Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitap ve Yaşam
Ne yaparsınız bu adamlara: yazılı olmayan lafı dinlemezler, kitaba geçmedikçe sözlere inanmazlar, gerçeğe sakallı olmadıkça kulak vermezler. Budalalıklar yazı kalıbına döküldü mü bir ciddilik kazanıyor. Bir yerde duydum, derseniz olmaz.Bir yerde okudum, diyeceksiniz. Ben insanların sözleriyle yazılarını ayırd etmediğim için konuşurken yapılan yanlışların yazarken de yapıldığını bildiğim, zamanımıza eski zaman kadar değer verdiğim için bir dostun dediklerine büyük bilginlerin sözleri kadar değer veriyorum; kitaplar kadar kendi gördüklerimden de yararlanıyorum. Onlar der ki: Erdem uzamakla daha büyük olmaz. Ben de derim ki: Gerçek, ihtiyarlamakla daha akıllı olmaz. Hep söylerim: Örneklerimizi yalnız yabancılardan ve kitaplardan almak budalalıktır. Örnek bakımından zamanımız Homeros ve Platon zamanından daha az zengin değildir. Ama çoğumuzun istediği doğru söz söylemek değil, bilgiçlik taslamaktır. Sanki Plotin yahut Vascossan'ın dükkanından getireceğimiz tanıtlar kendi köyümüzden getireceğimiz tanıtlardan daha soyluymuş gibi. Gözümüzün önünde olup bitenleri, yararsız eklentilerden ayırıp belirtmeye, düşüncelerimizi onlar üzerinde işleyip değerlerini meydana çıkarmaya gücümüz yetmiyor.
Sayfa 254 - Cem YayıneviKitabı okudu
Samed Behrengi
Birkaç Söz (devamı...) Toplumu ve sorunlarını tanımak için daha binlerce soru sormanız gerek. Şunu da bilmelisiniz ki toplum evinizin dört duvarı arasında değil. Toplum yurttaşlarımızın yaşadığı her noktadır. Irak köylerden tutun da irili ufaklı şehirlere dek. Çamurlu ve hayvan dışkılarıyla dolu köy sokaklarından tertemiz şehir caddelerine kadar.
Sayfa 1 - AryaKitabı okudu
Reklam
Kilit
Ârif Nihad, ki pek az romanı beğenmiştir Müddet-i hayatında Der Necati Sepetçioğlu'nun eseriyçin: "Bu kitap, defineymiş altın kilit altında!"
Sayfa 262 - ÖTÜKEN
Kendini Kandırırsın
Kitap der ki: «Düşene sen de bir tekme atma ! » Ya sen ne yapıyorsun? Ben senden ne zaman üç ölçü darı aldım? Tanrıyı düşün. O her şeyi görür.»
Sayfa 121 - Sosyal Yayınlar
Bu küfür değildir. Tanrı’nın, Buda’nın bir buçuk kilo ketene indirgenmesi değildir; tam tersine bir buçuk kilo keten kutsallığa, Budalığa, Tanrı’ya dönüştürülür. Bu küfür değil, bugüne kadar söylenmiş en kutsal sözlerden biridir. Bu, anlaşılması gereken en temel hakikatlerden biridir. Ondan sonra bu güzel meselin içine girmek çok kolay
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
Reklam
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Peygamber de (der ki); Ya Rabbi! Kavmim, Kur'an'ı terk edilmiş bıraktı.(25/30) Kur'an terk edilir: -Hükümlerini hayattan uzaklaştırıp, sadece raflarda muhafaza edilen bir süs eşyasına dönüştürerek -O'nu hayattan kovup, sadece hastalara ve ölülere okunan bir kitap kılarak. -O anlaşılır olduğunu, apaçık olduğunu, öğüt olduğunu, furkan olduğunu... tekrar tekrar bildirmesine rağmen ''O, anlaşılmaz'' veya ''O'nu sadece falan anladı'' deyip O'ndan uzaklaşarak.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.