Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir süre sustu, Münevver sessizce cevap vermesini bekledi ama konuşmadı. Bu adamla tanışalı iki saat olmuştu bu iki saat ona çocukluğundan başlayıp şuana kadar Bir nefes alış verişi gibi çabucak gelmişti .trenin yolu heyelan yüzünden kapanmasa belkide hiçbir zaman konuşmayacaklardı hiçbir zaman Münevver’in ilgisini çekmeyecekti . Bir süre sonra sessizliği bozdu Münevver dedi sana bir dinler tarihinden hikaye anlatıyım mı ? Münevver rüzgarın dallarını oynattığı uzaktaki ağaca dalmıştı .Birden uykudan uyanır gibi oldu anlat diyebildi sadece Bak Münevver dedi M.Ö Ademin yaratılışından bin sene sonra tarih tam kaça tekabül ediyor bilmiyorum o zamanlar Davud Zebur okumasını bilmiyordu.Allah üç farklı meleği insanların arasında yaşamaları için görevlendirdi .Bu meleklerden ilki tecrübeliydi daha önce insanların arasında bulunmuştu.İkincisi soğukkanlıydı üçüncüsüde bilgeydi Münevver tam bir şey söyleyecekken ,biliyorum Münevver meleklere inanmıyorsun ,Ademede ,Zeburada,Davudun sesinede ... Allah melekelere dünyaya adem olarak mı yoksa Havva olarak mı inmek istediğini sordu Üçüde havvayı seçti belkide ademin elmayı ısırmasının payı vardır bu seçimde Birden trenin sesini duydular Münevver orada sonsuza kadar dinlerdi ama kalkalım dedi hikaye sonraya kaldı
Yarıldı toprak, kalkalım artık gönül Tamamdır bu bağda vuslat ihtimalimiz
Reklam
Sohbetimiz konu etrafında dönüp dolaştığı hâlde nereye yerleştirmeye kalkarsak kalkalım yerinde durmuyor.
Sayfa 18 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
... "Çok mu sevmiştin?" "Bilmem. Ben sevmesini bilmiyorum herhalde. Kimi sevdiysem bana düşman oldu. Hadi kalkalım..."
Sayfa 216Kitabı okudu
"Ne çıkar daha önce gelse de bana ölüm Yeniden doğacaksa o kutsal yüz ufkumda Din çiçeği dansına kalkalım gel ey gülüm Yurdum açlıktır benim yokluktur ve de sevda"
:D
Here I come ulan, dedim; ben varım işte, here I come... Üşüdüm albayım, kalkalım.
Reklam
Sohbetimiz konu etrafında dönüp dolaştığı halde nereye yerleştirmeye kalkarsak kalkalım yerinde durmuyor.
Ansızın çalan sayısız zil, sabahın üzerine telaşlı bir gömlek giydiriyor. Dinlenmiş bir bedeni değil, bir geç kalma korkusunu uyandırıyoruz nicedir. Zamanı dünyevileştirdiğimiz için, ne kadar erken kalkarsak kalkalım, bir türlü yetişemiyoruz meleklerin dağıttığı rızka.
Sayfa 81
Geri190
1.363 öğeden 1.351 ile 1.363 arasındakiler gösteriliyor.