Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Maske takarak yaşıyoruz ve maskenin içindeki gerçek beni unutup, ideal benliği gerçek sanıyoruz. Gerçek benliğimizle çatışma sonucu hastalanıyoruz. _Ortaçağda felsefesinde Tanrı, insanı kurgulayarak yaratır ve insan, tanrıya ulaşmak için uğraşır. Bu kurgu dünyası bir sınavdır. Ortaçağ ilkel insanı bu yüzden bir maske takar. Rönesans özgür
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
Reklam
Analizde, geri ve ileri hareket eden güçlerin birbiriyle etkileşimiyle, dirençle ve güdüyle uğraşmak zorundayız. Direnç, hastada mevcut durumu sürdürmek için iş gören tüm güçlere verilen ortak bir terimdir. Öte yandan güdüleriyse onu içsel olarak bağımsızlığa iten yapıcı enerjinin ürünüdür. Çalışmamızın itici gücü budur ve bu güç olmaksızın hiçbir şey yapamayız. Hastanın direncinin üstesinden gelmesine yardım eden bu güçtür. Kişinin çağrışımlarını daha üretken hale getirir ve bu da analiste onu daha iyi anlama olanağını sağlar. Olgunlaşmanın kaçınılmaz acısına katlanması için kişiye içsel kuvvet verir. Kendini güvende hissetmesini sağlayan tavırları bırakma riskini almaya ve kendisinin yanı sıra başkalarına da yönelik yeni bir tutum alarak bilinmeyene doğru atılmaya istekle kılar. Analist hastayı bu sürece sürükleyemez; hastanın bunu istemesi gerekir. Hastanın umutsuzluğunun felce uğrattığı, işte bu çok değerli güçtür.
* İstanbul deyince aklıma martı gelir Yarısı gümüş yarısı köpük Yarısı balık yarısı kuş İstanbul deyince aklıma bir masal gelir Bir varmış bir yokmuş
Sayfa 87 - AlfaKitabı okudu
Çok nadir de olsa bazı halkların yamyamlık davranışı sergilediği biliniyor. Bunların en ünlüsü Papua Yeni Gine'deki Fore halkı. (...) Fore halkınım kültürel alışkanlıkları -ki bunların arasında ölüleri yemek de vardı- (...) Fore halkının yamyamlığı, ölen akrabanın kısmen yenmesi gibi alışılmamış bir cenaze pratiğine dayanan son derece ritüelistik
Sayfa 26 - Metis BilimKitabı okudu
1894, SELANİK Bir gün Mustafa'yla okuldan dönüyorduk. Birden boş, yıkık dökük bir arsanın ortasında birbirdir oynayan arkadaşlarımızı gördük. Ben, "Hadi biz de oynayalım," diye atıldım. Mustafa kararlı bir şekilde, "Ben oynamam," deyince bozuldum, "Hadi be nazlanma,'' diye karşılık verdim. "Oynamam dedim ya!"
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.