Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Çünkü tarih davetsiz misafirlere tahammül edemez, kahramanları kendi elleriyle seçer ve ne kadar ısrarcı olurlarsa olsunlar çağrılmadan gelenleri merhametsizce kapı dışarı ederdi.”
Devasa adamın, babamın, en üst merciin neredeyse nedensiz gelivereceği, beni gece vakti yatağımdan alıp kapı önündeki koridora bırakabileceği ve onun gözünde böylesi bir hiç olduğum yönündeki kahredici düşünceyle yıllar sonra bile acı çektim.
Reklam
" Canını kurtarmak isteyen onu kaybedecektir. "
Bu sırada aniden durup kapı girişine kadar geri çekildi ve beni sırt üstü çevirdi. Dizlerimi düzeltti ve güçlü bir darbeyle ilerledi. Benimle gel, kıymetlim, dediğinde bu rica değil, emirdi. Birazdan. Benimle geldiğini söyle. Evet, dedim hızla soluk alarak. Evet, evet. Güzel, dedi ve ellerini popoma doğru götürüp, kalçalarımı hafifçe kaldırarak daha derine ulaştı. Şimdi daha önce hiç olmadığı kadar derindeydi. Hiç bu kadar öteye gitmediğine yemin edebilirdim. Gelmek üzereydim.
Sabır, ilk karşılaşma anıdır. Sabır, kırılmanın bağrında başka bir zamana kapı aralayabildiğinde insanın kaderini değiştiren güçtür.
" Sesi daha önce hiç, bana böyle acı çektirirkenki kadar tatlı olmamıştı. "
Reklam
" Olduğuna inandığım kişiysen, sen de bundan azade olamazsın. "
İsteseniz kütüphanelerinizi kilitleyin ama zihnimin özgürlüğünü kilitleyebileceğiniz hiçbir kapı, kilit, sürgü yoktur.
Sayfa 108Kitabı okudu
Uzanmış yumuşak bir divana Karıştırırken eski bir aşkın sözlüğünü, Bir kapı tıklaması geliyor kulağıma Sessiz ve sakin bu güneşli yaz günü. Açar açmaz kapıyı çığ doluyor odama.
Sayfa 59 - kırmızı kedi yayınları, üçüncü basım, mart 2014, istanbul
" En dik yokuşun en iyisi olduğunu bana düşündüren hep sana kavuşma ümidi olmuştur. "
Reklam
İnsanın kendi içinde bir başka hayat daha var...
Şöyle bir not geçmişti Psikiyatrist İbrahim Bilgen; "Eğer bir yerde takılmış bir danışan görüyorsan, o yerde takılıp kalmış bir de terapist vardır..." Bunu okuduğum günden beri bir olayda, kişide, düşüncede ya da bir durumun içinde beni durduran, takılı bırakan bir şey olduğunda oranın kapalı bir kapı olduğunu görmeye başladım. İlerlemeyen bir şey yok aslında, alanından çıkılamayan bir konu var... takılıp kalıyorsam orada demeki o kapıyı açmaya elimin uzanamayışının bir sebebi var. Zaten kapı açılmıyorsa da karşımdaki enerjinin de benzer bir hali var ki bu karşılaşma o duvar misali kapıyı farkedilmek için oluyor. Olaylara bakarken karşımdakinin halinin, yaptıkları veya yapmadıklarının onunla ilgili bir mesele olduğunu, buna şahit olarak da ben de o alanda olduğumdan benimle ilgili olan tarafına bakıyorum. Bazen anahtarı kendi içinde aramaya koyulursun, buna adarsın kendini ve bir bakarsın başka bir kapının önüne varmanla anahtarı bulmanın zamanı kesişmiş... Bu yüzden konu hiçbir zaman kişiler olmamıştır, konu birbirimizin aracılığıyla görmemiz gerekenler olmuştur...
" İşte o an, dedim kendi kendime, bütün anların belki en tatlısı, mutluluğun hemen öncesinde gelse de mutluluğun dahi boy ölçüşemeyeceği o an. "
... mutlak bir kural vardır ki "insan aradığını bulur ve çaldığı hiçbir kapı yüzüne kapanmaz," yalnızca sabır, uygulama ve daimi ısrarcılıkla insan "Bilgi Tapınağı"nın kapısını aralayabilir.
Söylediklerimi, kapı kapı dolaşarak geri almak istiyorum…
"Rahman ve Rahim olan Allahın ismiyle" deyip, her kudreti ona bağladıktan sonra işe girişmenin güven duygusunu; ve onun rahmetinden kulunda tecelli eden zafer iradesini düşünün! Bu iradenin, daima İlâhi rahmetle, açmayacağı kapı mı vardır ki?... Ama, kalbimize ve şuurumuza asılı duran bu yaftayı, aslâ ölü klişilerin âkıbetine uğratmamak, hikmeti içinde tutmak şartiyle...
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.