- Senin herkes dediğin kalabalık, içinde cahilleri, hainleri, budalaları bol bol barındıran bir kuru gürültüdür. Herkes kabul etti diye ben de bu hezeyanları kabul mü edeceğim?
Mazisini kaybetmiş bir hayalet gibi yürüyorum caddede boydan boya. Korkunç bir yürek sıkıntısı. Gençlik hayalim İstiklal’e ne olmuş? Vitrinlerde burma kadayıflar. Tarihi hacı bilmem ne tatlıcısı yazıyor. Yalana bak. Alışveriş merkezleri her yanda. Herkesin elinde poşet. Tahta iskeleler, bitmemiş bir sürü inşaat. Üstüme üstüme geliyor kalabalık. Ne bir tiyatro afişi ne bir sinema ne bir kitapçı ne neşeleriyle neşelenebileceğim genç insanlar, hiçbiri kalmamış. Yüreğim dağlanıyor sıkıntıdan. Geçmişe ait tüm izler silinmiş. Başka bir evrende, bildiğim, sevdiğim hayalini aklıma kazıdığım caddenin zulme uğramış kötü bir kopyası burası.
“Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.”