Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kapitalizm doğuşundan beri herkesin eleştirdiği her gerçek veya hayali kötülükten sorumlu günah keçisi haline getirilmiştir. Seçkin iktisatçı Ludwig von Mises'in de gözlemlediği gibi: "Bugün serbest piyasa ekonomisinden, yani kapitalizmden daha az sevilen bir şey yoktur. Bugünkü şartlarda hoşlanılmayan her şey kapitalizme yüklenmektedir. Ateistler Hristiyanlığın hayatta kalmasından kapitalizmi sorunlu tutmaktadırlar. Fakat Papa'nın genelgeleri dinsizliğin ve günümüz insanının günahının yayılmasından dolayı kapitalizmi suçlamaktadırlar; Protestan kiliseler ve mezhepler de kapitalist açgözlülüğü suçlamada daha aşağı kalmamaktadırlar. Barış taraftarları savaşları kapitalist emperyalizmin bir sonucu olarak görmektedirler. Fakat Almanya ve İtalya'nın inatçı milliyetçi savaş kışkırtıcıları, insan tabiatına ve tarihin kaçınılmaz kanunlarına aykırı "burjuva" barışseverliği nedeniyle kapitalizmi suçlamışlardır. Vaizler, aileyi parçaladığı ve şehveti azdırdığı için kapitalizmi suçlamaktadır. Fakat "ilericiler" sözde modası geçmiş cinsel baskı kurallarını koruduğu için kapitalizmi suçlamaktadırlar. Neredeyse tüm insanlar yoksulluğun kapitalizmin bir sonucu olduğuna hemfikirdir. Öte yandan pek çok kişi, kapitalizmin insanları daha fazla rahatlık ve daha iyi yaşam arzularını karşılamak için aşırı maddiyatçılığı teşvik ettiği gerçeğine üzülmektedir. Kapitalizme karşı yapılan bu çelişkili suçlamalar birbirini götürmektedir. Fakat sonuçta kapitalizmi tamamen lanetlemeyen pek az insan bulunduğu gerçeği ortada durmaktadır."*
Sayfa 360 - Plato Film Yayınları - I. Baskı: 2004 - Çeviren: Nejdet Kandemir - *Ludwig von Mises, Sosyalizm (Socialism) 1951Kitabı okudu
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“İnsanın kendisi kötü iken, kötülüğü nasıl düzeltebilir?” Eser, bir mesele yüzünden vicdan azabı çeken roman kahramanının kendi varoluşunu sorgulamasını, kendiyle hesaplaşmasını ve vicdanın sesini de dinleyerek değişimini bir anlamda yeniden dirilmesini anlatıyor. Yazar, bu hesaplaşmayı ele alırken,insan,aile,Rus toplumunun
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · İskele Yayıncılık · 200517,4bin okunma
Reklam
Eğer bazı insanlar düşünmeyi tercih etmezlerse, sadece diğer insanlar tarafından keşfedilen bir işlem rutinini taklit ederek ve tekrarlayarak hayatta kalabilirler; fakat bu rutin diğer insanlar tarafından keşfedilmiş olmak zorundadır, aksi halde hiçbiri hayatta kalmaz. Eğer bazı insanlar düşünmeyi veya çalışmayı tercih etmezlerse, ancak diğer insanlar tarafından üretilen malları yağmalayarak (geçici olarak) hayatta kalabilirler; fakat bu diğer insanlar bu malları üretmiş olmak zorundadır, aksi halde hiçbiri hayatta kalmaz. Bu şekilde herhangi bir insan veya herhangi sayıdaki insan tarafından hangi tercih yapılırsa yapılsın, insanlar hangi kör, irrasyonel ve kötü niyetli yolu izlemeyi tercih ederlerse etsinler, aklın insanın hayatta kalma aracı olduğu ve insanların rasyonellikleriyle orantılı olarak başarılı veya başarısız olacağı, hayatta kalacağı veya yok olacağı gerçeği olduğu yerde durmaktadır.
