Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazarın gözüyle Cumhuriyetin ilk yarım yüzyılının panoraması
(sf 11-14 arasındaki bölümden derlenmiştir) Kurtuluş Savaşı sırasında daha çok taktik nedenlerle benimsenmiş olan "halkçılık" değişen koşullar altında eski anlamını yitirmeye mahkumdu. Artık ne egemenliğin halkta olması söz konusuydu , ne alınan ekonomik kararlarda halkın gözetildiği söylenebilirdi, ne de gerçekten halkın yararına
Sayfa 11 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okuyor
"Emperyalizme karşı bağımsızlık... Padişahçılığa karşı cumhuriyetçilik... Şeriata karşı laiklik... Tutuculuğa karşı devrimcilik... Ümmetçiliğe karşı milliyetçilik..."
Reklam
Millete yeni bir ideoloji aşılanacaktı: Kemalizm. Bunun sembolü 'Altı Ok'tu: Baştaki dört ilkeye, Milliyetçilik, Laiklik, Cumhuriyetçilik ve Halkçılık ilkelerine, 1931'de Devletçilik ve Devrimcilik de eklenmişti. Bunlar birbiriyle kenetlenmiş durumdaydı: Devletçilik, sömürgeciliğe Halkçılık yoluyla karşı koyuyor; Laiklik Halkçılığın sömürülmesini önlüyor, hepsini yabancı saldırısına karşı koruyan milliyetçilik de, yaşama hızını Devrimcilikten alıyordu.
Sayfa 688Kitabı okudu
TKP, 1937 yılında, Kemalist İsmet İnönü hükümetini desteklemeyi en önemli görev olarak önüne koydu. Partiye bağlı gizli örgütleri kaldırarak TKP üyelerini legalize etti. TKP’nin sosyalizm amacı geriye itildi. Böylece komünist partisinin asıl işlevi, Kemalizme feda edilmiş oldu. Komintern yayınlarında İ. Erdem, 24 Kasım 1938’de, Türk komünistlerinin, Kemalistlerin Halk Partisi’nin temel ilkelerini desteklemeye hazır olduğunu şu sözlerle açıklayarak resmi ideolojinin yanında durduklarını bir kez daha belgeledi: “Atatürk, bayrağına şu talimatları yazdığı Halk Partisi’ni kurdu: Devrimcilik, Devletçilik, Cumhuriyetçilik, Ulusçuluk ve Laiklik. Bunlar Türkiye’nin ilerleme mücadelesinin yolunu gösteriyorlar. Türk komünistleri, Halk Partisi’nin bu ilkelerini ve Cumhuriyet Anayasasının temellerini, onları daha da geliştirmek ve yükseltmek üzere kabul etmeye hazırdırlar." TKP’nin Kemalizm aşkı vuslata ulaşmıştı. Bu vuslat aslında teslimiyet demekti. Kemalistler Ağrı isyanının bastırılmasından sonra gözlerini Dersim’e dikmişlerdi. 1937 ilkbaharında Dersim’e saldırdılar. TKP, Dersim isyanı sürerken, Komintern’in dayattığı “desantralizasyon kararı” ile uğraşıyordu. Komintern’de TKP temsilcisi İsmail Bilen’di. İsmail Bilen ileride TKP Genel Sekreteri olacaktı. Komintern dergisinde R. Davaz ismiyle TKP’nin politikasını da yansıtan bir yazı yayımlandı. Rasim Davaz, TKP geleneğine uygun olarak Dersim isyanına “gericilik” damgasını vurdu. Kürtler, Kemalistler devletten utanılacak taleplerde bulunmuşlardı.
