Beğensek de beğenmesek de içinde yaşadığımız dünya son yüzyılda büyük ölçüde değişmiştir. Bazı insanlar bu değişikliği durdurmak, daha saf ve daha basit bir çağ olarak gördükleri çağa geri gitmek isterler. Fakat tarihin gösterdiği gibi geçmiş o kadar güzel değildi. Modern tıp olmadan yaşamak zorunda olmaları ve kadınlar için doğum yapmanın son derece riskli olmasına karşın, ayrıcalıklı bir azınlık için yaşam yine de hoştu. Ama nüfusun büyük çoğunluğu için berbat, çirkin ve kısaydı.
Hawking'in uzun yıllar içerisinde yazdığı yazılardan derlenmiş bu kitap. hayatından kuramsal fiziğe kadar farklı farklı konularda yazılar bunlar. Üstün fizikçinin yazılarından okurken aslında sıradan bir insan diyorsunuz fakat bir sonrakini okurken oturup kuramsal fiziğin hatta fiziğin temeline dönüyorsunuz, bir de bakmışsınız matematik kurallarını anlamaya çalışıyorsunuz. Bir ara merak salmıştım kendisine önce zamanın kısa tarihini sonra da bu kitabını okumuştum. Ama şöyle bir karıştırdım tekrar, yine yine okumak lazım.
Kitabın ilk bölümlerinde Hawking hayatını anlatıyor. Daha sonraki bölümlerde ise çeşitli yıllarda yayımladığı makaleler derlenmiş. Faydalı bir eser. Altyapısı olanlar daha çok beğenecektir.
Kitap, günümüzün en ünlü fizikçilerinden Stephen Hawking'in, evren konusunda yüzyıllardır biriken araştırmaları ve bilgileri derlediği bir çalışma. İlk baskısı 1988 yılında yapılmış. Benim kitabı okuduğum tarihten yaklaşık 27 yıl önce yazılmış. Bu açıdan bakıldığında benim için gecikmiş bir okuma. Ama kitabın 2013 yılında Türkçe basımının
Dikkat spoiler içerir.
Güzel bir bilim teknik eseri. Astronomi bilimi ile ilgili olarak okuyucuya oldukça güzel ve faydalı bilgiler veriyor. Dünyanın oluşumu, güneş sistemi, gezegenlerin enerjileri, kara delikler, Samanyolu gezegeni, evrenin genişleme teorisi, enerji ve zaman arasındaki ilişki, Newton Hubble ve Einstein gibi bilim adamlarının bu konular hakkındaki çalışmaları gibi pek çok bilgi bu kitapta mevcut. Bu tür konulara ilgisi olanların mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Kara delikler öyle ağırdır ki her şeyi, hatta ışığı bile içlerine, ta merkezlerine çekerler. Bu gibi anlar işte böyle bir çekimin harekete geçtiği anlardı; neye tutunursan tutun eninde sonunda içeri çekilmekten kaçamıyordun.
Biraz dikkatle okursanız, göreceksiniz ki, bu sebepler yalnız Bizans'ı değil, yakın tarihte Sovyetler Birliği ile peyklerini de yerle bir etti. Bakın bakalım, "Bizans'tan bana ne?" diyebilecek misiniz?
*Bizans Batılılaşmıştı Bizanslı aydınlar Avrupalıları özellikle de İtalyanları taklit etmede yarışıyorlardı. Kıyafetleri başta
Her ne kadar bu alana ilgili ve normal bir bireyden daha bilgili isem de zaman zaman teknik ve sıkıcıydı ama Kara delikler ve Solucan delikleri hakkında duyduğum yeni her şey beni çok heyecanlandırdı.
Başlangıçta hastalık oldukça hızlı ilerliyor göründü. Araştırma çalışmasını yapmam pek anlamlı görünmüyordu, çünkü doktoramı bitirmeye yetecek kadar uzun süre yaşamayı beklemiyordum. Ancak zaman geçtikçe hastalık yavaşlar gibi oldu. Ayrıca genel göreceliği anlamaya ve çalışmamda ilerlemeye başladım. Fakat gerçekte farkı yaratan şey ALS teşhisi konduğu günlerde tanışmış olduğum Jane Wilde adlı bir kızla nişanlanmamdı. Bu bana uğruna yaşanacak bir şey verdi.
Hastanedeyken karşımdaki yatakta bildiğim kadarıyla kan kanserinden ölen bir çocuk görmüştüm. Hiç de hoş bir görünümü yoktu. Benden daha kötü durumda insanların olduğu açıktı. En azından benim durumum beni hasta etmiyordu. Kendime üzülme eğilimi duyduğumda o çocuğu anımsarım