Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
424 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
kirmizi kazak
Kahve ile eşlik eden uzun soluklu bir okuma oldu.Sonlara yaklaşırken hiç bitmese dedim. Yazar kitaplar ,karakterler, mekanlar ve duygulardan bahsederken bana yaşlandığımi hissettirdi.Her yerden anı yığıldı önüme.Iyiki okudum.Tekrar tekrar okunur.
Kırmızı Kazak
Kırmızı KazakMeltem Gürle · Can Yayınları · 2016191 okunma
Reklam
Bütün iyi okuyucular bilir ki, bir kitaba dair fikir edinmenin en isabetli yöntemi, onu açıp okumaya başlamaktır. İlk birkaç sayfadan sonra hâlâ okumak istiyorsanız, o kitap sizinle gelecek demektir. Kapağında ne yazarsa yazsın.
Sayfa 419Kitabı okudu
Kitaplar
Kitaplar seyir defteri gibidir. Kendilerini okuyanların hikâyesini anlatırlar.
Sayfa 402Kitabı okudu
Aşık olmak ejderhalara inanmaya benzer çoğu kez. Olanaksız olanın mümkün olabileceğine inanmazsanız, aşık olamazsınız.
Sayfa 392Kitabı okudu
Kurt okuyucu
Kurtlar ise böyle değildir. Aslanlar gibi iştahla saldırmak yerine, önlerine gelen her kitabı önce iyice bir koklarlar ve öyle her şeyi okumaya tenezzül etmezler. Hepsinin ayrı ayrı hassasiyetleri vardır. Bazısı kelime oyunlarına tahammül edemez, bazısı samimiyet krizlerine girer, bazısının da dille ve üslupla ilgili alerjileri vardır. Kimi doğuştan böyledir, kimi yaşlandıkça kurtlaşır, huysuzlaşır, seçici olmaya başlar. Aslında kurtluğun yaşlanmakla ilgisi, edindiğimiz ince zevklerin bizi birer "gurme" haline getirmesinden de ziyade, şu gerçeğin kafamıza dank etmesindendir: Kısa ömrümüzün dünyadaki bütün kitapları-hatta yalnızca iyi kitapları bile-okumaya yetmeyeceğini fark ederiz ve bunu hissettiğimiz andan itibaren elimizi öyle her kitaba atamaz oluruz.
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Aslan okuyucular
Okumayı sevenler ikiye ayrılır: Aslan okuyucular ve kurt okuyucular. Aslanlar, önlerine ne gelirse yalayıp yutarlar. Yerde bir kâğıt parçası görünce okumadan geçe- meyenler, lokantaya gittiklerinde önlerine gelen menüye sonu "tatlı" biten bir kısa hikâye muamelesi yapanlar, gazeteleri kıyıda köşede kalmış, en küçük haberlere kadar hatmedenler hep bunlardır. Her iyi okuyucu, hayatının bir döneminde aslan okuyucu olur ama çok azı aslan olarak kalmayı başarır.
Sayfa 377Kitabı okudu
Yakınlık her zaman pek hoş bir şey olmayabilir. Nedir o ideal uzaklık o zaman? Kendimizi en iyi hissedeceğimiz yer? Karşımızdakini en güzel haliyle görebileceğimiz mesafe? Bir kol boyu mu? Yan oda mı? Karşı sokak mı? Komşu şehir mi? Hangisi olursa olsun, insanın kolayca aşabileceği bir mesafe olsun derim ben. Uzanıp da dokunabileceği bir uzaklık olsun. Çünkü fazlaca yakınlıktan daha fena tek şey vardır hayatta: o da kimsenin ulaşamayacağı kadar uzakta olmak. Bazı küçük, koyu renk cevizler vardır hani? Çetin ceviz. Ağacın tepesinde öyle tek başına dururlar. İçten içe kurtlanıp çürürler sonra. Bir gün hafif bir rüzgâr indirir onları.Toprağa onlar gibi düşmek istemezsiniz. Kapalı ve sessiz.
Sayfa 319Kitabı okudu
Modern insan tatminsizdir. İleriye, daha ileriye, hep daha ileriye gitmek ister. İçinde bulunduğu ânın farkında değildir. Mutlu olsa bile, bunun ayırdına varamaz. Çünkü daha ilerideki bir zamana, daha büyük bir hazza, daha ağız sulandırıcı bir lokmaya dikmiştir gözünü. Modernlik, büyük bir açgözlülüktür. Dev bir mide, kösnül bir ağız, kocaman bir egodur. Her gün yarına ötelendiği için, "şimdi" çoktan kaybedilmiştir. Elimizde kalan, sadece ne olduğu belirsiz bir gelecek vaadidir.
Sayfa 309Kitabı okudu
Ben sonbahar ve kış insanıydım. Soğuğu ve kasveti daha çok severdim. Kalın boğazlı kazak giymeyi ya da kalorifer peteğinin yanına gidip ellerimi ısıtmayı, sıcak çikolata içerken kitap okumayı daha niceleri... Soğuk bana ısıtmam gereken bir ruhumun olduğunu hatırlatıyordu.
