Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı.Kızın adı Tispe delikanlınınkı ise Piremus idi.Bunlar yanyana evlerde otururlardı.Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk beslerlerdi.
Fakat aileleri görüşmelerini istemezler,birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi.Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı.iki evin
Derviş dedi ki: "İpekböceği kozadan çıkarken alın teriyle ördüğü ipeği yırtıp parçalar. Bu yüzden çiftçiler ya ipeği seçerler ya ipekböceğini. İkisini birden koruyamazlar. Çoğu zaman ipeği kurtarmak için ipekböceğinin canını alırlar. Bir tek ipek mendil için bilir misin yüz ipekböceği can verir? Bu hikâyede benim payım ipekböceğininkine benzer. Rumi ipektir, ilmik ilmik örülecektir. Vakit tamam olunca ipeğin bekası için ipekböceğinin ölmesi gerekir."
E, biz niye halettik o zaman padişahımızı? Ben bu menhus işe karıştım ise, sadece Osmanlı’nın hayrı ve bekası içindir. Asrımız, meşruti idareyi farz kılıyor lâkin padişahımız bunu bir türlü kabullenemiyor diye yapmadık mı bu işi?