Sayfa 79
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kemalizm ve Kışlalı
Kışlalı'nın yazdığı Kemalizm Laiklik ve Demokrasi eseri politikaya meraklı her fert tarafından dikkatle okunması gereken bir eserdir. Kışlalı 6 ilkeyi ve Kemalizmin dogmatik değil, pragmatist bir dünya görüşü veya ideoloji(siz nasıl değerlendirirseniz) olduğunu harika örnekler ile anlatıyor. Gerçekten Kemalist düşüncenin ne olduğunu öğrenmek isteyen herkese şiddetle tavsiye ederim. Dili de gaayet basittir, giriş seviyesindeki arkadaşlarımızı da zorlamaz. Kışlalı hocanın şu alıntısı ile bitirelim: En ileri bir devrimin "bekçiliği" ile yetinenler, günün birinde değişen koşulların gerisinde kalmaktan, tutuculaşmaktan kurtulamazlar. Kemalizm’in bu Sürekli Devrimcilik anlayışını benimsemeden, sadece Atatürk'ün sağlığında gerçekleştirdiklerinin bekçiliği ile yetinenleri "Kemalist" saymak yanlıştır." -Ahmet Taner Kışlalı
Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi
Kemalizm, Laiklik ve DemokrasiAhmet Taner Kışlalı · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018167 okunma
Kemalizm Nedir ? Kemalist Nedir?
"Kemalist Devrimcilik anlayışının iki yanı vardır. Birinci yanı, eski düzenin geçerliğini yitirmiş kurumlarını yıkıp, yerlerine çağın gereksinimlerini karşılayacak kurumlan koymakla ilgilidir. Ama Kemalizm bununla yetinmemekte, devrimciliği aynı zamanda sürekli olarak yeniliklere, değişmelere açıklık biçiminde anlamakta ve kalıplaşmaya karşı çıkmaktadır. "Sürekli devrimcilik" anlayışını yansıtmaktadır. En ileri kurumlar bile, koşullar içinde eskir. En ileri bir devrimin "bekçiliği" ile yetinenler, günün birinde değişen koşulların gerisinde kalmaktan, tutuculaşmaktan kurtulamazlar. Kemalizm’in bu Sürekli Devrimcilik anlayışını benimsemeden, sadece Atatürk'ün sağlığında gerçekleştirdiklerinin bekçiliği ile yetinenleri "Kemalist" saymak yanlıştır." -Ahmet Taner Kışlalı
Reklam
Kemalist "ulusçuluk", ulusların eşitliğini ve özgürlüğünü savunur. Ulus kavramına ne "ırk" ne de "din" öğelerini sokmuştur; ulusu, "ortak geçmiş, ortak dil ve ortak kültür"e dayalı bir olgu olarak tanımlamıştır. Etnik milliyetçiliğin yarattığı vahşetlerin ve ıstıraplı bölünmelerin yaşandığı; aynı ırktan ve
Kemalizm'in "sürekli" devrimcilik anlayışını daha sonra sürdürenler, sendikalaşma, grev ve toplu sözleşme gibi hakları vermek için de, işçi sınıfının rejimi zorlamasını beklemediler.
255 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kemâlist Devrim, Atatürk'ün fikirsel aydınlığında öz Türk Devrimidir.
Kemalizm bir ideoloji değil, bir yasa-ilkesidir. Onu yıkmak anayasayı çiğnemek demektir. Kemâlist fikir, Halk Partisi 'nin bir ideolojik aracı değil, modern Türk rejiminin (ekonomik, toplumsal ve kültürel yanlarını kapsayan) hukuki temelidir. Kemalizmsiz bir Türkiye, ancak ya ortaçağda var olabilir ya da modern uygarlık dünyasında
200 Yıldır Neden Bocalıyoruz
200 Yıldır Neden BocalıyoruzNiyazi Berkes · Cumhuriyet Kitapları · 199717 okunma
Atatürk ölünce kemâlizm ök­süz kaldı.
Üstün görüş artık devrimcilik değil, yukarıda sö­zünü ettiğimiz şeriatçılık, Turancılık ve Anadoluculuk görüşlerinin ortaklaşa yanı olan "gelenekçilik" görü­şü oldu. Atatürk'ün ölümünden sonra Kemalizm ök­süz kaldı; parti çıkarlarının günlük hizmetlerini gören bir evlatlık haline girdi.
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.