Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sizi kesinlikle kurmaca edebiyatla sınırlıyor değilim. Beni mutlu etmek isterseniz - ki benim gibi düşünen binlercesi var - seyahat ve macera, araştırma ve bilimsel inceleme, tarih ve biyografi, eleştiri ve bilim kitapları yazarsınız. Ve böylece, kurmaca edebiyat sanatına da bir faydanız dokunmuş olur, çünkü kitapların birbirini etkileme gibi bir alışkanlığı vardır. Kurmaca edebiyat, şiir ve felsefeyle içli dışlı olduğu takdirde çok daha güzel gelişecektir. Dahası, Sappho, Leydi Murasaki ve Emily Brontë gibi geçmişin büyük değerlerinden herhangi birini düşünecek olursanız, onun bir öncü olduğu kadar bir mirasçı da olduğunu ve varlığını kadınların doğal bir yazma alışkanlığı kazanmalarına borçlu olduğunu da görürsünüz.
Yine de bana karşı çıkabilir ve şunu sorabilirsiniz: İyi de, bu işin çok fazla çaba gerektirdiğine, hatta kişinin teyzelerini öldürmesine bile neden olabileceğine, öğle yemeklerine kesinlikle geç kalmasına neden olduğuna ve bazı çok değerli öğretim üyeleriyle boğaz boğaza getirebileceğine inanmanıza rağmen, neden kadınların kitap yazmasına bu kadar önem veriyorsunuz? Size şunu itiraf etmeliyim ki, beni kısmen bencilce olan birtakım duygular motive ediyor. Eğitimsiz İngiliz kadınlarının pek çoğu gibi ben de okumayı seviyorum. Öyle ki, birkaçını birlikte okumaktan da çok hoşlanıyorum ama son zamanlarda okuma alışkanlığım bir miktar tekdüzeleşti. Tarihle ilgili olanlarda çok fazla savaş var; biyografilerin neredeyse tümü büyük adamlar hakkında; şiir deseniz, gittikçe kısırlaşma eğiliminde ve kurmaca edebiyat ise — ama size modern kurmaca edebiyat eleştirmeni olarak da beceriksiz olduğumu sergilemiş bulunmaktayım — o yüzden, o konuda başka bir şey söyleyecek değilim. O nedenle sizlerden, konu ne kadar önemsiz ya da kapsamlı gibi görünse de asla duraksamamanızı ve olabilecek her türden kitap yazmanızı isteyeceğim.
Reklam
Entelektüel özgürlük maddiyata dayanır. Şiir de entelektüel özgürlüğe bağlıdır. Ve kadınlar, sadece iki yüz yıldan beri değil, oldum olası, ezelden beri yoksul olmuşlardır. Kadınlar, her zaman Atinalı kölelerin çocuklarından daha az özgürlüğe sahip olmuşlardır. Bu da onların şiir yazma konusunda hiç şansları olmadığını gösterir. İşte ben o yüzden paranın ve kendine ait bir odaya sahip olmanın önemi üzerinde o kadar çok durdum.
Sayfa 139Kitabı okudu
Roman ya da şiir yazmak istediğiniz takdirde yıllık beş yüz sterlinlik bir gelirinizin ve kapısında kilidi olan bir odanız olması gerektiği sonucuna —o sıradan sonuca— nasıl vardığını size güzelce anlattı. Böyle düşünmesine yol açan düşünceleri ve izlenimleri de açıkça ortaya dökmeye çalıştı.
Bana kalırsa, şiir hem analı, hem de babalı olmalıdır. Faşist şiir ise, korkarım ki, kürtaj edilmiş bir bebeğin bir kasaba müzesindeki kavanozun içinde görebileceğiniz kalıntısı kadar korkunç olacaktır.
Herkesin gerçeği kendine acı Herkesin acısı kendine biricik.
Reklam
hayatımda ilk kez biri bana “kendine çok dikkat et” dedi. anlamış onun kalbini taşıdığımı herhalde… rastgele, yürürken aklına geleyim sızlasın için… zaman sen olmayınca geçmiyor, sen olunca da yetmiyor…
"Eğer şiir bağışlanma değilse," diyor kendi kendine "o zaman başka hiçbir yerden medet ummamalı."
Sayfa 139 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ayrıca da, diye düşündüm, o dört ünlü isme bakarak, George Eliot ile Emily Brontë'nin ne gibi bir ortak yanı vardı? Charlotte Brontë, Jane Austen'ı anlamakta bütünüyle başarısız olmamış mıydı? Hiçbirinin çocuk sahibi olmaması gibi —konuyla bir ihtimal ilgili olabilecek— bir faktörün dışında birbiriyle bunlardan daha fazla bağdaşamaz olan
Reklam
Hayat kısa, durma bir adam sev... Rakısı susuz, sevdası sonsuz olsun. Hüznü Neşet Ertaş’a, hasreti Turan Engin’e, isyanı Ahmet Kaya’ya benzesin. Gelişi adam gibi, gidişi adam gibi olsun. Sarılsın sana, sen cenneti gör ölmeden. Sevişsin seninle, sen şiir ol, şarkı ol kendine. Boynuna dudak izini bırak. hangi adrese giderse gitsin, kapıyı açan sen ol. Kandilsen alevin, kalemsen öykün, sandalsan kıyın olsun.
Ben bu günahı yapacak adam mıydım? Sorgusu bile gurur içeriyor, farkında mısın? Demek ki yapabilirmişsin. Demek ki acizmişsin. Demek ki kendine güvenmek yerine Rabbine sığınmalıymışsın. 1 Yolcu
Ve bir başka büyük hanımefendiye, Lamb'in pek sevdiği düşese, Leydi Wilchinsea'den yaşça büyük olmakla birlikte onun çağdaşı olan kuş beyinli, delişmen Newcastle Düşesi Margaret'e döndüm. Birbirlerinden çok farklıydılar ama soylu ve çocuksuz olmaları onların ortak noktalarıydı ve her ikisi de muhteşem kocalarla evlilerdi. İkisinin de içi aynı şiir tutkusuyla yanıyordu ve her ikisi de aynı davaların peşinde koşup örselenmiş ve hücumlara maruz kalmıştı. Açın Düşes'in bir kitabını, aynı öfke patlamasıyla karşılaşırsınız: "Kadınlar ya- rasalar ya da baykuşlar gibi yaşıyor, eşekler gibi çalışıyor ve solucanlar gibi ölüyorlar..."
içinden çürümüş bir ağaç kadar asilim kendine faydası yok gölgesi herkese yeter
BAŞLAMADAN YARIM KALMIŞ BİR AŞK İÇİN AĞITKitabı okuyor
Bir unutma masalıymış dünya denilen avaz Başka beden buluyor sonsuzluk kendine.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.