Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
"Trabzon'da bir Hacı İlyas efendi var. Tüccarlık yapıyor, zengin, dinine düşkün, tefecilik de yapıyor! Ha, evet, yani yüksek faizle borç veriyor... Bu adamın inkılaplara karşı olmasını biraz anlıyorum... Ama ya sizin aile? Tabii, ben onlar inkılaplara karşılar demiyorum, yapılan şeyleri sevinçle karşıladıklarını biliyorum. Ama görüyorum ki, gene de bütün bu yapılanlara biraz da şüpheyle karşılıyorlarmış gibiler... Ya da yeterince heyecanlı değiller! Oysa düşünüyorum ki, şehirlerde oturan zenginler, yani Avrupa'yı bilen zenginler, anlatabiliyor muyum, yani iyi zenginler inkılapları benimsemeli. Ama onlar heyecanlı gözükmüyor. Cahil halk zaten bir şey bilmiyor. O zaman Ayşe, peki kim, kim inkılapları ileri götürecek? Hep biz memurlar mı, hep Trabzon'da heyecanıyla alay ettiği benim zavallı babam mı? Öğrenci yurdunda, müzikten hoşlandığı, elinde bu gülünç kutuyla dolaştığı için alay edilen ben mi? Üstelik artık memurlar da bu kaba saba zenginlere özeniyor, onlar gibi olmak istiyorlar. Peki, sen ne düşünüyorsun?"
Sayfa 275 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Sayfa 334 - Ötüken
Ayten Teyze'nin Bakkaliyesi Her yanı ahşap , hüzzam gıcırdayan minik kulübe Önünde iskemle ve baston, yanında ekmek ve Mushaf Raflarda eski zamanların tüm ihtiyaçları halka halka Sanki zikre tutulmuş pirinçle yağ, Ayten teyze kenarda Pasparlaktı elleri, sabah güneşi karşılar gibi Her çocuğa ayrı makamda gülümserdi Şekerli gülerdi mesela naneli, kolonyalı,bazen mendilli Çorap vermezdi kimsenin ayaklarına bakmadığından Ayten Teyze veresiye tutmazdı, hatıraları vardı Olursa verirsin, olmazsa da sabret derdi Zaten bugün vardık yarın yok kim kalmış ki İşte bundan annemle çok iyi geçinirdi
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.