Yemenden öte bir yerde Düldül hala savaştadır. Ali daha savaştadır. Kafdağmın arkasında Köroğlunun Kıratı, dostluk için, yiğitlik, doğruluk için, zulme karşı, bilcümle kötülüklere karşı savaştadır. Alagözlü Dedem Pir Sultan, yedi derya ötesinde zulme karşı savaştadır. Cümle Kırklar, pirler, iyi kimseler zulme karşı savaştadır, diyordu. Dünya kurulduğundan bu yana güzel dünya savaştadır, kötü dünyaya karşı, çirkin dünyaya karşı Her gün başka bir gün doğuyor, her gün yeni yıldızlar döşeniyor gökyüzüne, diyordu Dursun Dede. Her doğan gün, her gece gökyüzüne yeniden döşenen yıldızlar savaştadır. Her sabah yeni çiçekler açıyor, dünkünden daha güzel, diyordu Dursun Dede, yeni bebeler doğuyor, her gün, her gün yeniden, eskisinden daha sağlıklı. Dünya her gün, her gün, her gün güneş doğarken deri değiştiriyor, yepyeni terütaze oluyor. İnsan, her insan, eğer insansa, her gün, her gün tanyerleri ışırken yeniden doğuyor. Toprağa düşen her tohum, toprağı yaran her filiz yenidir. Gökyüzü her ışıyışında yeniden kuruluyor, dünya yeniden kuruluyor her tan atışında, tohum yepyeni uçuyor, su yepyeni akıyor, ışık yepyeni akıyor. İnsan yüreği yepyeni yepyeni atıyor. Çiçek sevgiye duruyor, yürek sevgiye duruyor, şırlayıp gelen ışık sevgiye duruyor. Ölüm yok, diyordu Dursun Dede... İnsana ölüm yok. İnsan muhabbete, insan sevgiye doğuyor. İnsan sevgiye doğmuyorsa insan olamazdı, o zaman ölürdü işte... İnsan insana doğuyor.
Ben ben oldum olası böylesi ta yürekten, can evinden gülen, yanındakini de kendi sevincinin içine alıp yoğuran, sevinçten çılgına döndüren böyle tatlı bir insan görmedim, içime aydınlık doldu, yüreğim pır pır etti.
Reklam
Yarsevi(Alevi) Helallik!!!
“Kani Karaca gelsin , Çekiç Ali gelsin , Tenekeci Mahmut ve Ruhsati gelsin ; Fekiye Teyran , Evdale Zeynike , Egide Cimo ve Şakiro gelsin , Muharrem Ertaş, Hacı Taşan , Hafız Kemal , Neşet , Mahsuni ve Sümani gelsin; Pir Sultan, Karac’oğlan , Kul Nesimi ve Yunus gelsin ; yörükler , göçerler ve koçerler gelsin ; gevendeler , abdallar, mırtıplar , domlar, dengbejler gelsin ; hafızlar , gazelhanlar, mevlithanlar gelsin , başıma durup bana veda bana sena, bana helal etsinler…”
Sayfa 116 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bugünkü Türk Edebiyatının gene yaşama bağlı başka, ikinci bir kökeni de var. Bu edebiyat Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu ve Yunus Emreden geliyor bir yönüyle. Pir Sultan Abdal bir halk lideriydi. Bu, bağlı bulunduğu halk, kökeninden dolayı başkaldıran bir halktı. Pir Sultan Abdal bir başkaldırmanın içinde doğdu büyüdü ve geleneğe bağlı olarak da öldürüldü. Pir Sultandan önce de birçok büyük şair Osmanlılarca öldürülmüştü. Son büyük Anadolu isyanının liderlerinden olan Dadaloğlu 1848’den sonra aşiretiyle birlikte gönderildiği sürgünde öldü. Yunusun öldürüldüğü söylenir. Ve Türk şiirinde Kadı Burhanettinden bu yana öldürülmüş 37 büyük şair olduğu yazılıyor. Bizim edebiyatımızın inatla yaşama bağlı oluşu bugünün getirdiği bir düşünce değildir, gelenekseldir.
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Son Sözlerimiz !
Bakınız Bilge Kağan'a ne diyor: "Türk milleti sesimi işit! Birlik olursanız sizi bu dünyada yenecek güç yoktur!" Bakınız Şeyh Edebali'ye, ne diyor: "Ey Oğul! Parçalanma bütünleş!" Bakınız Pir Sultan Abdal'a, ne diyor: "Gelin Canlar! Bir olun, güçlü olun!" Peki, ya Mustafa Kemal ne diyor: "Söz konusu vatansa..." Artık söz sizindir...
Sayfa 304Kitabı okudu
İnsanoğlunun içi geniş, aydınlıktır, deniz gibi, gök gibi, kokulu taze bir çiçek gibidir. İnsanoğlunun içi sevinçten, umuttan pır pır eder de uçar, niye böyle içlerini kararttılar, niye niye içlerindeki ışıkları söndürüp sevinç, sevgi damarlarını kuruttular, niçin, niye böyle mahzun, üzüntülü, yalnız oldular?
Reklam
1.000 öğeden 911 ile 920 arasındakiler gösteriliyor.