Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kafkasyalılar, tıpkı bir sevgiliye yazar gibi hançerleri için aşk şiir­leri yazar, adeta sevgiliyle buluşmaya gider gibi savaşa giderlerdi. Dünyanın en güzel insanları olduğu söylenen bu esmer halk için savaşmak hayatın ta kendisiydi. Hançerleriyle yaşar ve yine han­çerleriyle ölürlerdi. Cenk etmek onlar için nefes almak gibiydi. Amentüleri
Kış Bahçeleri
"İçlenme, tabi'attaki yekpare kederden, Yas tutma , dağılmış diye kuşlarla çiçekler Onlar dönecektir yine gittikleri yerden, Onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler!"
Sayfa 51 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kış Bahçeleri
İçlenme, tabiattaki yekpare kederden, Yas tutma, dağılmış diye kuşlarla çiçekler: Onlar dönecektir yine gittikleri yerden, Onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler! Faruk Nafiz Çamlıbel
Sayfa 109Kitabı okudu
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Buray/Kış bahçeleri
Ruh haline göre dinlenebilir ..fakat müzik güzeldir... Sevme beni... Senin sevmelerine kalmadım.. youtu.be/pW4o3YSq9Ug?si=...
Reklam
Kış Bahçeleri
Yas tutma, dağılmış diye kuşlarla çiçekler: Onlar dönecektir yine gittikleri yerden, Onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler!
ancak bir cümleye vardırdım cesedimi çünkü bu tenimdeki kıran bu kış bahçeleri, örtük perdeler ah evet, zamansız bir çölün kumu bu dinmeyen uğultu durmadan âzâr soyunduğum bir fiil içindi: anla!
Ekranla tanışma..
Radyo alçakgönüllüydü, vakurdu, inatçıydı ama yeni değildi. Televizyon ise hayatımıza ağır bir vaka olarak girdi, radyoyu, kardeşi doğunca ihmal edilen büyük çocuğa benzetti. Şımarıktı, kaprisliydi ve çok çekiciydi. Televizyonla birlikte özellikle küçük şehirlerde hayatın ağır ritmi değişti, alışkanlıklar terk edildi. Yazın evlerin bahceleri boş kaldı. Çay bahçelerinde oturup dondurma yiyenler azaldı. Kış gecelerine tat veren akşam oturmalarindan vazgeçildi, komşular bir araya geldiklerinde ortaya çıkan iskambil kâğıtları cekmecelerde unutuldu, sinemalar kapandı, kızlar nakislarini gündüz işler, babalar gazetelerini "dairede" okur oldular. Ağır, ama kendine göre lezzeti olan bir yaşama bicimini, siyah-beyaz bir ekranda degişen görüntüler belirler oldu. Görüntüyle tanışıncaya kadar, dünyanın ülkemizden, hatta şehrimizden ibaret oldugunu sanıyorduk. Dünyada baska ülkeler, başka yaşama biçimleri oldugunu bilmesine biliyorduk, ama bu bir şey demek degildi. Bir tür körlük içindeydik.
Sayfa 85
Geri114
220 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.