Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sevgiye yürü, tâ ki hakikate eresin." Her kim bir şey veya kimseyi severse ona inanmış olur, boyun eğmiş, kulluk etmiş olur. Kulluk, sevginin yedi derecesinden biridir ki ilk adımda dostluk başlatır. Bu dereceler ezeli "ilgi"den doğar, ilgiyi "sevgi" takip eder. Sonra "tutku", "aşk", "şevk" ve "kulluk" diye devam edip ebedi "dostluk"ta nihâyet bulur. İyi veya kötü, yararlı veya zararlı her tür sevginin bir etkisi, sonucu, meyvesi ve hükmü vardır. Coşku, zevk, özlem, yakınlaşma, ayrılma, uzaklaşma, terk etme, sevinme, üzülme, ağlama, gülme... Hepsi sevginin etkileri ve hâlleridir. Kişi sevgi basamaklarında sürekli bir kazanç ve güç kazanarak ilerlemelidir. Belli bir yol aldıktan sonra sevgi yüzünden ağlasa da, gülse de; sevinse de, üzülse de; hatta sıkılsa yahut coşsa da bundan yarar görür. Nitekim sevgiden uzaklaştığı zaman bunun tersi olacak, her hâlden üzülecektir. Akıllı insan kendisine zarar verecek sevgiyi istemez. Hakîkati sevmek, sevgilerin en güzelidir.
"Zamanda yolculuk yapmayı kim istemez ki! O günlere gitmek, o günün insanlarını izlemek, kıyafetlerini, yaşam alanlarını görmek, şive ve davranışlarına dikkat etmek kim bilir ne kadar heyecan verici olurdu!"
Sayfa 7 - Sarayın Kutsalları
Reklam
Garson: Efendim,sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson: Anlamadım efendim? Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil,hak ettiğin kadar unutulursun… Garson: Anlıyorum efendim…Neyse, ne alırdınız? Nilgün Marmara:
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kim yüzen bir evde yaşamak istemez ki ? Kitabı okurken bende adeta bir yüzen evde yaşadım diye bilirim tekneler caddesinin sıcaklığı pennin esrarengiz öyküsü Sarah jio yine yapmış yapıcağını :))
Gündüzsefası
GündüzsefasıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201410,1bin okunma
ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
Garson: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson: Anlamadım efendim? Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun… Garson: Anlıyorum efendim… Neyse, ne alırdınız? Nilgün Marmara: Sen ne getirdin bana çocukluğundan? Garson: Çocukluğumdan mı? Siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte. Edip Cansever: Bu aralar ellerim hep üşür benim. Doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim. Nilgün Marmara: Üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı. Garson: Ekrem klimayı aç oradan, çattık ya! Tomris Uyar: Bazen sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur. Garson: Estağfurullah efendim, ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için. Yaşar Kemal: Gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde, gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt. Garson: Ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum…
Reklam
İnsanı tanımak en zor işlerden biri. Dost bildiğimiz kişi onca yıldan sonra öyle bir davranışta bulunur ki, ister-istemez "Yahu ben bu adamı tanıyamamışım" dersiniz. Bu bir bakıma kişinin kendini tanıyamaması, ölçememesi; etrafı kadar kendisi hakkında da aldanışa kapılmasıdır. Aldanış içinde kalıp rahat etmeyi kim istemez.
Dilimde ki kelimelirin damarlarımdaki kan gibi akmasını kim istemez ki ...
İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez. Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, yüzmek için değil. Ve düşünmek istememeleri doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur.
Kurdun Ağzından Kırmızı Başlıklı Kız Masalı Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Bir kurnazlık peşindeydi mutlaka. Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı. Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını
Reklam
Garson: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson: Anlamadım efendim? Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun… Garson: Anlıyorum efendim… Neyse, ne alırdınız? Nilgün
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ne denebilir ki? Kristin Hannah yine harika. Yoğun duygular... Aile bağları... Sevginin gücü... Ancak bu kadar gerçek bir anlatımla yazılabilirdi diyorum. Okurken bir çok duygu hissettim. Kızgınlık,kırgınlık,sevgi... Ama en çok da kıskançlık! Kim Liam gibi bir koca istemez ki? Kim Mikaela kadar çok sevilmek istemez? Okuduğum her kitapta mutlaka aşık olacak bir karakter buluyorum bu kitaptaki karakterim sanırım Liam. Keyifli okumalar herkese :)
Gümüş Gözyaşları
Gümüş GözyaşlarıKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20161,226 okunma
Garson: "Efendim, sizi burada görmek büyük mutluluk!" Cemal Süreya: "Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? " Garson: "Anlamadım efendim?" Can Yücel: "Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun... Garson: "Anlıyorum efendim.... Neyse, ne alırdınız? Nilgün Marmara: "Sen ne getirdin bana çocukluğundan? Garson: "Çocukluğumdan mı? Siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte. Edip Cansever: "Bu aralar ellerim hep üşür benim. Doktor 'kansızlık' der, ben 'Sensizlik' derim. Nilgün Marmara: "Üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı. Garson: "Ekrem kilimayı aç oradan, çattık ya!" Tomris Uyar: "Bazen sensiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur." Garson: "Estağfurullah efendim, ne kırılması, bugün kötü birgün sanırım benim için." Yaşar Kemal: "Gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde, gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt." Garson: "Ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.