Reklam
lütfen beni ‘her yüksek tepede ve her yeşil ağacın altında fahişelik yapanlara’ benzetme Pol. mevsimlerin sayısı dörtse, denizin altında karanlık tanrılar varsa, adada beni erdemli yolumdan geri çevirebilecek insanlar yoksa, her görüştüğüm insandan sonra hastalanıyorsam, benim aşkım uğruna döğüşen hiç kimse yoksa, Selene’den Diana’ya, Diana’dan Artemis’e kadar değişerek dalgalanarak akıp gidiyorsam, gereksiz telefon konuşmaları sinirini bozmayacaksa, benimle 10 yıllık ahit kesen âşıklarım seni tasalandırmıyorsa bana verdiğin Kleopatra bileziğini her gün takmamaya özen gösteriyorsam, denize siyah giysilerimle girip siyah bir kuğu gibi yüzüyorsam, kafamı erken imparatoriçeler gibi siyah bir tülle örtmek istiyorsam, su kenarında buluşan küçük erden kızlar aralarında hafif nörotik gülüşlerle Leopardi okuyarak benim için sazlardan ve defnelerden bir taç örüyorlarsa, seni unutmak için Trakl gibi ormanlarda amonyak koklayıp kendimden geçmeyi deniyorsam, saçımı portakal rengi yapıp kenarlardan örüyorsam, görünmez balıkçılımla dolaşıp kışın ona siyah bir yün kazak örmeyi düşünüyorsam, belirli saatlerde emredildiği üzere kafamı kutsal eğik bir çizgi üzre toprağın üzerine düşürüyorsam, halıları ve L şeklindeki divanları sokağa dışarı taşan sade bir çadırda oturmak istiyorsam, kafamı geceleri o çadırdaki ak yastıkların üzerine düşürdüğümde, burası Capri ve Sen Kayzer, işte ak yastığın üzerinde bir baş, benim başım... ağlama benim için Antartika, buzun üstünde yalnız bir ispinoz yavrusunu yitirmiş...
224 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Nikolay Vasilyevic Gogol ; 1809 yılında dünyaya gelmiş Kazak bir ailenin çocuğudur. Taras Bulba, Müfettiş, Ölü Canlar gibi eserleri büyük yankı uyandırmıştır. Eserlerindeki esprili deyimler Rusya'da atasözü olarak kullanılmaktadır. Komik ve trajik olayları kendine özgü saldırgan bir hicivle anlatıp farklı kişilik cizimleriyle ün kazanmıştır. 4 Mart 1852'de Moskova'da ölmüştür. Dostoyevski; " Hepimiz Gogol Baba'nın paltosunun cebinden çıktık." diyerek ne kadar büyük bir yazar olduğunu belirtmiştir. Bir Delinin Anı Defterinde dönemin ruhu, yaşadıkları psikolojik durumlar ve düşünceler yer alıyor. Bir ülkenin cografyasi orada yaşayan insanların fiziksel ve kişisel özelliklerine yansır, davranış ve karakterleri ülkeyi etkileyen faktörlerdendir. Okuduğum bu hikayelerde hep bu yaşamları ve insanları etkileyen düşünceleri kendi ağızlarından yansıtılmış.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,3bin okunma
Kırk Kız. — Sağın Han adlı bir Kazak hükümdarının kı­zı. bir sabah erken kırk cariyesiyle beraber gezmeğe çıkarlar. Henüz güneş doğmamıştı. Bir ırmağın kenarına gelirler. Irmağın üzerine semanın nur sütunu indiği için, suları gü­müş gibi parlaktı. Kızlar suyun güzelliğine meftun olarak, parmaklarını ırmağa daldırırlar. Bu temas neticesi, hepsi gebe kalır. Hükümdar, bunların hepsini bir dağa nefyeder. Orada bunların zürriyeti çoğalarak Kırgız kavmini vücuda getirirler.
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Meltem Gürle’nin zamanında Birgün gazetesinde çıkan köşe yazılarından oluşan, öykü tadı veren denemeler var bu kitapta. Benim okuma hızıma göre epeyce uzun bir sürede, bir haftada okudum ben bu kitabı. Çünkü eski bir dostla sohbet etmek, anılara dönüp orada biraz kalmak, ortak yaralarımızın kabuklarını kaldırıp iyileşmiş mi diye bakmak için bir
Kırmızı Kazak
Kırmızı KazakMeltem Gürle · Can Yayınları · 2016191 okunma
“İnsanları, sevdikleri Latin Amerikalı yazara göre kişilik analizine tabi tutmak mümkündür. Márquez'ciler maceracı, Borges'çiler felsefeye yatkın, Fuentes'çiler romantik, Amado'cular sosyal meseleler konusunda hassas, Cortázar'ı tercih edenler de biraz nevrotiktir.”
Sayfa 333 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.