Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir yıl içinde kadınlar hakkında yazılan kitapların sayısı üzerine hiç bilginiz var mı? Bunlardan kaçının erkekler tarafından yazıldığını biliyor musunuz? Kendinizin evrenin belki de en çok tartışılan canlısı olduğunuzun farkında mısınız?
" Ne kadar da çok" ama" dedim. Sürekli " ama " dememek lazım. İnsan bir şekilde cümlesini bitirmeli, diye çıkıştım kendime. bitireyim mi ' - ama sıkıldım!' Neden sıkıldım ama?
Sayfa 106 - Maviçatı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır." -Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf
..Edebiyat dünyası,başkalarının fikirlerini mantıksızca önemsemiş insanların enkazlarıyla doludur..
Kadınlar hangi koşullar altında yaşıyordu?
Ne de olsa, görünüşe göre her erkek şarkı veya sone yazma yetisine sahipken kadınların o sıra dışı edebiyat alanında tek kelime bile yazmamış olması eskilerden beri bir muammadır. Kadınlar hangi koşullar altında yaşıyordu, diye sordum kendime?
Geliyor güvercinim, sevgilim; Geliyor hayatım, alın yazım; "Yakında o, yakında' diye ağlıyor kırmızı gül, Ve beyaz gül hıçkırıyor 'Gecikti'; Hezaren çiçeği dinlemekte 'Duyuyorum, duyuyorum'; Ve 'Beklerim' diye fısıldıyor zambak.
Reklam
Bunca kâğıdın içine gömülü hakikat zerrelerini nasıl bulacağım, diye sordum kendime, gözlerimi çaresizlik içinde kitap adlarının yer aldığı upuzun listelerde gezdirdim.
520 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Şu anda nasıl göründüğümü 20 yaşındaki halime anlatsam inanır mıydı?
Bu sefer ki kitap incelememi kendime doğum günü hediyesi olarak ithaf ediyorum. "Yıldız Cebi" Hayatlarımız aynı olsada bazen ışıltılı anlar vardır. Bu anlarda onların kaçmasına izin vermemeli, onları yıldız cebine doldurmalısın. Bu șekilde, işler zorlaştığında veya yorgun olduğunda her seferinde bir yıldızı çıkarabilir ve güç
On Dokuz Numaralı Oda
On Dokuz Numaralı OdaDoris Lessing · Can Yayınları · 201578 okunma
Özlüyordu muhakkak ama bu özlem onu endişelendirmiyordu, bu özlemle yüreğini kemirmiyordu. Yalnızlığını seviyordu, beni de yalnızlığıma alışmaya, onu sevmeye, kendime ait olmaya teşvik ediyordu. Yakında bana veda edeceğini biliyor, gittiği vakit hayatımda açılması olası boşlukla şimdiden barıştırıyordu beni. “Ben önemli değilim,” diyordu, “Sen de değilsin. Kendini önemli sananların hiçbiri önemli değil. Yaşa sadece.”
Elime bir defterle kalem alırken, gerçek, British Museum'un raflarında bulunmuyorsa nerededir, diye sordum kendime.
Reklam
"Kişi 'ama' demeyi sürdürmemeli. Kişi bir yolunu bulup cümlesini bitirmeli, diye çıkıştım kendime."
Sayfa 112 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra Öncü
Sanki bir kar fırtınasının ortasında bir dağ kulübesine sığınmıştık Latife'yle ve ikimiz de bu sıcacık kuytuda olmaktan memnunduk. Latife benim için dışarının kaosunu katlanılır kılıyordu. Bana kanaatkâr olmayı öğretiyordu. Tahammül etmeyi. Bazen de boş vermeyi. Ama yalandan bir boş vermişlik değildi onunkisi. Uzun uzun düşünülmüş, muhasebesi yapılmış bir karardı; arkasında uzun bir ömrün tecrübesi vardı. Durmanın bilgeliğine ikna olmuştu. Dövüşmekten, şikâyet etmekten uzaktı. Onu bırakıp giden sahibesine bile anlayış gösteriyor, halden anlıyordu. Özlüyordu muhakkak ama bu özlem onu endişelendirmiyordu, bu özlemle yüreğini kemirmiyordu. Yalnızlığını seviyordu, beni de yalnızlığıma alışmaya, onu sevmeye, kendime ait olmaya teşvik ediyordu. Yakında bana veda edeceğini biliyor, gittiği vakit hayatımda açılması olası boşlukla şimdiden barıştırıyordu beni. "Ben önemli değilim," diyordu, "Sen de değilsin. Kendini önemli sananların hiçbiri önemli değil. Yaşa sadece."
"Neden erkekler şarap, kadınlarsa su içiyordu? Neden cinsiyetlerden biri öylesine varlıklı, öbürü ise yoksuldu? Yoksulluğun kurmaca yazın üzerindeki etkisi neydi? Sanat yapıtlarının ortaya çıkmasında gerekli olan koşullar nelerdi? Binlerce soru birden belirmişti. Ama kişinin sorulara değil, yanıtlara gereksinimi vardı ve yanıt ancak, kendilerini dilin çekişmelerinden, bedenin karmaşasından kurtarmış ve akıl yürütmeleriyle araştırmalarının sonuçlarını British Museum'da bulunabilecek kitaplarda yayınlamış önyargısız ve bilge kişilere başvurmakla bulunabilirdi. Gerçek, British Museum'un raflarında değilse neredeydi , diye sordum kendi kendime, elime bir defter ve bir kalem alırken."
Sayfa 29 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra Öncü
acaba dedim kendi kendime, neden kadınlar erkekler için, erkeklerin kadınlar için oldu­ğundan daha ilginçti?
Ne de olsa, görünüşe göre her erkek şarkı veya sone yazma yetisine sahipken kadınların o sıradışı edebiyat alanında tek kelime bile yazmamış olması eskilerden beri bir muammadır. Kadınlar hangi koşullar altında yaşıyordu , diye sordum kendime; çünkü kurgu edebiyatı bilimin aksine, yere çakıl taşı gibi düşürülmez; kurgu edebiyatı örümcek ağına benzer, hayata dört köşesinden de bağlıdır.
Sayfa 49 - Kırmızı Kedi yayıneviKitabı okudu
1.394 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.