Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
Nasıl başladığını merak ediyorsanız hemen anlatayım, merak etmiyorsanız da anlatırım. Anlatacağım.
Ankara'dan İstanbul'a tanışanlı 1 yıl olmuştu. Fakat anadolu yakasında oturduğumuzdan ve orta sonu Çengelköy'de bir okulda okuduğumdan Etiler hakkında pek bir fikrim yoktu. Saçlarım uzuncaydı, balık etliydim. Pantolonla okula giderdim, daha rahat
Bugün annem dayanamadı ne yazdığımı sordu. ona nasıl anlatsam? bütün hayatım birlikte geçirdiğim ve beni gerçekten seven bu insana hiçbir şey anlatamamak ne kötü. ondan farklı gelişmeye ne zaman başladım? bu ayrılık nasıl doğdu? hiç anlamıyorum bir gün baktım iki yabancı olarak yaşıyoruz aynı evde. aslında kimseye bahsetmedim kendimden istemiyorum da
Yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni
işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. bana acımayın. ben kötüyüm; sizlere karşı kötü duygular besledim içimden. beceriksizliğimden uygulayamadım kötü düşüncelerimi. sizleri kıskandım küçük gördüm bayağı buldum. bana yapılmasını istemediğim kötülükleri sizlere yapmak istedim. fırsat bulunca da yaptım. dün gece rüyamda biri beni öldürdü. içimin boşaldığını hissettim. ben de ne işkenceler düşünmüşümdür bana kötülük edenler için. beni de öldürmelerini istiyorum artık. çünkü artık olduğum gibi kalmaya dayanamıyorum. yallnız, beni öldürürseniz kötülüklerim gene gizli kalacak. onları bir sır gibi mezara götüreceğim: gene aldatacağım sizleri. gelin hep birlikte önce yaşarken öldürelim beni.
Bütün hayatımı birlikte geçirdiğim ve beni gerçekten seven bu insana hiçbir şey anlatamamak ne kötü. Ondan farklı
gelişmeye ne zaman başladım? Bu ayrılık nasıl doğdu? Hiç anlamıyorum. Bir gün baktım, iki yabancı olarak yaşıyoruz aynı evde. Aslında kimseye bahsetmedim kendimden. İstemiyorum da. Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı
beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Bugün annem dayanamadı; ne yazdığımı sordu. Ona nasıl anlatsam? Bütün hayatımı birlikte geçirdiğim ve beni gerçekten seven bu insana hiçbir şey anlatamamak ne kötü. Ondan farklı gelişmeye ne zaman başladım? Bu ayrılık nasıl doğdu? Hiç anlamıyorum. Bir gün baktım, iki yabancı olarak yaşıyoruz aynı evde. Aslında kimseye bahsetmedim kendimden. İstemiyorum da.
( İnan ben de bilmiyorum Selim bu sorunun cevabını ama bilmek istemezdik bunu da biliyorum.)
youtube.com/watch?v=QTNIKqJ...
Beni ona anlat şiiri - Sedef Mustafaoğlu
Olur da bir gün biri çıkar
da sorarsa beni şayet,
Seni ne çok sevdiğimden bahset.
O seni deli dolu severken
Zâhidü’l-Kevserî, Âlimiyye imtihanı öncesi üstadı Alasonî ile yaşadığı bir hatırasını
kendisi şöyle anlatır, “Ruûs imtihanı (Âlimiyye) bizim medreseden mezun olduğumuz
yıllarda beş yılda bir yapılıyordu. Bir imtihanda başarılı olamayanlar diğer imtihan için
beş yıl daha beklemek zorundaydılar. Bu, gerçekten öğrencilerin sabır ve