İnsanın değişebilmesi için, onun hakkında hüküm verecek olan çevresinin değişmesi gerekir. İnsan çevresi, etrafındaki insanlar, kurumlar, mağazalar, sinema kahramanları, kendisini neşelendiren ya da kızdıran filozoflar tarafından tanımlanır. Büyük psikolojik rahatsızlıklar -kimlik çatışmaları- bir birey çevresindeki insanları değiştirmeye başladığında meydana gelir. Ben iyi bir oğulum olgusundan ben iyi bir dostum olgusuna geçiş bir devrim sayılır. Diğer yandan, adamın dostları ona bir yıl sadık kalır, ertesi yıl ihanet ederlerse ve adam da sadık koca iken değişik hergele olursa devrim olmamış demektir. Sınıf kuralı dokunulmamış olarak kalır, sadece küçük meselede politika değişikliği olmuştur.
Sayfa 177Kitabı okudu
Bedensel yaralar bir tür kurban olgusudur. Birey varlığının tümünü kurtarabilmek için kendinden bir parçayı bırakmayı kabullenir. Amaç ölmemektir. Bunlar kimlik yaraları, insanın daha kötüsünden kurtularak kendisiyle bütünleşme girişimleridir.
Reklam
...Kavramın [kimlik] sosyal bilimlerdeki sonraki gelişimine baktığımızda psikolojik ve sosyolojik olmak üzere iki çerçeve içerik gözleyebiliriz. Eriksoncu psikolojinin kavramlaştırmasında kimlik derin, içsel ve süreklidir. Sosyolojik kavramlaştırmadaysa yüzeysel, dışsal ve geçicidir. Erikson için içsellik ve süreklilik kimliğin zorunlu, vazgeçilmez parçasıdır. Sosyolojiyse kimliğe, birey ve toplum arasında yapay bir etkileşimin ürünü olarak bakar. Kimlik belirli bir isimle tanımlanma, bu tanımlanmayı kabul etme, ona uygun rolleri benimseme ve kurallarına göre davranma meselesidir. Sosyolojinin kavramlaştırması kendiliğin sürekliliğine meydan okur; kendilik artık katı, kesintisiz ve verili bir şey değil, bir süreç, sürekli yaratılan, her bir toplumsal durum için yeniden yaratılan bir şeydir.
Sayfa 204 - Eylem ÖzdemirKitabı okudu
Siz hiç, yemek yedirmek için çocuğunun peşinden koşan , sinir krizleri geçiren , zaman zaman şaklabanlık yapan bir Avrupalı gördünüz mü? Göremezsiniz. Ona rağmen bizim bebeler ya kara kuru ya da obezken , onların çocukları pespembe sağlıklı ve genellikle arzu edilen kilodadır. Hayır , Avrupa hayranı değilim , ama haktan yanayım ve hak birdir. Hiçbir coğrafyada da değişmez doğrular vardır. Uğraşarak bir çocuğa yemek yedirmeniz mümkün değildir. Belki uzun ve tüketen bir çabayla sonunda istediğinize ulaşırsınız. Ancak çok önemli bir sorunu da başlatmış olursunuz. Her çocuk doğuştan bir birey olarak ve karakteriyle dünyaya gelir. Zorla doğrulttuğunuz ilk kimlik silahı olan kaşık , baş yana çevrilerek ve geri teperek patlar ya da kusulur. Hayır , sizin çocuğunuz bir anda '' The Exorcist ''adlı filmdeki Linda Blair'e dönüşmedi. Aksine , özgür kimliği , aç olsa da bu mütecaviz eylemi reddetti. Beden sahillerine yapılan bu apansız saldırıyı başarılı bir şekilde , hem de kelimenin tam anlamıyla üstünüze geri püskürttü. Ne zaman çocuğunuz sizden yıldı ve zorla da olsa ağzındakini gevelemeye başladı , işte o zaman savaşı kazanmaya başladınız. Kendinizden bir parça yaratmakta başarılı oldunuz , ama kendinizin bir kopyasını mı isterdiniz , yoksa daha özgün ve gelişkin bir varlığı hayata hazırlamayı mı?
Her yurttaş tek başına kalıncaya kadar parçala. Her bir oy değersiz hale gelene kadar. Tek başına kalmış birey kutsanır özel olduğu için... aslında, güçsüz bırakılmıştır. Ancak devletin amaçlarına adanmışlık yurttaşa gerçek gücünü bağışlar. Devlet görevi ve ideali, çaresiz bireyi, şanslı bir varoluş nedeni olan soylu bir kimlik haline getirir.
Sayfa 144Kitabı okudu
19. yüzyılın bilim imgesine bağlı bilim sosyolojisi, bilim insanını, dışsal etkilere açık olmakla birlikte, bu etkileri önleyecek normsal donanımlara sahip bir topluluğun üyesi bir birey olarak kabul ederken, bilimsel bilgi sosyolojisi, bilginin üretim koşullarından biri olarak gördüğü bilim insanını, karmaşık koşulların oluşturduğu ve bilim topluluğuna aidiyeti ile kimlik kazanan bir "üye" olarak değerlendirir. Bu nedenle bilimsel bilgi sosyolojisi içerisinde, bilimin öznesi diğer topluluklardan farklı olsa da onlar karşısında özsel bir ayrıcalığı bulunmayan "bilim topluluğu"dur. Böylece, eleştiriler ve karşıt-tezler yoluyla bilim çalışmaları bağlamında, bilim etkinliğinin öznesi olarak nesnel, evrensel, tarafsız bilim insanından, nesnel, tarafsız, evrensel bilim topluluğuna, oradan da öznel, taraflı ve bağlamsal/tarihsel bilim topluluğu anlayışına geçilmiştir.
Sayfa 449 - phoenixKitabı okudu
Reklam
354 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.