Beyinde karmaşık düşüncelerin saklandığı bir depo olmak zorunda; bilincin ötesinde ama hep uyanık, her an kendini göstermeye ve bilinçli düşünceler sahnesine çıkmaya hazır. Bu bilinçsiz depoda saklanan yalnızca düşünceler değildi, orada bir de gizli duygular vardı!
İnsanın dramı sanki başka türlüsü de olabilirmiş gibi görünmesine rağmen yaşamın tadına varamaması yaşamın keyfini gereği gibi çıkaramamasıdır. Karmaşık çelişkili düşünceler ve duygular arasında korkular ve kaygılar içinde bocalayan ne istediğini ne istemediği tam olarak bilemeden tatsız bir yaşamı sürükleyip duran insanın bu durumu gerçekten acıklı… ya da şöyle söyleyelim: insan kendi kendinden habersiz koşar adım ölümüne yol alıyor.
Reklam
Sevdiğimiz birinin arada bir hoşumuza gitmeyen, sinir bozan ya da bizi inciten bir şekilde hareket etmesinden yakınmamalıyız. Homurdanacak yerde, gücenmişliğimizi ve kinimizi biriktirmeliyiz. bir gün bu sevdiğimiz insan şu ya da bu şekilde bizi bırakıp gittiği zaman, acımızı hafifletmeye yarar bu biriken duygular. ama ancak belli bir noktaya kadar işe yarar böyle bir birikim. Çekip gidene suç yüklemek onun yok oluşunun acısını dindirmez, ona karmaşık bir nitelik kazandırır sadece. Bizi anlatılmaz bir şekilde incitmiş olması, aramızdaki bağların gevşemesini gerektirmez; o andaki yasımıza dinmez bir sızı, çaresiz bir aşağılık duygusu, giderilmez bir kaybın mührünü basar.
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
Zira yaratıcı, erkeklerin duygularını bir şekilde ters programlamıştır, öyle ki kadınlardan her zaman onların verebileceklerinin tersini beklerler , biri kolayca bedenini sunuyorsa bunu teşekkürle karşılamak yerine , sadece masumiyeti bağlılıkla sevebilecekmiş gibi davranırlar. Fakat bir kadın masumiyetini savunduğu zaman da koruduğu şeyi elinden almak için çıldırırlar.
...ruhu,dile getirilemeyen sözcüklerin basıncıyla, olgunlaşan meyvelerinin ağırlığını zor taşıyan bir ağaç dalı gibi sarsılıyor olsa da, aşırı utangaçlığı, başkaları karşısında ruhsal yaşantısına dair bir imada bile bulunmasına izin vermezdi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.