Ebeveynler ve eğiticiler, çocukların neleri bilinmeyen yaramazlıkları karşısında şu tipik bağlantıyı görebilecekleri ne çok örnekle karşılaşıyorlardır kimbilir: bu denli uslanmaz davranışları sergileyen çocuk bir itirafta bulunuyordur, cezalandırılmak için tahrik etmeye çalışıyordur. Aynı zamanda da suçluluk hissini gidermeyi ve mazoşist cinsel eğilimini tatmin etmeyi amaçlıyordur.
Kimbilir kaçıncı arayışım bu
Benden kaçan mutluluğumu
Nerede belli değil
Kimbilir kaçıncı arayışım bu
Kaybettim her bulduğumu
Kader bana dost değil
Ağla, ağla halime
Gülme, kapat gözlerini
Görme, tek bir söz söyleme
Yok mu bir soru sormayan
Yarını olmayan, güneşi doğmayan
Bir yolun yolcusuyum, dokunma
Ağla, ağla halime
Gülme, kapat gözlerini
Görme, tek bir söz söyleme
Sanki bir yangın içimde
Külleri savrulan, yakılan, yıkılan dünyamda
Artık bir yer yok bana
Ağla, ağla halime
Gülme, kapat gözlerini
Görme, tek bir söz söyleme
Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kimbilir, rüzgarlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sessizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle
İnsanın çocukluğu, hayatı boyunca hep onunla birlikte olur, onunla beraber yaşar. Bu birlikte yaşama esnasında, insanın kendisi büyür, ergen olur, genç ve orta yaşta olur ve nihayetinde yaşlanıp kemale erer. Kimbilir belki de kemale erer demek doğru olmaz. Zira hayatın akışı bize gösteriyor ki, insan belli bir yaştan sonra tekrar çocuklaşıyor, yeniden o içindeki çocuğa dönüyor. Hem de bir sürü yaşanmışlıkların ve deneyimlerin ardından üstelik, biraz daha alıngan olarak
Sayfa 6 - Ustaların İçindeki Çocuk / Temel HazıroğluKitabı okudu
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hâlâ arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkı belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Diğer kadınlara pek benzemiyorduk.
Çıtkırıldım olamadık misal.
"Gelip beni al" demek yerine kendimiz gittik koşa koşa. Hep sorun dinledik, bizim derdimiz yoktu çünkü ...
Çiçek istemedik, hediye istemedik, en büyük hediye sevilenle beraber olmak dedik.
Gülümserken kimbilir kaç kez ölüyorduk
Rol yapamadık, belki fazla doğaldık.
Bu sebeple kıymetimiz bilinmedi.
Nasıl olsa hep vardık...
Ne düşünülürse düşünülsün ve ne istenilirse istensin, ne kadar dirençli olunursa olunsun, karanlığa bakmak, bakmak değildir, derin bir seyre dalmaktır.
Bu olgulardan nasıl bir sonuca varmalı? Onların aynı hedefe yönelmeleri karşısında nasıl davranmalı? Bu basıncı ayrıştırmak mümkün değildir. Bu gizemli silsileyi hangi düş izler? Onların, sözün