"Yaşam sevgisinin yanında seks kendini bütün güdüler içinde en güçlü ve en aktif olanı şeklinde gösterir ve durmadan insanlığın daha genç kesiminin gücününü ve düşüncelerinin yarısını talep eder. Neredeyse bütün insani çabaların nihai hedefidir. En önemli ilişkiler üzerinde olumsuz bir etkisi vardır, en ciddi meşguliyetleri bozar ve bazen en büyük insan zihinlerini bir süre için şaşırtır... Seks gerçekten bütün hareketlerin ve davranışların görünmez noktasıdır ve üzerine örtülen bütün örtülere rağmen her yerde başını uzatır. Savaşların kaynağıdır ve huzurun amacıdır... tükenmek bilmez zeka kaynağı, bütün taşlamaların anahtarı, bütün gizemli imaların, bütün söylenmemiş tekliflerin ve bütün kaçamak bakışların anlamıdır; gencin ve bazen de yaşlının meditasyonudur, bakire olmayanın her an düşündüğü şeydir ve bakirenin bütün iradesine karşı sürekli tekrarlanan hayalidir. Bütün bunları düşünürsek şöyle söyleyebiliriz: Bütün bu gürültü patırtı neden? Bütün bu aciliyet, şamata, acı ve gayret neden? Bu yalnızca her Jack'in Jill'ini bulma meselesi. Neden böyle önemsiz bir şey bu kadar öenmli bir rol oynuyor ve insanın hayatında sürekli rahatsızlık ve karmaşa yaratıyor." Schopenhauer, World as Will, Cilt 2, Sayfa 513
Sayfa 230Kitabı okudu
Aynı siyasal ve toplumsal haksızlıkların kurbanları olarak Yahudilerle kadınları özdeşleştirmesi; Yahudileri küçümseyenler gibi kadınları küçümseyenlerin de faşist olduklarını vurgulaması tamamiyle doğrudur. Unutmamalı ki, Naziler, “Üç K” sloganını, “kinder, küche, kirche” (çocuk, mutfak, kilise) ortaya atarak, kadınların ancak çocuk doğurup onlara bakmalarını, mutfakta yemek pişirmelerini ve kiliseye gitmelerini uygun görmüşlerdi. Virginia Woolf, A Room of One’s Own’da, yani 1929’da da İtalyan faşistleri saldırgan bir duruma gelmeden ve nazizm gelişmeden önce bile, faşizmin başlıca özelliğinin “kendini ön plana süren bir erkeksilik” (self-assertive virility”) olduğunu anlamıştı. Savaştan yana olanlar, militarist olanlar, kadınlar değil, salt erkeklerdi ve ancak bu erkekler bir ülkenin gerçek yurttaşları sayılırlardı. İşte bu yüzden Virginia Woolf, bir kadın olarak, meydan okur İngiltere’ye: “As a woman I have no country. As a woman I want no country. As a woman my country is the whole world.” (Bir kadın olarak benim ülkem yok. Bir kadın olarak kendime bir ülke istemiyorum. Bir kadın olarak benim ülkem bu dünya!)
Sayfa 56 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
Dost ve Put... Abdullah ibn Münâzil (ks.) bir defasında: “Hakk nezdinde, nefsinin kadru kıymetini büyük olarak gören bir kimsenin, kendini O'nun gözünde hakir hale getirmesi icab eder. Görmüyor musun ki Allah, Halil İbrahim'e (as.) "Halil" (Dost) diye hitab edince, 'Rabbim, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzaklaştır." (İbrahim, 14/35), (Sen bana "dost" diye hitab ediyorsun ama nefsim puta tapacak kadar âdidir) demişti."
"Eğer gitmekte olduğunuz yolu beğenmiyorsanız başka bir yol döşemeye başlayın." -Dolly Parton
Sayfa 173Kitabı okudu
O devrin iyilikten ve cömertlikten nasibini almamış beyleri nasıl halka zulmediyorlarsa; bu devrin tüm dünyada hükmünü yürüten kapitalizmin beyleri de aynı zulmü sürdürüyor.
"Saatimiz çalışıyor ama kalbimiz durmuş. Çalışmıyor. Kalbin sesini duyamıyoruz. "
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.