Murat Hüdavendigar
Temiz itikatlı olup işlerinde ve ibadetlerinde ihlasla hareket ederdi.
Neşri Tarihinde şöyle rivayet edilir ki bir gün Murad Han, yıllardır imamlığını yapan zata:
"Mevlana! Benim günahım çokluğundan mıdır ki, namaza tekbir getirip el bağlayacağım zaman üç kere Allahu Ekber deyip tekbir getirmeyince Kâbe-i Şerif'i müşahede edemiyorum. Sen hemen bir tekbirde ne hoş müşahede edersin" demiştir.
Neşri "Gâzi Hünkâr gayet salih olduğundan, her kişi tekbir bağ- layınca kendi gibi Kabe-i Muazzama'yı görür sanırdı" dedikten sonra "Hiçbir kimse onun velayetinden şüphe etmezdi" diyerek dinî yönüne işaret etmektedir.99
Kitap oldukça hızlı ilerliyor. Sıkılmadan, içine çekerek, merakla okumaya devam ediyorsun. Okudukça gerçeklik ile kurulan bağlar iyice güçleniyor ve gerçekte bir gün olur mu sorusunu sormaktan geri durmuyorsun. Eğer insanların duygularına bir bakış atmak isterseniz mutlaka okuyun.
EmpatiAdam Fawer · April Yayıncılık · 200932,6bin okunma
İnal Yavı'nın veziri Korkut Ata idi. Kayı Kara Hoca'nın oğlu Korkut Ata her ne dese İnal Yavı onun sözünden çıkmaz, o ne derse onu yapar idi. Korkut Ata'nın kerametleri çok idi. İki yüz doksan beş yıl ömür sürdü. Üç padişaha vezirlik yaptı.
Bir insan bir kitabı okuyup ta günlerce hatta yıllarca sürekli hafızasında döndürürmü? Valla ben kesinlikle empat mışım bunu öğrendim bun
kitap sayesinde. Şiddetle tavsiye ediyorum...
EmpatiAdam Fawer · April Yayıncılık · 201932,6bin okunma
Selçuk Şah'ın büyük oğlu Alp Tuğrul Han, çok gayretli, azimli ve kararlı bir kişi idi. Bazen de işi oluruna bırakma yani müdahale etmeme huyu vardı. Tükellü halkı onun neslindendir. Tükellü'nün aslı hep kaderine razı olup işi oluruna bırakır. Tükellü, Moğolca bir kelimedir. Onlar adı Moğol dilinden almışlardır.
Sultan Osman Han, Sultan Murad Han, Sultan Melik Şah, Yıldırım Bayezıd Han ve Sultan Orhan; Tükellü asıllıdır. Tükellü halkı daima bey ve han olur. Han ve beylerin çoğu Tükellü asıllıdır.
Sultan Süleyman Şah, Sarı Baki Bey ve Sultan Selim Han, Çakır Bey evladındandır. Bunlara Oğuzhanlı derler ve bunlar Kayı evladıdır. Rum şehrine padişah olanlar onların evladıdır. Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
Sayfa 161 - Kün Han Oğlu Kayı Han Evladının Beyanı ve Kuzu Yavı Han'ı Hükümetinin BeyanıKitabı okuyor
Osman Bey'in istiklalini alması ise 1299(1301(?)) yılında olmuştur. Bu da İlhanlı Gazan Han'ın Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubat'ı tevkif ettirerek Azerbaycan'a göndermesi olayı ile başlar. Selçuklu sultanının uğradığı bu ağır hakaret Selçuklu Devletinin sonu oldu. Selçuklu beyleri ve askerleri dağılarak mahalli Türk beylerine katılmaya başladılar. Bunların büyük bir çoğunluğu Bizans ucunda kurduğu kararlı idare ile ün salan Osman Bey'e katıldı. İlhanlı - Moğol hakimiyetine rıza göstermeyen göçebe Türk ve Türkmen boyları da Osman Bey'in topraklarına çekildiler. Böylece Osman Bey'in buyruğu altında oldukça kalabalık bir Türk gücü toplanmış bulundu. Bunların önde gelenleri dağılan devleti yeniden derleyip toplayacak, gerek Bizans'a, gerek Ilhanlılara karşı Türk ülkesini savunacak bir başkan olarak Kayı Han soyundan olmakla han olmaya hakkı ve liyakati bulunan Osman Bey'i seçtiler. Türk Oğuz töresine göre yapılan bu seçim bir törenle son buldu. Herkes birer birer Osman Bey'in önünde diz çökerek onun elinden verdiği kımızdan içti.
Osmanlı Hanedanının Kayıt Defteri
Kitap bana 25 saat önce ulaştı hemen okumaya başladım ve an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Kitap beklediğimden daha farklı çıktı ama gerçekten çok ama çok beğendiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Kitap Ertuğrul Gazi'den başlayarak bizlere kronolojik bir şekilde Osmanlı ailesinin silsilesini bilme imkanı veriyor
Hatta onbeşinci yüzyılda Osmanlı’ya öldürücü bir darbe vurmuş olan Timurlenk, belki de Kayı kelimesini Kayıkçı olarak anladığından rakibi Sultan Bayezid’i: “Sen kayıkçı bir Türkmen neslindensin.” diyerek küçümsemişti.
Kısaca; sistem kurulu, tıkır tıkır işliyor direnmek boşuna, itaat edin diyor gibi geldi bana.
John Perkins aslında bu kitapta yıllardır yaptığı işler konusunda günah çıkartmaktan başka bir şey yaptığını düşünmüyorum. Eğitiminin başından günümüze kadar yazarın başından geçen olayları anlatıyor fakat genel anlamda insanları küresel çapta yaşanan olaylara veya gün yüzüne çıkmamış gerçeklere daha duyarlı olmaya çağırıyor gibi görünse de John Perkins'in bu olayları anlatmak için böylesine gecikmiş olması bütün anlatımı ve samimiyeti büyük ölçüde azaltıyor. Çeşitli bölümlerde ne denli vicdan azabı çektiğini ve yaptığı işi severek yapmadığını görüyoruz. Ama bütün bunlara rağmen ekonomik tetikçi olmayı, bu işte çalışmayı ve hatta başarılı olmayı sürdürüyor. Bunlara ek olarak ekonometri alanında çeşitli makaleler yayınlamayı da ihmal etmiyor. Şahsi görüşüm bu kitabın amacı birleşik devletlerin vatandaşlarına uyanma çağrısı olmak ve tabi ki kendi egosunu okşayarak kendini tatmin etmesini sağlayan bir araç/kukla olarak kullanması.
*🧠*
Osmanlıyı 1299 yılında Oğuz Türklerinin Kayı Boyu kurmuştur.
Osmanlı imparatorluğu;
- 1299 da kurulmuş, 1579'a kadar 3 asır YÜKSELMİŞ....
- 1579 dan 1699 kadar,
1 Asır DURAKLAMIŞ.
- 1699 dan 1919 kadar.
GERİLEMİŞ VE YIKILMIŞTIR.
Gerçekte iki farklı Osmanlı vardı;
- Halifeliğe kadar olan Osmanlı... (1299-1517) Nam-ı diğer Türk
Artık fırsat ve nusret senindir
Hidayet menzili nimet senindir
Sana verildi taht düşmesin baht
Ezelî ta ebed devlet senindir
Yansın çerağların âlem içinde
Döşene sofralar davet senindir
İki cihanda hayırla anılmak
Nesep ve nesil ile burhan senindir
Çocukken erdi sana baht-ı devlet
Cihanda olan devran senindir
Süleyman zamanının menbağısın
Hem inse hem cinne ferman senindir.