Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sömürgeciliğin gücü, kapitalizmin kötülükleri, burjuvazinin çirkinlikleri, aydınların dayanılmayacak noktalara varan çelişkileri, yoksulluk, tüketim sistemi,paranın egemenliği, emeğin karşılıksız kalması, teknolojinin ve lüksün insanî değerlerin yerini alması ve kuvvetin gerçeğe, maddî çıkarların güzelliğe ve cinsel duyguların aşk ve sevgiye tercih edilmesi; uyanık, özgür iradeli, insanî duygularını henüz yitirmemiş ve düşünen vicdanları isyana sürükledi. Sınıfların temsilcileri aydınlardan, bencil düşüncelerden ve maddecilikten nefret eden bu insanlar birlik,kardeşlik, insanlık ve sevgi gibi en derin ve en temel ahlâkî değerlerin insanî duyguların kavgasını vermeye başladılar zaten.
Gitmem gerek. Burayı, bu dağ ve bulutuyla, akar suları, altın minareli kenti, delinmez taşlardan yapılmış surları ile çocukluğumuzun geçtiği bu kutlu ülke, bir toz zerresinde kaybolacak kadar uzaklara gideceğim. Ve bu zerrenin içinde bir yüzüğün kaşı gibi hep sen olacaksın. Seni burada bırakıyorum ama senin hayalini hep içimde taşıyarak. Sen
Reklam
 Sırça bir nesnenin yere düşünce parçalandığı gibi parçalanır aşklar. Aşk camdan bir nesnedir. Çok kolay kırılır ve İnsanı kolaylıkla kırılganlaştırır, elemde bırakıp acı çektirir. Aşk acı çekmektir, Mavi. Bu kadar masum bir duygu, an olur İnsanın en temel acı kaynaklarından biri haline gelir. Aşkı taşımak zordur. Aşk sadece yoğun bir sevgi, aşk karşılıksız yapamayan yoğun bir sevgi halidir çünkü
Sayfa 76
Sevgisizlik, sevmeyi bilmemekten değil, sevilmeyi bilmemekten neşet eder. Alacaklı gibi değil, borçlu gibi sevmeli o hâlde! Ne kadar seversen sev borcunu ödeyemezsin. Sevilmenin şükrü eda edilemez çünkü. Karşılıksız sevgi olmaz! Sevgi varsa, işin içinde sevmekten çok sevilmek vardır.
Çocuklar besin barınak harçlık uzun tatiller ve sevgi alırlar, bütün bunlar karşılıksız gibi görünür, küçük aptalların çoğu da bunun doğmanın bir telafisi olduğunu sanır. "Beni bağlayan hiçbir şey yok!" diye şarkılar söylerler ama ben, Pinokyo, beni bağlayan ipleri görüyordum. Ana babalar kâr amacı güdüyorlardı _ ne eksik ne fazla. Gösterdikleri ilgiye karşılık benden o devasa büyüklük hissesini istiyorlardı.
"Savruk Yılların Soldurduğu Bedenime Dokun İthaf: Nilgün Marmara’ya Sevgi en solgun mevsiminden geçiyor belki de ve biterken bir kahramanlık çağı bu kanlı operayı seyrettiğim alevlerle gölgelenmiş aynadan
Reklam
İnanç ve cesaretin uygulaması günlük yaşamdaki ufak detaylarla başlar. İlk adım kişinin nerede ne saman inancını yitirdiğini fark etmesi, bu inanç yitirmesini doğrulamaya çalışan usa vurmaları gözden geçirmesi ve yine kişinin ne zaman korkak davrandığım fark etmesklir. Her inanç kaybının kişiyi güçsüz kıldığmı, bunun ise yeni inanç kayıplarına neden olduğunu ve bu kısır döngünün süreg ittiğini kişi fark e im elidir. Kişi ayrıca bilinçli olarak sevilmemekten korkan bîrbinin aslında bilinç alitnda sevmekten korktuğunu fark etmeîidir. Sevmek kendini karşılıksız olarak adamak» sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir. İnancı az olanın sevgisi de azdır. Sevme sanatı için mutlak gerekli olan ye şimdiye kadar sadece değinilen ama açıklanması gereken temel bir tutum vardır; etkinlik. Önceden belirtti!im gibi etkinlik bir şey yapmak değil kişinin güçlerini verimli kullanmasıdır. Sevgi bir etkinliktir, seviyorsam sevdiğim kişiyle devamlı olarak etkin bir ilgi içindeyimdir, ancak yalnız onunla da değil. Eğer tembelsem devamlı uyanık çevik ve hareketli değilsem, sevdiğim ki.si.ye kendimi etkin olarak veremem. Uyku hareketsizlik için uygun olan tek durumdur. Günümüzdeki insanların ikilemi uyanıkken yarı uykuda, ııyuyorken yarı uyanık olmalarıdır. Tam anlamıyla uyanık olma, sı­kıcı olmak demektir — gerçekten de sıkılmama sevmenin temel koşuludur.
Geri139
398 öğeden 391 ile 398 arasındakiler gösteriliyor.