Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
738 syf.
3/10 puan verdi
Zemberek kuşuyla yıldızımız barışmadı
Murakami'den okuduğum ilk kitap budur. sanırım okuma sıralamasında hatalı bir seçim oldu. bu kitabın bana bir şey katmadığını düşünüyorum. kitabın başlarında intibak sorunu yaşamamın, japon kültürüne pek aşina olmamamdan kaynaklandığını düşünmüştüm. Ancak sebep bu değilmiş. özellikle bulanık bırakılmış ifadeler, tesadüfün iğne deliği karşılaşmalar vesaire. Benim romanlardan beklediğim bu değil. Bu yazarın hayranı okurlar için belki iyi bir kitaptır ama benim gibi okurlar için "keçi boynuzu" yani beş gram şeker için yarım kilo odun çiğnemek.
Zemberekkuşu'nun Güncesi
Zemberekkuşu'nun GüncesiHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,424 okunma
Keşke keçi boynuzu olsa kıtır kıtır kemireceksin
Reklam
Bir damla tat uğruna bin ton keçi boynuzu çiğnemektir hayat.
Bizim abur cuburumuz keçi boynuzu leblebiydi :)
Eskiden çocuklar asla cips gibi şeyler yemiyorlardı. Sanıyorum tek bildikleri abur cubur biraz bisküvi, biraz sakız ve belki birkaç çeşit kuruyemişti.
“Dabbe” kelimesi mana olarak “debelenen şey” demektir. Bu hem insan hem de hayvanı kapsayacak şekilde yeryüzünde debelenen her çeşit canlıyı ifade edebilir. Nitekim Kuran’ın bu sözcüğü kullandığı yerlere bakıldığında da her çeşit canlının kastedilebileceği anlaşılır. Örneğim Nur Suresi’nin 45. Ayeti’nde geçen “dabbe” kelimesi, “canlı” manasında
Biz Hep İzledik
Bir şeyleri izleme hevesimiz kimimizde 20 kimimizde 40 sene evvel televizyonun yaygınlaşmasıyla başladı. Git gide kanallar çoğaldıkça seçenekler de çoğaldı:Belgeseller,çocuk kanalları,diziler,filmler... Bu seçenekler de kendi içlerinde ayrılmaya başladı ve insanlar git gide yeni şeyler keşfetti ve içindeki meraka yenik düşüp sürekli izleye izleye tembelleşti. Bunun farkında olan Avrupa bir süre sonra (zaten insanlar sadece izliyor diye) gelecekte yapacakları şeyleri birtakım uluslarası kanallar yoluyla filmlerle aktarmaya başladı. Biz insanlar ise o şeyleri anlamadan devamlı eğlencesine izlemeye devam ettik."Filan yapım şu filmi çıkarmış baksana" diyerek arkasındaki mesajı anlamadan. Sonra o şeyler gerçek olunca da afallayıp kaldık. Bu izleme tembelliğimiz haberlere de yansıdı. Kimi zaman camimiz yıkıldı izledik kimi zaman askerimiz şehit oldu izledik ve bu böyle sürdü. Ama birimizde çıkıp diyemedi ki "Neden?" Neden diyemedik peki? Korktuğumuzdan mı? Yoksa uğraşmak istemeyeceğimiz kadar tembel oluşumuzdan mı? Bunların cevabını sizlere bırakmak isterim ama biz böyle yaptıkça insanlığımızı kaybettik. İnsanlık kendi ölmedi biz öldürdük ve sonra suçu insanlığa attık. Bu,boynuzu olmayan keçinin boynuzu olan keçiyle rekabetinde yenilip suçu boynuzlu keçiye atması gibi bir şey. Oysaki asıl suç boynuzu olmadığı halde rekabete kafa tutan keçidedir. Buna rağmen insan bir keçi değildir ama boynuzları vardır. Bu boynuzlar edindiği deneyimlerdir. Deneyimlerini kullanmayı bilirse insanın aşamayacağı engel yoktur . Karşısında devlet olsa bile!
Reklam
Haşmet gibilerden Allah uzak etsin
"Bu mükemmel kadına ne kusur buluyorsun?... " dedikçe Haşmet bana tuhaf karşılıklar veriyordu.Yükseklerde uçan, üst perdeden söyleşen kadınlardan hazzetmezmiş. Ya ne yapsın? diyesim geliyordu, yükseklerde uçmasın da alçaklarda mı sürünsün?'' Mademki huyu suyu bu kadar aykırı idi, neden evlendin?" dedim. Haşmet, içinde birdenbire ihtiraslar kıvılcımlanan bir bakışla yüzüme dikilerek: "Güzel olduğunu görmüyor musun?" dedi. "Bizim gibilerin öksesi hep kurulu durur, sıra sıra bülbüller düşer, biraz tutar, azat ederiz. Fakat bu şahin ökseye gelmezdi, onunla evlenmeye mecbur oldum. Sonra sertliğine tahammül edemedim. Gururuna pâyan yok. Hele bir dokun da gör ne hoş sadâlar çıkar. O halavetli gözler; yaban kedisi gözü gibi ışıldar, bebekleri adeta elife çekilir. Kaş uçları yay gibi şakaklara doğru fırlar; bakışlar katılaşır, tırnakları avuçlarına gömülür. Ve ne sözler, Allahım ne sözler!.. Göğsümde sevdalı kumru gibi dem çeken kadın sanki o değil; bir iblis kesilir. Nasreddin Hoca'nın keçi boynuzu hikayesi, bir çeki odun bir damla bal. Eksik olsun, dedim. Bastım gittim."
( Nuh’un büyükbabası Enok ) _Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_ _İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
_İnkarcılar kızgın fırına atılmış saman gibi yanacaklar. İnananlar ise ahırdan salınmış buzağılar gibi sevinçle sıçrayacak. _Davutoğlu Süleyman’ın özdeyişleri_ _Akılsızlarara, ahmaklıklarına uygun karşılık ver. Yoksa kendilerini bilge sanırlar. _Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? _İyilerin peşinden gidin. Hırsızın katilin
Zaman bir uzay boyutudur ve sonsuzdur. Ama insan için zaman, onun ömrüdür. Sıradan şeylerle zamanı çarçur ederek, keçi boynuzu yemekten vazgeçin.
Reklam
Göğsümde sevdâlı kumru gibi dem çeken kadın sanki o değil; bir iblis kesilir. Nasreddin Hoca'nın keçi boynuzu hikâyesi, bir çeki odun bir damla bal. Eksik olsun...
Sayfa 31
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.