Uyuyamadığım gecelerin sabahında
Gözaltlarımdan mor çocuklar doğardı
Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları
Fırtına ters çevrilen şemsiyelere benzerdi
Duaya açılan avuçlarım
Avuçlarıma kar yağardı
Kimi zaman tipi…
Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım.
Birkaç kış geçti Pollyanna
Ben hep mahzun kaldım.
-Didem Madak
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
yıllardır başa çıkamadığım korku.. ayrılık ölüm kadar koymuyor en azından insana. bi yerde aynı gökyüzünün altında, nefes aldığını bilmek bile insana ümit veriyor. ya ölüm.. her gece sevdiklerinin sağlığı için dua ederek büyüyen biri için nasıl tarif edilebilir ki. ya da her gece kabuslarında sevdiklerinin cenazesini görerek büyüyen bi çocuk için.. bu yüzden ne kimseyi kırabilirim ne de üzebilirim. çünkü insan kimi ne zaman kaybedebiliceğini bilmiyor.
Empati duygusu, hemen hemen her insanda var olan bir duygudur. Ancak bazı insanlar empati yeteneğini diğer insanlara oranla daha güçlü bir şekilde hisseder. Kimi insanlarda ise bazı faktörlere bağlı olarak bu yetenek yok denecek kadar azdır.
Dil toplumların ve ulusların ayırt edici kimliğidir. Dilini kaybeden bir toplum ulusal kimliğini de, varlığını da kaybeder ve tarihten silinir. Tarih içinde yaşamış kimi toplumların yok olmasında savaşlar, büyük doğa afetleri ve salgın hastalıkları gibi dış etkenler yanında asıl belirleyici olan dillerinin kaybolmasıdır.
Yanardağlar taşları, ihtilaller de insanları fırlatır.
Aileler çok uzaklara gönderilir, kaderleri ülkelerinden ayrı düşer, topluluklar dağılır. Bulutlardan düşüyor gibi olurlar; şunlar Almanya'ya, bunlar İngiltere'ye, berikiler Amerika'ya...
Gittikleri ülkenin insanlarını şaşırtırlar: Bu yabancılar nereden geliyor böyle? Onları püskürten, şurada tükenmekte olan yanardağdır. Bu göktaşlarına, bu atılmış ve kaybolmuş insanlara, bu talihin es geçtiklerine çeşitli adlar verilir; onlara göçmen, mülteci, maceracı denir. Kalırlarsa sineye çekilirler, giderlerse sevinilir. Kimi vakit, bunlar kesinlikle zararsız yaratıklardır... Ne kin duyarlar ne de öfke, şaşkındırlar. Yapabildiklerine kök salmaya çalışırlar. Kimseye zarar vermezler, başlarına gelenlerden de hiçbir şey anlamazlar.
Kavga etmek ve suçlamak kimi zaman, bir yöne ya da diğerine doğru adım atmaya hazır olmadığımız zamanlarda, hem statükoyu korumak hem de statükoya başkaldırmak amacıyla kullandığımız bir yoldur.
Yinelemelerin hayatta bir karşılıkları, sonuçları olduğuna, kimi sözcüklerin ötekilerden daha kuvvetli, daha vurgulu, daha etkili olduğuna inanıyorum. Hiçten hiç çıkar ve kötülük kötülüğü üretir; iyi şeyler istemenin, iyi şeyler hayal etmenin, iyi şeyler söylemenin, iyi şeyler için çalışmanın, iyi insan olmaya gayret etmenin ‘iyi’ sonuçları olur diye düşünüyorum.