Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kirpinin zarafeti

Kirpinin zarafeti
@kirpininzarafeti
'Kitaplardan başka nefes alacağım balkon kalmadı gerçekler şehrinde.'
7 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
Ama gerçekleri gizlemekle iyi olamazsınız.Gerçeklerden kaçmakla, tedavi olunmaz.
Sayfa 20 - Olympia
Reklam
Acılarından 'allerji' diye bahsetmekten hoşlanıyordu.
Sayfa 20 - Olympia
İnsanın bir şeyle uğraştığı için yalnız olmadığını düşünmek tümüyle kendini kandırmak, ama en önemlisi hiç kimsenin senin yalnız olduğunu düşünmemesi.
Sayfa 67 - Jaguar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir insandan nefret ettiğimizde onda kendi içimizde gömülü bir şeyden nefret ederiz. Bizim içimizde olmayan bir şey bizi rahatsız etmez
Sayfa 26 - Jaguar
"Kalp krizi yüzünden öldü" dedi Beşir. "Ama gerçekte kırık kalp yüzünden öldü."
Sayfa 150 - Pegasus
Reklam
Bir dostun varlığı güzel bi şeydir; fakat bir dosta ihtiyaç duymadan yaşayabilmektir önemli olan.
Sayfa 111 - İletişim
Bi an benden bahsediyor sandım.
O büyük ve insanın içinde kaybolduğu şehirde onu çok üzmüşlerdi arkadaşları.
Sayfa 106 - İletişim
Kendi sorunlarını çözemeyen bir kişinin, kusurlarının acısını başkalarına çektirmeye hakkı yoktur.
Sayfa 95 - İletişim
Kendini çözemeyen kişi, kendi dışında hiçbir sorunu çözemez.
Sayfa 94 - İletişim
İnsanın kendisini tam anlamıyla kavrayabilmesinin en iyi yolunun bir başkasını tanımayı ve anlamayı öğrenmek olması mümkün müydü? Hayatı bambaşka bir çizgi izlemiş, bambaşka bir mantığa sahip olmuş birini? Bir başka hayata duyulan merak, insanın kendi zamanının tükenmekte olduğunun bilincinde olmasına nasıl uyardı?
Sayfa 96 - Kırmızı Kedi
Reklam
Biz insanlar; Birbirimiz hakkında ne biliyoruz?
Sayfa 81 - Kırmızı Kedi
...çünkü insanın dış dünyasının görünen her bir parçası biraz da iç dünyasıydı.
Sayfa 82 - Kırmızı Kedi
Akan zamanı ve ölümü düşünmenin yol açtığı fikir, insanın ne istediğini aniden bilmez oluşu muydu? İnsanın kendi arzularını tanımaz oluşu muydu? İnsanın, kendi iradesiyle olan doğal yakınlığını kaybetmesi miydi? Ve bu yolla kendine yabancılaşması, sorun haline gelmesi miydi?
Sayfa 77 - Kırmızı Kedi
"Ne işim var burada? Ne diye kalkıp hümanizm üzerinde konuştum? Bu insanlar niçin burada? Neden yemek yiyorlar? Onların, var olduklarını bilmedikleri besbelli. Çıkmak, herhangi bir yere gitmek istiyorum. Gerçekten kendi yerimi bulacağım, içine yerleşeceğim bir yere... Ama benim yerim diye bir şey yok; ben fazlalığım."
Sayfa 181 - Can yayınları
"Aslında o da benim kadar yalnız, kimsenin kendisiyle ilgilendiği yok. Ama yalnızlığının farkında değil o. Evet öyle. Ne var ki, onun gözlerini açacak olan ben değilim."
Sayfa 181 - Can yayınları
"Kendi geçmişimi elimde tutamamış olan ben, bir başkasının geçmişini kurtaracağımı nasıl umabilirim?"
Sayfa 145 - Can yayınları
Reklam
"Onda bir eksiklik aramaktan vazgeçtim. Ama o yakamı bırakmadı. Gözlerinde durgun ve değişmez bir yargı gördüm. Bizi birbirimizden ayıran gerçeği kavradım birden; onun üzerine düşünebileceklerim ona erişmiyordu; romanlarda görülen ruhbilimden fazlası gelmiyordu elimden. Oysa onun yargısı beni bir kılıç gibi biçiyor ve var olma hakkımı bile sorguya çekiyordu. Doğruydu bu. Farkına varmıştım zaten; benim var olmaya hakkım yoktu. Rastgele çıkmıştım ortaya; bir taş, bir bitki, bir mikrop gibi var olup gidiyordum. Hayatım her bakımdan önemsiz mutluluklara yöneliyordu. Kimi zaman ne idüğü belirsiz işaretler gönderiyordu. Kimi zaman da sonuçsuz bir vızıltıdan başka bir şey duyulmuyordu."
Sayfa 130 - Can yayınları
"Aramızda bir yakınlık duygusu da yok üstelik. Birbirimize benziyoruz sadece. Benim gibi o da yalnız ama yalnızlığın içine daha çok batmış. Kendi bulantısını ya da ona benzer bir şeyi bekliyor olmalı. Demek beni tanıyan insanlar var artık. Yüzüme baktıktan sonra, "Bu da bizden," diyen kimseler var. Ne var? Benden ne istiyor öyleyse ? Birbirimize yardım edemeyeceğimizi bilmesi gerekir. Aileler, anılarının ortasında evlerinde başbaşa oturuyorlar şimdi. Bizse burda anısı olmayan iki yıkıntıdan başka bir şey değiliz."
Sayfa 104 - Can yayınları
"Çöle yerleşmek de amma dert! Bizler ilk münzevilerden daha kurnazız, onu içimizde aramayı öğrenmişiz."
Sayfa 64
"Çocukluğumda arkadaşlarımla ben, işinin başındaki mezar kazıcıya bakarak eğlenirdik. Bazen bize bir kafatası verirdi, top oynardık. Hiç bir iç karartıcı düşüncenin soldurmadığı bir sevinçti bu bizim için. Yıllar boyunca, son kutsal yağlama törenini binlerce defa yapmış olan papazların muhitinde yaşadım; yine de içlerinde kafası Ölümle karışan hiç kimseye rastlamadım. Sonraları anlamak durumunda kaldım ki herhangi bir çıkar sağlayabileceğimiz tek ceset, içimizde hazırlanandır."
Sayfa 48
"Derin" olmak kolaydır: kendimizi kusurlarımızın içinde boğulmaya bırakalım yeter.
Sayfa 10 - Metis
“iyi akşamlar anne,” dedi koridordan geçerken ve odadan, kapının ardından, her zaman olduğu gibi, tıpkı eve gece geç geldiği uzak zamanlarda olduğu gibi belirsiz bir ses, uykulu ama sevgi dolu bir sesin kendisine cevap verdiğini duyar gibi oldu. Neredeyse sakinleşmiş bir şekilde kendi odasına girecekken, annesinin konuşmakta olduğunu fark
Sayfa 151