Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
altıncı yüzyılda, budizm Japonya'ya ilk eriştiği zamanlar, Japonya'da yaygın olan görüştü. Yeni dinin doğruluğundan kuşku duyan iktidar, deneme olarak, saray mensuplarından birine bu dini kabul etmesini emretti; eğer bu kişi başkalarından daha başarılı olursa yeni din herkesçe kabul edilecekti. Bu yöntem faydacıların bütün din tartışmalarında -günümüze uyum sağlayacak değişikliklerle- benimsedikleri yöntemdir; ancak ben, insanı zenginliğe, bütün öteki dinlerden daha çabuk götürdüğü anlaşılan Museviliğe geçen bir kimse duymadım.
Şişman "Buda"
Çin restoranlarında gördüğünüz şişman ve mutlu "Buda", Sidd­ hartha Gautama, Shakyamuni Buda değildir. O Çin'de "Budai" ya da Japonya'da "Hotei"dir. Genellikle gülümserken ya da kahkaha atarken resmedilir. Daha çok geleneksel bir figürdür ama genellikle tarihsel Buda ile karıtırılır.
Reklam
Budizm Çin'e öncelikle Orta Asya'dan gelen ticaret yolları vasıtasıyla, daha sonra da Güneydoğu Asya'daki deniz ticareti ile yayıldı.
Sayfa 98 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Dinler ve Dincikler
Özgüvenini kaybetmiş insanlar bir kez daha teselliyi egzotik inançlarda arıyor; tıpkı Yunanlıların ve Roma­lıların, imparatorlukları dağıldığında sayısız Oryantal ve mistik mezhebin uzmanı haline geldikleri zamanlardaki gibi.Japonlar ortaçağda kendi deyimleriyle dünyanın "tersine döndüğünü" hissettiklerinde bir dizi yeni dini harekete dönmüşlerdi ve aynı şeyi bugün de yapıyorlar. "insanın tüm çabaları ahmakça ve nafile" demişti bir Japon müzisyen-şair 12.yüzyılda ve doğaya tapmak için şehir hayatından uzaklaşıyordu. Bu esnada morali bozuk savaşçılar çay içmeyi ruhani bir seremoniye dönüştü­rürken, dünyaya silah satarak servet kazanan ticaret adamları da -Japonya bir zamanlar bu ticarette çok üstün durumdaydı­Budizm'i, kişisel kurtuluşa dair basite indirgenmiş, kestirme bir çözüm garantisi şeklinde yeniden yapılandırıyorlardı. Vicdanın tüm kaygılarından veya dünya nimetlerinden el etek çekme ih­tiyacından arındırılıyordu Budizm. Bugün Japonya yeni dinler konusunda elektronik eşya ve arabada olduğu kadar önemli bir üretici durumunda.
Sayfa 126 - AyrıntıKitabı okudu
Japonya Üzerinde Kore Etkisi
Japonya üzerinde Kore'nin, Kore aracılığıyla da Çin'in büyük etkisi olmuştu; Budizm, yazı, madencilik, öteki el sanatları, bürokratik yöntemler Japonya'ya onların aracılığıyla girmişti. Bu kayıtlarda Japonya'daki Korelilerden, Kore'deki Japonlardan bol bol söz edilir - Japon tarihçiler bunu Japonların Kore'yi istila ettiklerini gösteren bir kanıt olarak yorumlarlar, Koreliler de tam tersini gösteren bir kanıt.
Japonya'da, her bölgenin halkı, Büyük Lordlarının belirlediği dine uyardı. Eğer Büyük Lord, Budizm'in belirli bir mezhebini benimsemişse, halk da o mezhebi benimserdi. Eğer Büyük Lord, Şinto dinindense, onlar da Şinto dininden olurdu.
