Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kayıplar kayıplar....
Bir sonraki kelimelerimi özenle seçtim. "Diğer çocukları dediniz...Öyleyse.. Sizin ikinizin de bir çocuğu vardı değil mi?" Helmut'un yüzü düştü "Bir oğlumuz vardı. "Oturma odasında fotoğrafı olan çocuk mu?" "Evet." "Peki, o şimdi nerede? Yani oğlunuz?" Helmut hâlâ çatalında yenmeyi bekleyen spagettiyi bıraktı. "Kardeşinizin olduğu yerde.
Sayfa 97 - YanpasajKitabı okudu
Kayıplar olacak ki kaza­nalım bir şeyler. Fatma Hanımı düşünün! Ölmeseydi, Hamit, ko­ca Makber'i nasıl yazardı?
Reklam
Kayıplar. Ne de çok çabalarlar, kendilerine ait olmayan şeyler için; kendilerine ait olmamak için. Başkalarının olup, kendilerini unuturlar: sırf sahte bir şefkati hak edebilmek için. Başkalarının rüyalarında kötüyü oynarlar, kendi kabuslarını unutabilmek için. Başkalarının gözlerinden bakarlar, kendi gördüklerini silebilmek için. Başkalarının silahlarını donanırlar, kendi acılarını parçalayabilmek için. Başkalarının dudaklarından konuşurlar, kendi yaralarını gizleyebilmek için Başkaları, başkaları, başkaları. Kaybolanlar, en sonunda olurlar kendi kendilerinin sancıları. -ʚїɞ
210 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Kitabı okuyup kapattıktan sonra insanın aklına bir soru takılıyor: Yaşamak nedir? Yaşamak; zorlukların, acıların arasına serpiştirilmiş mutlu anlardan mı ibaret? Hatalarımızın bedelini sonuna kadar ödediğimiz bir yolculuk mu, yoksa bu yolculukta, bedel öderken almamız gereken dersler mi? Kitaptaki hikaye, biraz eski “acıklı” Türk filmleri tadında.. Acılar, kayıplar, zulümler hakim.. Sığ bir pencereden bakarsak, sadece acı görür, kitabın neden bu kadar değerli olduğunun ve Çin’de yasaklanacak kadar yankı oluşturmasının nedenini anlamamız imkansızlaşır. Kitapta bir aile üzerinden; Çin Kültür Devrimi sırasında, yönetimin halka, özellikle kırsal kesimdeki insanlara yaşattığı zulümler, acılar anlatılmış, derin bir sistem eleştirisi yapılmış. Tek bir ailede yaşananlar, aslında dönemin Çin Halkı’nı temsil ediyor. Acılar, ölümler, yokluk, açlık, yalnızlık..Kitabın baş karakteri Fugui’nin gençliğindeki hatalarla dolu yaşamı da devrim öncesi halkı yansıtıyor olabilir.. Bence, her şeyini kaybettiği halde hayatını kaybetmeyen Fugui, yaşamın kendisi, yani “yaşamak”.. İyi, kötü her şey geçiyor, yaşamanın kendisi baki kalıyor diye düşündürdü bana.. Hikayenin yüzeyselliğinden sıyrılıp, derinindeki anlamına dalınca, çok şey anlatan, çok güzel bir kitap. Dediğim gibi, acı yoğunluklu olmasının yanında, çok değerli bir kitap. Kesinlikle tavsiye ediyorum..
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,8bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Blogumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. Ana karakterimiz Efraz 12 yaşındadır ve Ortadoğu'da yaşanan savaşa birlikte sevdiklerini kaybetmesi ile beraber Türkiye'ye gelmesi ve hem yaşadığı ülkede hemde Türkiye'de yaşadıklarını ele alan duygusal, içe işleyen, yer yer ağlayıp yer yer ise öfkelenip, kızılan bir kitap. Kadın olmak, savaşım içinde yaşananlar, özgürlük savaşı, özgürlük için verilen kayıplar ve hüzünlerin olduğu bir kitap. Keyifli okumalar.
Ortadoğu’da Bir Çocuk - Kefen
Ortadoğu’da Bir Çocuk - KefenŞehnaz Haşimoğlu · Lapis Kitap · 2022713 okunma
"Yan yana geldiğiniz andan itibaren bütün ekmekler taze, bütün gelinler güzel, bütün kayıplar geri dönmüş. Yan yanasınız ve şehir bir atlıkarınca kadar göz alıcı. Yan yanasınız ve bütün çöller Leyla..."
Reklam
Bu kadar kısa sürecek bir yaşamı olacaksa, Yaratıcı bu kediyi niye yaratmıştı ki? Kısacık bir yaşam, ona saçma ve boş geliyordu. Neptün daha uzun yaşamalıydı. Çok daha uzun... Hayatın kısacık bir uğrak yeri olması Süreyya'nın canını çok sıkmaya başlamıştı. Hayat, ona bir kayıplar diyarı gibi geliyordu. Çünkü birçok varlık dünyaya geliyor; ama her gelen gidiyordu.
Bana, acı duymak ihtiyacıyla yarasını isteyerek deşiyormuş gibi geldi... İnsan yüreği büyük kayıplar karşısında çoğu zaman bu ihtiyacı duyar!
Sayfa 336Kitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.