Lavabonun beyaz dişlerinde üç mavi jilet
simsiyah bir almanca plak domingo
sıfır bir sıfır bir buluşacağımız saat
demokrat toni ben aysel ömer haybo
Dördümüz için cehenneme dört bilet
Müberra ablanın bizi keyfimize bakmaya davet ettiği yer, bej rengi kılıflarının üzerine jilet gibi yayılmış örtülerle kaplı kanepeleri değil, oturma odasının ortasında duran yuvarlak masanın çevresindeki tahta iskemlelerdi. Masanın üzerinde bir makas, yapıştırıcı, kağıt kırpıkları ve içine katlanmış gazeteler sıkıştırılmış kocaman bir dosya duruyordu. Boş zamanlarını kolaj yaparak falan geçiriyordu herhalde. Böyle kadınlar arasında nedense çok popüler olan ve genellikle seramik yapımı ya da İspanyolca dersleriyle başlayıp Küba Dostları Derneği ile devam eden, en nihayetinde de tımarhaneyle tamamlanan bir kişisel gelişim yolculuğunun uğrak noktalarından birinde olmalıydı.
Ben hangi yanımla geleyim ki yüreğine? Bilirim uzaklara dalar gözbebeklerin, gökyüzünün ardında neyi ararsın? Usta bir cerrah olsan da nâfile, jilet kesiği bir yüreği nasıl sararsın..?