Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burcu Bozkurt

Burcu Bozkurt
@kedimektuplari
yıldızları öldürmeye kalkmadığımıza iyi ediyoruz, ya bir de onu yapsaydık!
Reklam
-sen hiçbir şey olmak istemiyor musun peki? mimar örneğin ya da bahçıvan, belki bir ressam? -istemiyorum. bir bahçıvanımız var bizim, evimiz de var. ben bambaşka şeyler yapabilmek istiyorum. narbülbüllerinin birbirlerine söylediklerini anlamak istiyorum. sonra, ağaçlar kökleriyle nasıl su içebiliyor, nasıl öyle büyüyebiliyorlar, görmek istiyorum. sanırım bunu doğru dürüst bilen yok hiç. öğretmenim bir sürü şey biliyor ama hepsi sıkıcı şeyler.
beynin merkezi ve kıvrımları, görme ve konuşma kabiliyeti, bu sağlık ve deha, bütün bunlar toprağa karışarak eninde sonunda yerkabuğuyla birlikte soğumaya ve sonrasında dünyayla birlikte güneşin etrafında milyonlarca yıl anlamsızca ve amaçsızca dönmeye mahkûmsa neye yarar? toprağın altında soğuyacak ve dünyayla birlikte dönecekse insanı bu yüksek, neredeyse tanrısal aklıyla yoktan var etmeye ve sanki alay edercesine tekrar çamura dönüştürmeye hiç gerek yok.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
belki bütün sevgililer birer bahanedirler, dedi, ruhumuzun çalkalanmasına bahane. içinde ne varsa onu dışarıya doğru savururlar.
buhranlı yalnızlık anlarında içinde peyda olan çift adam gene karşılaşmıştı. bu iki adam da kendisiydi fakat bazen kendisinin üçüncü bir adam gibi onların münakaşasını dinlediği de olurdu. bu sefer ikisinin de sustuklarını gördü.
Reklam
her insanda yüksek duyguların kökleri bulunabilir; terbiye noksanı demek, bir bakıma, insanın fena ihtiraslarını bastırarak bunların üzerine iyilerinin hâkimiyetini tesis etmekten âciz kalması demek değil midir?
onları o kadar çok okudu ki, çoğunu kelimesi kelimesine ezberledi. kimi mektuplar katlandıkları yerlerinden soldu, kimi kelimeler öpücüklerle ve gözyaşlarıyla silindi. yakınında hiç kimsenin durmadığından emin olduğu anlarda en çok hoşuna giden mektupları eline aldı ve kadının sesini taklit etmeye çalışarak satır satır yüksek sesle okudu, çok uzaklardaki o insanı bir an için de olsa yanında hissetti. bazı geceler en son okuduğu mektupta bir kelimeyi unuttuğunu fark edip yatağından çıktı ve ışığı yakıp satırlar arasında onu aradı.
insanın zalimliğine ağaçlarla kuşlar, böceklerle otlar, hayvanlarla taşlar değil, ancak insan karşı koyabilirdi. dönüp dolaşıp insanda başlıyordu her şey, dönüp dolaşıp insanda bitiyordu. gerisi boştu. yani, insanın karışmadığı her şey bir masaldı.
tanrı'nın ve isa'nın yolunu anladım. neden isa ya da tanrı'ya sırtımızı dayamak zorundayız, diye düşündüm. belki de yalnızca insanları seviyoruz. belki de tanrı budur, yani insan ruhu. belki bütün insanların tek bir ruhu vardır ve herkes onun bir parçasıdır. işte oturmuş bunları düşünüyordum ve birdenbire anladım. gerçek olduğunu ta içimde anladım ve buna hâlâ inanıyorum.
Sayfa 26
Geri13
54 öğeden 46 ile 54 arasındakiler gösteriliyor.