Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ölünün konuşmasını dinlemek eşsiz bir yetenektir ve oldukça özelleşmiş bir eğitim gerektirir. Sessizliğin dilini okumak zordur, fakat ölüler yalan söylemez. Onları anlamak zor olabilir ve onları yanlış yorumlayabiliriz veya anlatacakları yok olmadan önce onları bulamayabiliriz. Ama söyleyecekleri bir şey varsa dürüstlüklerinden şüphe edilemez. Bazen kemiklerine kadar soyulduktan sonra bile konuşmaya devam edebilirler.
Psikopatlar yazdıkları dramayı seyretmeye bayılırlar. Seri katillerin olay yerine geri döndükleri ya da kendilerini soruşturmaya dahil ettikleri sık görülür. Katilin, kurbanın cenaze törenine katıldığına o kadar sık rastlanır ki günümüzde polis, yas tutanları sivil giysilerle gizlice videoya kaydeder. Seri kundakçılar, çıkardıkları yangını seyretmeyi çok severler.
Reklam
... Hayatın daha iyi hale gelebileceğine inanacak kadar iyimserlerse şakalar yapar, eğer çıplak ruhları hissiz bir umutsuzlukla yıpranmışsa can sıkıcı hikayeler anlatılardı.
Sanki ölüler enerjimi istiyor ve kendi kanlarının içinde veya paslanmaz çelikten masanın üstünde yatarken bütün enerjimi emmeye çalışıyorlar. ÖLÜLER ÖLÜ KALIYOR, BEN İSE TÜKENMİŞ.
Özenle bakımı yapılmış o elleri kamçı tutarken tahayyül etmek işten bile değildi. Muhakkak Nero'nun elleri de böyleydi. Keza Karındeşen Jack'in. Bunlar, imparatorlarda ve suikastçılarda rastlanacak türden ellerdi. Gayretsiz lakin ölümcül; zalim ve konik uçlu tırnaklar, kötülerin mükemmel silahıydı.
Sayfa 15
Reklam
Sherlock Holmes'un kitap sayfalarındaki karmaşık vakaları çözdüğü sırada, gerçek dünyada Karındeşen Jack'in Londra'nın Doğu Yakası'nda yorulmadan fahişeleri öldürdüğünü belirtmek ilginçtir. Sadece hukukun değil, gerçekliğin de karşı tarafında olan bu ikili, kamuoyunun dikkatini o kadar sıkı çekmiş ki, hayranları tarafından Sherlock hakkında yazılan birçok "modern" hikayede dedektif yeniden soruşturmaya geri dönüyor Whitechapel'deki faili meçhul cinayetlere...
Sayfa 75 - John DouglasKitabı okudu
Seri suçlular yakalanıncaya kadar durmuyorlar - "Öğreniyorlar", daha deneyimli ve daha tehlikeli oluyorlar, taktiklerini ve yaklaşımlarını bir bölümden diğerine sürekli geliştiriyorlar. “Öğrenmek” kelimesini tesadüfen kullanmadım; Elbette bu tür suçlar, modern tarihin ilk seri katili sayılan Karındeşen Jack'in 1880'lerdeki Londra fırtınasından beri biliniyor. Bu arada, daha sonra açıklayacağım nedenlerden dolayı seri katiller neredeyse her zaman erkektir...
Sayfa 70 - John DouglasKitabı okudu
Kendimi kentte ağır ağır dolaşan Sherlock Holmes, Karındeşen Jack, Görünmez Adam sanıyordum. Keyfim çok yerindeydi
Merhaba kitapseverler #YankılarSenfonisi#BiriBiterDiğeriBaşlar#S.T.MARY'SGÜNLÜKLERİ#Tarih#BilimKurgu#okudumbitti#ozlemli_kitapla#alıntı "Atlattım elbette,hep atlatırız.Ama bazen gölgeler peşimizden gelir. Kütüphanede bir gün geçirip müdahalemizden sonraki olayları inceledim. Mary Stuart, Bothwell'le evlendi ve hayatının geri kalanını gözyaşları ve pişmanlıklarla geçirdi,kendi topraklarından sürgün edildi ve ilgiltere' de hapsedildi. Herşey olması gerektiği gibiydi. Ve günün sonunda Leon haklıydı. Herşey yüzyıllarca yıl önce yaşanmıştı..." Jodi Taylor ' un kaleminden ilk kitabı #BiriBiterDiğeriBaşlar ile başladı , ve serinin devam kitabı #YankılarSenfonisi ile bambaşka maceralarla devam ediyoruz... Nerde kalmıştık St. Mary' nin Enstitüsündeyiz. Londra'da Viktorya dönemindeyiz ve Max ile sıradışı ekibiyle Karındeşen Jack' sırlarını ortaya çıkarmaya çalışırken, diğer yandan Canterbury katedralindeki yaşanan olaylar açığa çıkmayı beklerken , bizim ekip Başpiskopos Thomas Becket' in akıllara durgunluk veren cinayetinin tanığı olacak. Dr Mary Enstitüsünü ve tarihdeki azılı düşmanların peşine düşüyorlar. Bu yazarın kalemi harika ötesi hem tarihin içine bu sıradışı ekiple gezmeyi ve keşfetmeyi isterseniz. Bu türü çok seveceksiniz ,bir tavsiye olarak gelsin diyerek..Sağlıcakla, kitapla kalın!!! @perseusyayinlari
Aylin Sezersan
Aylin Sezersan
Reklam
Okşama konusunda zır cahil olan kimileri teni zorlayıp içine girerler. Bu yolda da tüm iç organ erotizmi, şu iki uç arasında bölünerek serbest kalır: ölümcül yanın temsilcisi Karındeşen Jack olup, açıklamasını da Cronenberg'in Ölü İkizler (1988) filminde mideleri eşeleyen ve sakadayan nevropat jinekoloğun kompülsif manipülasyonlarında bulur; dirimci yan ise bir dizi içsel duyumun yanı sıra, hamile kadının, cenin denen bu tuhaf yabancının ve öteki benin şaşırtıcı biçimde toplandığı yer ve ilksel, tam anlamıyla tohum halindeki bir Eros'un çekirdeği olan genişleyen "karnı"ndan edindiği algıda ayırt edilir.
