çirkinliğini örtük şekilde ele almış. Ayrıca Kore film ve dizilerinde olduğu gibi yazar da Kore yemeklerini ve geleneklerini tanıtmayı asla ihmal etmemiş. Kitabın çevirisini de ayrıca çok beğendim, Kore diline özgü hitap şekillerini olduğu gibi kullanarak açıklamalarla okuyucu bilgilendirilmiş. Kitabın sonunda da hitaplara, geleneklere, geleneksel kıyafetlere ve yemeklere ait bir sözlük çalışması yapılmış. 35 yıl süren Japonya işgali ve bu süreçte yaşanılan Kore diline ve geleneklerine ait yasak düşünüldüğünde Korelilerin geleneklerine ve dillerine gösterdikleri sadakat gerçekten taktir edilesi.
Kardeşimin Koruyucusu
Kardeşimin KoruyucusuJulie Lee · Genç Timaş Yayınları · 2023309 okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
Kadın dilinden Japonya
Bu kitapçığımızın içinde iki kısa roman var, ikisine de değinmek lazım. Kanoko hanım iki romanda da bizi alıyor Japon kültürünün içine batırıp çıkarıyor. Kendisi Japon yazarlar içerisinde en sevdiğim oldu çünkü edebi dili adeta bal dök yala şeklinde. Japonya ile ilgiliyseniz koşunn alın diyorum. Zaten 36.40tlcik. 1. Japon balığı kargaşası Bir balığın bu kadar önemli olduğunu bilmezdim, seni okumadan önce. Japon balığı için nasıl dünya alem bu kadar çalışmış etmiş? Bu Japon edebiyatındaki erkek karakterler hep bana garip geliyor. Kadın bir yazar yazmış ama gene garip geldi…Saf bir aşk mı bu yoksa sapıkça bir takıntı mı? Öylesine mükemmel bir dille anlatıyor ki yazarımız bundan daha yüce aşk olamaz diyorsun. Ama olaylara bakınca biraz kafan karışıyor. 2. Yemek İblisi Narsist bir adam. Bir insanın kafasının içini nasıl bu kadar şairane anlattınız Kanoko Hanım? Karakterinizin bencilliğini adeta onunla birlikte yaşadım.
Japon Balığı Kargaşası
Japon Balığı KargaşasıKanoko Okamoto · İthaki Yayınları · 2022876 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
YELİ, KUMU VE YILDIZLARI HİSSETMEK...
"Küçük Prens" isimli eseriyle ünlenmiş olan Antoine de Saint-Exupéry'nin ‘Yel, Kum ve Yıldızlar’ı farklı bir eser. Hatırat gibi ama tam bir tarih yok, flu bir iklimde anlatıyor yazar başından geçenleri. Sadece kendi başından geçenleri değil meslektaşı başka pilotların hayatta kalma mücadelesini, dindaşları tarafından esir edilen
Yel, Kum ve Yıldızlar
Yel, Kum ve YıldızlarAntoine de Saint-Exupéry · Everest Yayınları · 20151,823 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kaybolan Bir İnsanlık Hikayesi
İnsanlığımı Yitirirken, Japon yazar Osamu Dazai'nin 1948 yılında yayımlanan son romanıdır. Kitap, yazarın kendi hayatından esinlenerek yazdığı bir otobiyografik eserdir. Kitap, Japonya'nın savaş sonrası döneminde yaşanan toplumsal ve kültürel değişimlerin birey üzerindeki etkilerini anlatıyor. Romanın kahramanı Yozo, çocukluğundan
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,4bin okunma
"Japonların öpüşmediğini, bunu cinsel bir ön oyun olarak gördüklerini Yuriko'yla hemen hemen iki yıl flört ettikten sonra anlamış. Ama müstakbel kayınpeder ve kayınvalidesiyle tanışmak üzere Japonya'ya uçtuğunda uçuş sersemliği içindeymiş ve müstakbel kayınpederinin eğilmesine ve nazikçe gülümsemesine sarılma ve öpmeyle karşılık vermeye kalkışmış. Parsons, 'Buna bugün gülebiliyoruz' diyor."
Pazartesi Sendromu
Hey pazartesi! Övünebilirsin, isminle değil; yukarıda saydıklarımla. Sen istanbul'da mart içinde bir pazartesi olarak değil ama. Amerika' ya daha şimdi giriyorsun. Japonya ötelerinde, Büyük Okyanus un bir yerinde az sonra sen bir salısın budala!
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.