- "Mucize; ölümün en yakın ânında dayanılmaz bir bal tatlılığı.
Kur'ân sesine ruhun ne kadar aç olduğunun meydana çıktığı ân.
Yalnız ona tahammül edilebiliyor. başka her şey ağır, yoğun, kaldırılmaz, dayanılmaz, ağrılı, sancılı. Yalnız o sancısız, ağrısız. yalnız o şifa, yalnız o umulmakta, yalnız o kurtuluş, yalnız o beklenmekte. Camilerden, kütüphanelerden, hafızalardan, hatıralardan yalnız o beklenmekte. İyice belli. İyice kesin. yalnız o dinlenebilir. Ruh, son ânında yalnız onunla yaşar. Besini odur. Öyle bir besin ki, hastayı geriye de çevirebilir. Tekrar o insanı tutar kelimelere , kelimelerden göze çarpan ışıklara, ışıklardan renklere, renklerden, çiçek, ağaç, arı, kuş, ve pencere, duvar, yol ve caddeye, derken çarşı, trenyolu, büyük kentlere gerisin geri yalnız o çevirebilir. Ona tutunarak yolcu geri dönebilir, ileri de gidebilir. İleri gitmek, geri dönmek yalnız onunla hafif, onula uçarı, rahat ve nefis..."