Sayfa 24 - ithaki
Reklam
Japonya'da da rasyonel düşüncenin geleneklerle ve mistik düşünce ile oldukça çetin bir mücadele vermek zorunda kaldığını göstermektedir. Orada bu savaş Budizm'e karşı yönelmiş, fakat aslında rasyonalizme eğilimi olan Konfüçyüs doktrininde bir destek bulmuştur. Nihayet unutmamalıdır ki, Japonya'da hiçbir dini hukuk sistemi, devlet hayatını, içtimai ve ekonomik düzeni, bir kelime ile türlü fert ve kamu işini düzenleme ve onlara değişmez bir şekil verme iddiasında bulunmuyor ve cemiyetin yaşaması için bir yenilik zarureti kendini gösterirse, bir küfür damgası ile onun karşısına çıkılmıyordu.
Sayfa 119Kitabı okudu
Avrupalılar Uzakdoğu'ya 1500'lerde deniz yoluyla ulaştı ve kısa süre içinde misyonerlerle tüccarlar şimdikinden daha dışa dönük olan Japonya'yla dostça ilişkiler kurdular. Şintoizm'in Katolik ayinleriyle ortak bazı özellikleri vardı fakat cennet ve cehennem kavramları atalara ait ruhların hâkim güçler olmasıyla ters düşüyordu. Tokugawa leyasu 1600'deki Sekigahara Muharebesi'ndeki zaferiyle ülkeyi başarılı biçimde birleştirdikten sonra, on dokuzuncu yüzyıla kadar iktidarda kalan bir soy yarattı. Dış etkilere olan güvensizlik Hıristiyanlara zulmedilmesine sebep olduysa da Portekizlilerle ticaret lemitsu 1635'te Sakoku Fermanı'nı çıkarana kadar devam etti. Bu ferman Hıristiyanlığı yasakladı ve din propagandası yapmayan Hollanda Doğu Hindistan Şirketi dışında yabancılarla ticareti bitirdi. Bu durum Amiral Perry önderliğindeki bir Amerikan savaş filosunun Japonya'yı limanlarını yeniden açmaya ittiği 1858 yılına kadar sürdü. Bu sırada Cizvitler, Kangxi yönetimindeki Çin'de ağırlandı fakat Papa XI. Clement 1715'te Katolikliğin Budizm'le bağdaşmayacağına ikna olunca bu durum değişti.
464 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bayanlar ve baylar, size tüm zamanların en iyi askeri fantezi çıkışlarından birini yapan Haşhaş Savaşı için bir inceleme sunacağım. Kitabın II. Çin-Japon Savaşı'ndan ve Nanking Katliamından çok esinlendiğini duymak - lütfen bilmiyorsanız bakın, böylece kitabın ne kadar karanlık olduğuna dair bir fikriniz olur - ilgimi daha da artırdı. Ancak
Haşhaş Savaşı
Haşhaş SavaşıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2021990 okunma
Acının, akla gelen her duygulu varoluşta zihinsel veya fiziksel olarak bastırılması haklı olarak hazzın da bastırılmasını içerir ve ahlaki ya da maddi tüm ilerlemeler kesinlikle acıyla buluşmaya ve ona üstün gelmeye bağlıdır.
