Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı çağların düşünsel temelini oluşturduğunu düşündüğüm fikirlere çok kısaca değineceğim. Klasik Yunan’da bu, varlık fikriydi - birlikli, tözsel ve tanrısal bir varlık; ama panteizmde olduğu gibi şekilsiz değil, anlamlı somut formlarda var olan ve o formlar içinde şekillendirilebilecek bir varlık. Ortaçağ Hıristiyanlıgı’nda bunun yerini Tanrı
Tarkovski'nin sanat tanımı
Sinema sanatına özgü sorunları ele almadan önce, yüce bir kavram olarak sanattan ne anladığımı açıklamamın önemli olduğu kanısındayım. Ne için vardır, sanat? Kimin ihtiyacı vardır ona? Sanata ihtiyaç duymak diye bir şey olabilir mi? Bu soruları yalnızca ozanlar, sanatçılar değil, sanatı alan, daha doğrusu yirminci yüzyılda sanat- kitle ilişkisinin özünü çırılçıplak ortaya çıkaran deyişle, sanatı 'tüketen' herkes kendine soruyor ve bunlara bir cevap arıyor. Sanatla ilgili herkesin bu soruya kendince bir cevabı var. Aleksander Blok ne demişti: "Ozan: kaostan uyum yaratan"... Puşkin ise peygamber yetenekleri yüklemişti ozana... Her sanatçının, yalnızca kendini bağlayan, kendi özel yasalarını kılavuz edindiğini görüyoruz bu konuda.
Reklam
İdeolojiler siyaset dünyasının haritaları. Haritasız denize açılınır mı? Ama harita tehlikeli bir yolculukta tek kılavuz olamaz. Pusulaya da ihtiyaç var. Pusula: Şuur. Tarih şuuru, milliyet şuuru, kişilik şuuru. İdeolojilerin peşine takılanlar pusulasızdırlar. Gemi ya kayalara çarptı, ya batağa saplandı. İdeolojilerin ışığına göz yumanları sloganlar yönetir. Karanlık kinlerin birbirine saldırttığı çılgın sürülerin savaş çığlığıdır slogan. İlkelin, budalanın, papağanın ideolojisidir. Düşünce ile çığlık bağdaşmaz. Şuurun sesi çığlık değildir. Yabani bağırır, medeni insan konuşur.
Sayfa 95
Hayatla bağ kur, onunla dönüş, genişle ve onu genişlet. Ruhunun nefes almasına izin ver. Sevdiklerinin seni görmesine izin ver. Her şey bir mucize, sen bakmayı bilirsen. Mucizeyi kaçırma. Dur ve seyret. Bu hayattan bir defa geçeceksin.
Yüreğimin perçemini bir sevdaya kaptırmışım, Ne yazım bellidir benim, ne son baharım ne kışım Yol ayrımı yaklaşıyor, ötesine kılavuz yok; Yürümeye takâtsızım, çok yorgunum, çok kül-hışım, Nefsim işaret veriyor, yiğitmişim, kocakmışım; Şımarık aklıma göre korkakmışım, kaçakmışım...
yükümü herkes gibi yere bırakabilmeği ne zaman öğrenecektim ki?
Reklam
insan yüzünü aynalarda görür genellikle karşıdan görür. ben de yüzümü ancak o kadar bilirim
"anlaşılamayacak şeyler hep kalacaktır yolumuzun orasında burasında," dedim içimden.
sözlerimizse çoğu zaman bizim söylemediğimiz söylemeği hiçbir zaman düşünmeyeceğimiz şeylerle bir güzel karılarak aktarılır.
bana sorarsan kendini savunuyordun daha çok acıyı daha çok duymamak için sevgiyi kendi elinle azaltmağa koparıp yolmağa kalkıyordun... bir şeyleri silerek bir geçmişin yükünü yeğnileştirmek, azaltmak... o ölçüde de kim bilir geleceğini biraz olsun özgürleştirmek... öyle kopuşlqr güçtür izi kalır kopmağa kalkmak kendini de parçalamaktır.
Reklam
kişilere, nesnelere, kendine bağlanırsın bir gün bunlardan koparsın da.gerekeni yapmadığını düşündüğünde haklısındır değilsindir bilinemez ama o anda kopmuşluğunu yaşıyorsundur belki. kopmuşluk ölüm de demektir. bir ölümü yaşarken ya da beklerken bağını öldürmenin duyacağın acıyı azaltmak istediğinden ileri geliyor da olabilir
Ama dünya yok olacak yerde, masamı, beni köşeye sıkıştırıp duruyordu
biraz sonra "asıl mutluluk bu olsa gerek," dedi, "ulaşmağa can attığımızın biraz öncesi..."
Sayfa 106Kitabı okudu
Hazreti Peygamber ( s.a.v.) varken nerede kılavuz arıyoruz ? Arayacağımız kılavuz yanımızda. Yola çıkacaksak, yol arkadaşımız yanımızda. Bu yolu uzun uzun yürüyeceksek, yoldaşımız yanımızda. Bize yoldaşlık edecek olanın bizden üstün olması, o yolun aydınlanmasıdır. Bizim için ise en aydınlık yoldaş hiç kuşkusuz Hazreti Peygamberdir. // Ondan başka kılavuz aramak neden ? İnandıklarınızın arkasından yürürken, aydınlığa ihtiyaç duyduğunuzda O size yeter.
Sayfa 66 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Aşkın farklı tanımlanma şekilleri vardır. Tasavvufa göre “aşk”, Allah’a ulaşma yolculuğundaki en önemli “kılavuz his”tir. Sufiler, Allah’a ulaşmada aklın yetersiz olduğunu hatta aklın sınırlandırıcılığı nedeniyle ona ulaşmayı zorlaştıracağı görüşündedirler. Allah “ Ben gizli bir hâzineydim, bilinmeyi arzu ettim, âlemi yarattım!” buyurur. Sufılere göre ilahi aşkın kaynağı bu bilinme arzusudur. Bir gün birisi Mevlana’ya “Ben seni seviyorum, diğerlerini de senin için seviyorum...” Mevlana ona şu cevabı verir: “Eğer bu diğerlerinden maksadın Şems ise bu iyi Ama eğer beni onun için seversen bu daha iyi, sevgiliden başkası sevgiliye uyuluş için sevilir .”
Sayfa 60 - Destek YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.