Sayfa 13 - Plato Film Yayınları - I. Baskı: 2004 - Çeviren: Nejdet KandemirKitabı okudu
Biz Seniz İlelebet Ölümsüz Atatürk: 27 Mart 1930 günü sabahı, doğmakta olan güneşe bakmaktadır. Yanındakilere, edebiyat ve felsefe tarihine de altın harflerle yazılabilecek şu muhteşem sözleri söyler: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle
Gelir vs Yaşam standardı
Amerikan modelinin bu kadar desteklenmesinin altında ABD'nin en yüksek yaşam standartlarına sahip olduğu "gerçeği" yatıyor.... Artık yaşam standartlarından anladığımız, milli gelir ortalamasından daha öte bir şey. ABD'deki yüksek eşitsizlik, ortalama milli gelirin diğer ülkelere göre vatandaşlarının ya- sam standartlarını daha az yansıttığını gösteriyor. Bu durum ABD'nin diğer ülkelere kıyasla çok kötü bir performans ser- gilediği sağlık ve suç gibi göstergelerde de kendini belli ediyor. ABD vatandaşlarının satın alma gücünün daha yüksek olması büyük oranda özellikle hizmet sektörlerindeki pek çok diğer vatandaşın çektiği yoksulluk ve güvensizlik sayesinde elde ediliyor. Ayrıca, Amerikalılar benzer ortalama milli gelire sahip diğer milletlerden daha çok çalışıyorlar. Çalışılan saat başına hesaplandığında, ABD geliri satın alma gü- cü bakımından bile pek çok Avrupa ülkesinin gerisinde kalıyor. Tüm bunların daha yüksek yaşam standartlarına sahip olmak yönünde yorumlanıp yorumlanamayacağı tartışılır... Özellikle satın alma gücü bağlamında kişi başında düşen gelirin en güvenilir gösterge olduğu kesin değildir. Ancak, gelirimizle ne kadar mal ve hizmet alabildi- gimize odaklanarak, boş zaman, iş güvencesi, suç oranlarının düşüklüğü, sağlık hizmetlerine erişim, sosyal refah gereklilikleri, vb gibi "iyi yaşam" unsurlarını oluşturan diğer birçok şeyi gözden kaçırıyoruz.
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Tarık Tufan'ın kalemini seviyorum. Müphem haletler dizisi, kaoslar, iç sesler, çatışmalar, hüzün, pişmanlık, acı muhayyel bir biçimde akıp geçiyor gözümün önünden ve son sayfayı okuyup kitabın kapağını kapayınca tüm o belirsizlik içerisinde kendimi buluyorum. Bulmak, evet. Şu gaybubet zincirinde. İsmi hiç zikredilmeyen o radyo programcısı,
Kekeme Çocuklar Korosu
Kekeme Çocuklar KorosuTarık Tufan · Profil Yayınları · 20196,7bin okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle bu kitabı fantastik bir öykü olarak değil, metaforları çözmek, kafkaesk felsefeyi anlamak amacıyla okumanız gerekiyor. Sana biçilen kostümü giymezsen, sistemin seni nasıl dışladığı, kapitalizm gerçekleri, ailenin sanılan kadar güvenli bir kurum olmayışı, insanın elindekileri bir anda kaybedebileceği gerçeği, uğruna nefes almadan çalıştığınız insanların, onlar için işlevsiz olduğunuzda nasıl size sırtını dönebileceğini anlatan mükemmel bir hikaye. Kitaptaki analizler çok sarsıcı, anlatım çok kuvvetli ve sürükleyici. Yaşananlar ve Samsa'ya yaşatılanlarsa çok gerçek. Sadece fedakar analar diyarı Türk kültüründe yetişmiş bir kimse bir annenin çocuğundan o kadar çabuk vazgeçebileceğine şaşıyor :) ama o da çarpıcılıkta dozu artıran bir ayrıntı ve bize 'Belki de dönüşüm Gregor samsa'nın değil ailenin dönüşümüdür' fikrini destekliyor. Özetle popülerliğini katbekat hakeden bir kitap, anlamadım, kötüydü vs diyenlere inanmamalı ve mutlaka okunmalı.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2019223,8bin okunma
Burjuvazi olmadan kapitalizm mümkün değildi, ama burjuvazi de ulus devlet ve ulus gerçeği ortamında güçlenecekti.
316 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.