Aradan geçen zaman da hep aynı soru kurcaladı kafamı: Acaba o zamanlar delirmiş miydim?... Bütün o zamanı bir tımarhanede falan mı geçirmiştim?... Belki de hala ordayım!.. Belki de gerçekten kötü bir düş, bu!..
Yazıların bulunduğu defteri kapattım. Okuduklarım, aklımdakileri tekrar depreştirmişti. Şimdi yalnızdım, tıpkı çöldeki bir kaktüs gibi. O çölde, ben bu iç karartıcı kentte...
Geleceğimle ilgili şeyler düşünüp planlar yapmak yerine, geçmişte beni içine alan döngü ve sonra bir kenara atan kasırganın etkisi altında yaşıyordum hâlâ. Arada bir sanki o afetlerden kendimi kurtaramamış gibi hissediyorum tekrar bir yerlere fırlatılmayı bekliyorum...
Kısa bir dönemde bu yaşadıklarımın bir özetini çıkarabilsem, belki kendimi toparlayabilir ve içinde bulunduğum bu ruh halinden kurtulabilirim.
Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda kurumuş bir kaktüs vardı, sulardım onu her gün. İyi bakardım yeşermesi için, ama her sabah buğday sarısı gördüğümde içim acırdı. Tek umut ettiğim şey onun yeşermesiydi. Birgün onun yavaş yavaş yeşerdiğini gördüm, yemyeşildi. Kırmızı bir çiçeği vardı. Çiçeğini elime aldığımda dikeni battı. Elimi kanatmıştı, çok ağlamıştım; çünkü o çiçek her uyandığımda çocukluk duygularımın arkadaşıydı. O günden sonra kaktüse bir daha bakmadım, korkmuştum. Yıllar sonra biraz da olsa anlamıştım, umut bir düşün başlangıcı bir düşün bitişiydi. Hayatın kuralıydı bu, sevmek bazen insanın canını yakıyordu.
Baskan Yayınları bilim kurgu serisinin beşinci kitabı. Son zamanlarda okuduğum en güzel roman. Philippe adında bir tarihçi Mars'a araştırma için giden ekiptedir ve araştırma sırasında bir kaktüs üzerinden iki tomurcuk fırlayıp suratında patlar. En başta herhangi bir değişiklik yoktur ancak Fransa'ya döndüğünde işler değişir. Eski sevgilisi Gilda ile buluşan Philippe'i Gilda'nın kocası kurşunlar. Bu sırada Philippe Gilda'yı öpmektedir. Ölürler ancak iki gün sonra yeninden dirilirler. Sonradan o iki tomurcuğun iki adet marslı canlı olduğu ortaya çıkar. Çiftimizde düşünce okuma, teleportasyon, telepati gibi güçler oluşur. Ancak normal insanlara göre onlar artık mutanttır ve öldürülmesi gereken insanlardır. Mars'a giden ekipteki herkesin ve Philippe ile Gilda'nın yakalanması için bütün devletler işbirliği yapar. Acaba kurtulabilecekler midir? Mutlaka okunması gerekenlerden.
Yazarın büyüklüğü ve düşünceleri tartışılmaz fakat Ahmed mithat rıfatov'un çevirmenliğini yaptığı kaktüs yayınlarından çıkan eserde çevirmenin ve yayına hazırlayanın yorumları hem okuyucuya hem de yazara büyük bir saygısızlık örneği olmuş. Keşke notlarına biraz daha dikkat edip daha objektif yazmaya çalışsalardı. Genelde bu tarz çevirilerde çevirmenlerin ve editörlerin yorumlarına alışığım ve oldukça yararlı olduklarını düşünüyorum. Fakat bu eserdeki anlamsız ve yanlı yorumlar kitaba ve okuyucuya bir terbiyesizliktir. Bu bir felsefe kitabı, ona göre hareket edilmeliydi.
Ne zaman seni düşünsem / ne zaman,
Ne zaman sen gelsen aklıma,
İçimden havalanıyor kanadı kırık bir martı,
Gelip konuyor uzaklarıma.
Soluyor yaprakları saksıdaki çiçeğin.
Ve ardından
Susuyor keman,
Bir ağacın yaprakları
Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda kurumuş bir kaktüs vardı, sulardım onu her gün. İyi bakardım yeşermesi için, ama her sabah buğday sarısı gördüğümde içim acırdı. Tek umut ettiğim şey onun yeşermesiydi. Birgün onun yavaş yavaş yeşerdiğini gördüm, yemyeşildi. Kırmızı bir çiçeği vardı. Çiçeğini elime aldığımda dikeni battı. Elimi kanatmıştı, çok ağlamıştım; çünkü o çiçek her uyandığımda çocukluk duygularımın arkadaşıydı. O günden sonra kaktüse bir daha bakmadım, korkmuştum. Yıllar sonra biraz da olsa anlamıştım, umut bir düşün başlangıcı bir düşün bitişiydi. Hayatın kuralıydı bu, sevmek bazen insanın canını yakıyordu.
|Deli Çocuğun Güncesi, Özgür Bacaksız (Sayfa 15)
Bir zamanlar birisi vardı Allah'tan bir çicek ve bir kelebek diledi.Fakat Allah bunların yerine ona bir kaktüs ve çiçek verdi...
Adam üzüldü...
Bir zaman sonra kaktüs çicek açtıtırtıl kelebek oldu...
İstediklerimiz her zaman ihtiyaclarimiz degildir.Bugunun dikeni yarinin cicegidir;bugunun bocegi yarinin kelebegidir...
Allah secimi O'na birakanlara en iyisini verir...