Reklam
"JAPON KORKU SİNEMASI VE ANİME DÜNYASINA BAKIŞ Olca Karasoy İnanç, içinde korkuyu da barındırır. Korku bireysel olduğu kadar toplumsal olarak da oluşur. Bu sebeple her toplum kendi dini, inanç ve değerler sistemi üzerinden korkular taşır. Korku sineması da bu korku algısına göre şekillenir. Türk sinemasında cin temalı filmler karşımıza çıkarken Amerikan sinemasında zombilerle karşılaşmamızın temel sebebi de budur. Konu korku sineması olduğunda Japonya'da karşımıza Budizm ve Şintoizm dini ile ahlak yapısının unsurları çıkmaktadır. Korku toplumsal değerler ve inançlardan etkilenerek oluşur. Japon toplumuna baktığımız zamanda ilk karşılaşacağımız şey etkileri hâlâ devam eden Hiroshima ve Nagazaki felaketleridir. Bu felaketler ölümleri getirmiştir lakin sadece insanın değil doğanın da ölümü söz konusudur. Bu da karşımıza Godzilla'yı çıkarır. İnanç sistemi içerisinde yer alan öğeler kadar toplumsal felaketler de kültürün parçasını oluşturur. Yurei (hayalet) hikâyeleri dini öğelerden gelirken Godzilla gibi korku öğeleri ise toplumsal felaketlerden oluşur. Japon korku sinemasının özellikle batı tarzı korku filmlerden ayrılan kendine özel bir tarzı ve akışı bulunmaktadır. Sessizce biriken dehşet, çoğunlukla ahlâka dayalı hikâyeler ve intikam bunlardan en dikkat çekenleridir. Bunlar da geleneksel Japon hikâyelerinden veya Japon kültürü ve mitolojisinden (özellikle konu hayaletler ise) alınır. Dahası, şiddet ve cinsellik bakımından önemli derecede sömürü de Japon filmlerinde mevcuttur."
Sayfa 134 - Japon Yayınları, Hazırlayan: Gökhan Kuloğlu, Yazarlar: Ahmet Ziya Sekendiz, Ayşe Altun, Birsen Albayrak, Deniz Balcı, Ercan Gürova, Gökhan Kuloğlu, Olcay Karasoy, Yeter Şeko, 1. Basım, Aralık, 2016, AntalyaKitabı okudu
Hindistan'da Hinduizm karşısında kaybolacak kadar gerilemiş olmasına rağmen Budizm, bütün Asya'yı fethetmiştir: Çin, Kore, Japonya, Tibet ve bütün Güneydoğu Asya.
336 syf.
·
Puan vermedi
Japonya Hakkında Nasıl Kültürlü Gözükürüm Bilgileri
Kitap kronolojik olmak kaydıyla belli parçalara bölünmüştür. Heian Dönemine kadar olan dönem ( 12 yy kadar) Heian Döneminden 17 yy a kadar Tokugawa Dönemi Meiji Dönemi Taisho Dönemi ve Demokratik Çağ Genel olarak Japon tarihi anlatısı din eksenli olarak başlar. Japonların çok tanrılı bir dinleri mevcuttur. Sonrasında Çin'den gelen Budizm
Kısa Japonya Tarihi
Kısa Japonya TarihiMikiso Hane · Say Yayınları · 202122 okunma
Budizm'in Çin'e Yayılışı
Reenkarnasyon fikri ayrıca neden iyi insanlara kötü şeyler oluyor şeklindeki muammaya da bir cevap sundu: İyilerin iyi işleri bir sonraki hayatta karşılık bulacaktı.
Sayfa 108 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Feodal Japonya'nın doğuşu
Budizm devlet aracılığıyla Çin'den ithal edildiği zaman yanlış bir uygulama ile Budist manastırları vergi kapsamı dışında bırakıldı. Manastırların komşuları da kendileri için aynı hakkı istediler ve aynı zamanda köylülerin vergilerinin doğrudan doğruya yerel kabile başkanına ödenmesi yöntemini geliştirdiler. Toplanan vergilerin oluşturduğu zenginlikle, soylu aileler neredeyse imparatorluk sarayını etkileri altına almaya başladılar. 12. yüzyılda bu gücü elinde tutan soylu kişi, o günkü çocuk imparatordan kendisine Sei-i tai-Shogun yani başkumandan unvanını vermesini istedi. İlk şogun Yoritomo, hükümette Bakufu (karargah bürosu) adı altında bir üs kurdu ve 19. yüzyılda Meiji dönemindeki değişikliklerle yönetimin gücü meclisin eline tekrar geçinceye dek şogunlar merkezi otoriteyi elde tuttular.
137 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.