Ulan gidişi'de güzeldi be
Kendime kilolarca küfür ettim
Fazla güzeldi..sözle anlatamıyorum marie..
İzne ayrılır mı bir gün tanrı diyorum bazen..?
Fazla güzeldik
Gözle göründüğü gibi değildir her şey
Bacaklarım kesildi.. hüzne boğuldum
Evdeki tüm duvarları öptü yüzüm
Çünkü parmak uçlarıma kadar onu taşıyordum
Yaprak gibi koptum düştüm
Sana delice, ölçüsüzce, akılsızca tutulduğumu kabul ediyorum. Konuştuğun herkesi kıskandım. Seni kimseyle paylaşmak istemiyordum. Yalnızca seninle birlikteyken mutluydum.
Seni konuştuğun herkesten kıskandım. Seni kendime saklamak istedim. Yalnızca seninleyken mutluydum. Sen yanımda değilken de benimleydin; sanatımdaydın. Elbette sana bunlardan hiç söz etmedim. Söylemem imkânsızdı. Beni anlayamazdın. Ben bile kendimi anlayamıyordum ki.
Sayfa 132 - İş Bankası Kültür Yayınları XVI. BasımKitabı okudu
Bir kızın peşinden koştuğunu onun için gittiğini söylediler. Kızı duyar duymaz kıskandım. Beni ilgilendirmiyorsun, sana karşı sadece arkadaşlık hissediyorum ama yine de bulduğun bütün kızları kıskanıyorum.
__
— Anlattı bana. Çok üzmüşsün onu.
— Biliyorum. Huyum kurusun. Kıskandım! Ayrılırken pişman oldum, öptüm. Yalnız af dilemedim.
Alyoşa,
— Neden dilemedin? diye sordu
Mitya birdenbire neşelenerek güldü,
— Sevgili çocuğum, sevdiğin kadından, işlediğin bir suç için af dilemekten Tanrı korusun seni! Hele sevgilinden, en çok ondan; ne kadar suçlu olursan ol! Kadınlar öyledir ki birader, dertleri şeytan başına, hiç değilse bunları bilirim ben! Hele birine, “Suçluyum, kusura bakma, affet!” demeye kalk, sitemlerinden soluk alamazsın! İçtenlikle, kolayca affetmez, paçavraya çevirir seni, olmamış şeyleri de hesaplaşmaya katar, her şeyi toplar, bir şeycik unutmaz, kendinden ekler ve ondan sonra bağışlar seni. En iyisi bile böyledir, en iyisi! Kıyıda bucakta ne kalmışsa kazıya kazıya toplar, kafana boca eder. Hepsinde, hayatı onlarsız mümkün görmediğimiz şu meleklerde var bu canavarlık!
__
Sayfa 791 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. Bana acımayın. Ben kötüyüm; sizlere karşı kötü duygular besledim içimden. Beceriksizliğimden uygulayamadım kötü düşüncelerimi. Sizleri kıskandım, küçük gördüm, bayağı buldum: bana yapılmasını istemediğim kötülükleri sizlere yapmak istedim. Fırsat bulunca da yaptım.