Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çanakkaleli yaşlı bir nine der ki, "Çökmüş bir bina gibiyim oğlum." Bir başka kadın en iyi bildiği yerin terminolojisiyle konuşur ve mutfağın diliyle içine bir izah getirir: "Hani kızgın tavaya yağı attığında erir gider ya, işte öyle eriyip gidiyorum..."
“Şüpheciler der ki, başkalarına yardım ederiz çünkü etmezsek hissedeceğimiz utanç ve suçluluğu bu eylemle gidermek isteriz veya kendi kendimize daha fazla saygı duymak için, insanlar tarafından hayırsever ve iyi birisi olarak tanınmak için yardım ederiz.”
Reklam
Yaşantının Politikası adlı kitabında der ki: "Bir zaman gelecek, insanlar büyük bir kıtlık içine girecekler ama bu kıtlık ne yiyecek ne içecek kıtlığı olacak. Bu kıtlık Tanrı'nın sözlerini işitme kıtlığı olacak."
Bir Kızılderili sözü der ki: Dünyayı atalarımızdan, dedelerimizden bulduğumuzdan daha güzel bir şekilde çocuklarımıza bırakmamız gerekiyor.
Biryudumkitap/29Eylül
Öyle zamanlar oluyor ki, biraz daha çabalasak her şey yoluna girecek ama o ana kadar o kadar yorulmuşuz ki; burada bitti diyoruz kendi kendimize. Daha fazlası zaman kaybıdır artık, akışına bırakmalı. Yanlış mı yapıyoruz? Kemal Sayar, "İnsanın kaderi vazgeçmediğinde değişiyor, zira kader gayrete aşıktır. Yahut, gayrettir kaderin kanatları." der. Belki de vazgeçin dediğimiz için, vazgeçtiğimiz için hata ettik sevgili okur. Belki de vazgeçmemek gerekir. Var olun.
Aşkın Diyalektiği
Bir gün halife, Leyla'yı çağırır ve onu gördükten sonra şaşkınlıkla şöyle der: "Sen o musun ki, Mecnun senin derdinden çöllere düştü! Sen başka güzellerden daha güzel değilsin." "Sus." der Leyla, "Çünkü sen Mecnun değilsin!"
Reklam
'Zamanın dalgası kıyıları döver, izler silinip kaybolur ." Ve gönül tanrısı der ki /-Pervam yok verdiğin elemden/Her nihmet kabulüm , yeter ki /Gün eksilmesin penceremden ."diyordu Tarancı '
ATAİSTLERİN VE KUR'ANCI GEÇİNENLERİN (MEHMET OKUYAN, MUSTAFA İSLAMOĞLU,ALİ AKIN,ABDÜLAZİZ BAYINDIR VB.) Kur'ân’ın Ayetini Yediği Söylenen Keçi Kıssası Hakkında Cevâb! “Aişe (Radiyallahu Anha) evindeydi. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından sonra odaya giren aç bir keçi içerisinde recm ayetleri bulunan sayfayı yemiştir. İbni Mace
Saygı, muhatabımızın varlığına dikkat kesilmek ve ona değerli olduğunu hissettirmektir. Eğer olduğumuz biçimde görülüyorsak bize saygı duyulduğunu hissederiz. Varlığım bana saygı duyan biri tarafından teyit edilir, 'İyi ki buradasın!' der saygı duyan bana, 'iyi ki varsın ve benimle birliktesin'. Tanpınar'ın 'sükût suikastı' dediği şey, karşımızdakini görmezden gelerek, onun yaptığı güzel şeyleri yok sayarak, azar azar öldürmektir bir insanı.
başkalarının kederli olduğu bir dünyada ben mutlu olamam’ düşüncesi
İnsan doğasına ilişkin karamsar görüşü inatla koruyanlar, diğerkâm kişinin evrendeki temel dürtü olan organizmanın kendi öz çıkarlarını kovalama ilkesine aykırı hareket etmediğini, cömert bir edim gibi görünen şeyin aslında size başkalarının yardım etmesini sağlamaya dönük bir hareket olduğunu dile getirirler. Şüpheciler der ki, başkalarına yardım ederiz çünkü etmezsek hissedeceğimiz utanç ve suçluluğu bu eylemle gidermek isteriz veya kendi kendimize daha fazla saygı duymak için, insanlar tarafından hayırsever ve iyi birisi olarak tanınmak için yardım ederiz. Oysa kimsenin görmediği, göremeyeceği, görülse, övülmek bir kenara sert bir biçimde cezalandırılacak yardımlar vardır. İnsanlık bu kabil kahramanlık edimlerine savaş ve buhran zamanlarında tanıklık eder. Nazi soykırımından Yahudileri kurtaran insanlar üzerinde yapılan ruhbilimsel bir çalışma, kurtarıcıları fevkalade empatik kişiler olarak tanımlıyor. Bu insanlar başka varlıkların acı çektiğini görmek istemiyor ve hemen o acıyı dindirecek bir şeyler yapmaya soyunuyorlar. Başkasının çaresizlik ve keder içinde oluşu onlarda empati uyandırıyor, ‘başkalarının kederli olduğu bir dünyada ben mutlu olamam’ düşüncesi onları eyleme geçiriyor.
449 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.