Ters teperse terapi, tozutursa kalbini bir travma, bir tümör, bu dejenere Karındeşen Jack kargo reklamı hızında sana bir ambulans dolusu gül gönderecek.
Düalist dünya görüşünde nefret edilen grup hep "Öteki"dir. Kadınlar “Öteki” olarak algılanan bu grubun en nefret edilen yanını, yani “öteki”nin dişil formunu oluşturuyorlar. Geçtiğimiz yüzyılın tarihi, dünyayı "biz" ve "ötekiler" diye bölen bu bulaşıcı basit dünya görüşünün etkisi altında gerçekleştirilen vahşetin tarihidir. Nanking'te 1937'de Japon ordularının işledikleri tecavüz suçlarından, Mart 2002'de Batı Hindistan'da milliyetçi Hinduların Müslümanları katletmesine kadar kadınlar hep milliyetçiliğin kışkırttığı ırkçı ve dinsel nefrete eşlik eden mizojininin kurbanları olmuşlardır. Bu katliamlarda kadınlara reva görülen bu korkunç kötülüklerin doğasında cinsellik motifi vardı ve sanki normal erkeklerin hepsi birden Karındeşen Jack'e dönüşmüştü. Normal olarak bir psikopatın hanesine yazılması gereken bu tür olaylar, birdenbire kabul görüyordu. İnsanların yadsıdığı bir suç olan öldürme fiili, savaşta doğal karşılanıyordu. Bu bağlamda, Japon askerlerin ve Hindu milliyetçilerin, binlerce hamile Çinli ve Müslüman kadınların ırzına geçmeleri, karınlarını yararak henüz doğmamış çocukları annelerin bedenlerinden koparıp almaları ve tüm bu ölümlerden sonra, bunları yapanlarda bir haklılık duygusunun uyanmış olması bile mümkündür. Onlar, kültürlerinin derinliklerine kök salmış olan kadından nefret güdüsünün de etkisindeydiler.
Sayfa 241 - PdfKitabı okudu
Varsa yoksa seri katil. Hiç sebepsiz, öldürdüğü kişiyi şahsen tanımadan, birbiri ardına cinayet planlayıp gerçekleştiren bir adama herkes doğal ilgi duyarmış, öyle diyorlar .. İnsanların bahsettiği o doğal ilgi neden seri kurbanlara yönelmiyor hayret. Belki de otuz beş yıl ilkokul öğretmenliği yaptığım içindir ya da belki doğal olmadığım içindir çünkü ben o üç küçük çocuğu düşünüyorum. Üç-dört yaşlarındaymışlar. Bütün hayatları topu topu birkaç yıl sürmüş, ne tuhaf, kedi gibi. Dünyalarında birdenbire anneleri yerine onların canını acıtacağını söyleyen ve acıtan bir adam beliriyor, hayatlarında acı ve korkudan başka bir şey kalmıyor. Korku ve acı içinde ölüyorlar. Ama muhabirler sadece nerelerinin kesildiğini, ne kadar çürümüş olduklarını filan anlatıyor, hepsi bu. Onlar küçük çocuklardı, adam değil. İlgi uyandırmıyorlar. Onlar sadece ölü. Ama seri katili anlattıkça anlatıyorlar, psikolojisini tartışıyorlar, ailesinin onu nasıl bu kadar ilginç bir hale getirdiğini anlatıyorlar ve sonsuza kadar yaşıyor, Karındeşen Jack gibi, Karındeşen Hitler gibi. Buradakilerin hepsi küçük oğlanlara seri tecavüz eden ve fotoğraflarını çeken, seri işkence eden ve seri katleden adamın adını hatırlıyor. Adı Westley Dodd'du, peki çocukların isimleri neydi?
Sayfa 109 - ETHERGEZER-Emma BodelyKitabı okudu
136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.