Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanki ben :))
biraz parası birikince, hemen bir ki­tap alır.
Sayfa 81 - Nil Yayınları
İntihar mektubum
Sevgili tavşancığım, Sana bir şeyler yazmak yerine milyonlarca şey söylemek isterdim ama artık imkânsız galiba. Sanırım seni çok şaşırttım. Senin intihar planlarınla her dalga geçişimde kendi ölümüme kendimi alıştırıyor, korkaklığımı yenmeye çalışıyordum. Bir de öyle bir hayalim vardı ki gerçekleşmesi demek, yeniden doğmuş olmam demekti. Fakat
«benim gibi sessiz sedasız utanarak terk etme sahneyi. »Kitabı okudu
Reklam
Hedefleri yakınınızdan kaldırıp uzaklara koyun.
' Bazılarına on parmak daktilo yazmayı öğrenin diyorum da burun kıvırıyorlar. Onlara araba sürmesini öğrenin dediğim zaman ise bir bisikletlerinin bile olmadığını ve fakirliklerini, ekmek helva parası bile bulamadıklarını düşünerek kahkahalarla gülüyorlar. Oysa bir delikanlı vardı, dolmuşlarda gidip gelirken hayâl kuracağına, şoförün el ve ayaklarını izleyerek ve bir iki kitap karıştırarak daha elini direksiyona sürmediği halde teorik olarak araba kullanmasını biliyordu ve zamanı gelince bir saat ders alarak ehliyet ve sonra da araba sahibi oldu. Çünkü istiyordu. Bu, anlatmak istediğimin basit, adi bir örneği. Müslümanın bir tek saniye boş zaman geçirmeye hakkı bulunmadığı bir zamanda kendinize nasıl bir değer biçiyor, maddi ve manevi gücünüzle nasıl bir hedefe bakıyorsunuz? Yani kısacası diploma değil, diplomalar almakta acze düşmeye, şu bu dersten takıntılı olmaya, minicik hedeflerin önünde bocalayıp durmaya utanmıyor musunuz?..
Haksız kayırmacılıktan, yanlış inançların savunulmasından, o inançların yol açtığı üzücü hatalı davranışlardan ve onlardan birinin genel kabulü sonucu ortaya çıkan kötülüklerden hepimiz çok ıstırap duymuşuzdur. Fakat kolayca inanma özelliği muhafaza edilip, desteklendiği ve değersiz nedenlere dayanarak inanma alış-kanlığı beslenip, daimi kılındığı sürece daha büyük ve daha yaygın bir kötülük ortaya çıkacaktır. Eğer ben birinden para çalarsam, sadece servetin bir kişiden digerine nakledilmesi bir zarar oluşturmayabilir. Sözgelimi, parası çalınan kişi bunu fark etmeyebilir ya da bu, o kişiyi parasını kötü yolda kullanmaktan korumuş olabilir, Fakat yine de ben, insanlığa karşı büyük bir hata işlemiş olmaktan kendimi kur-tarmış olmam. O hata, kendime karşı dürüstlüğümü yitirmemdir. Toplumu yaralayan şey, servetin yitirilmesi değil, toplumun hırsız yatağına dönüşmesidir. Bu nedenle, iyilik doğurabilecek bir kötülüğü de yapmamamız gerekir. Zira o büyük kötülük bir şekilde gelir; bu sebeple bir kötülük işlediğimizde bununla yaftalanırız. Benzer şekilde, yetersiz delillerle bir şeye inanma konusunda kendime izin verirsem, salt bu inanç ile büyük bir zarar oluşmayabilir; hatta o inanç, sonuçta doğru da çıkabilir ya da ben onu harici eylemlerle sergileyecek imkânı hiç bulamayabilirim. Fakat insanlığa karşı büyük bir hata yapmış olmaktan kendimi kurtaramam. O hata da kendimi safdil |kolay aldatılır haline getirmemdir.
Sayfa 67 - William K.CliffordKitabı okudu
Parası olmadığı için kitap satın alamayan bir yönetmen
Parası olmadığı için kitapları hemen oracıkta, sürekli ayakta durarak okuyan, sanki karıştırıyormuş gibi.
Sayfa 92 - Mana Yayınları 1.baskı
Arnavutluk
Tiran'daki kitapçıda her dilden kitap satılıyor. İtalyanca Bizans tarihinden Ortaçağ Avrupa tarihine; bunun yanı sıra otomobil ve mobilya dergilerine kadar her şey var. İnsanların parası yetmese bile günlerini orada geçiriyorlar. Galiba küçük Arnavutluk'un komşu Yunanistan ve Sırbistan'a üstün tarafı bu.
Sayfa 111 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
“Büyükbabam, herkes öldüğü zaman geride bir şey bırakmalı, derdi. Bir çocuk, bir kitap, bir resim, bir ev, yapmış olduğu bir duvar ya da bir çift ayakkabı. Ya da ekili bir bahçe. Ellerinin bir şekilde dokunduğu ve ruhunun öldüğün zaman gidebileceği bir şey, öyle ki insanlar senin diktiğin ağaç ya da çiçeğe baktığı zaman seni orada görebilsinler.
Eduardo Galeano
"Beni okuyamayanlar için yazıyorum: ezilmişler için, yüzyıllardır tarihe geçebilmek umuduyla kuyrukta bekleyenler, kitap okuyamayanlar ve kitap alacak parası olmayanlar için."
Sayfa 165 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çevirmen
ÇEVİRMEN Çok kitap çevirdim, diyor, nice kitap çevirdim, diyor, çok yazardan, birçok dilden, yazınsal, kuramsal, estetik günlük, mektup... Çevirdiklerimin tümünü anladığımı ya da benimsediğimi söyleyemem, uğraşım gereği çevirdim onları, diyelim ki ekmek parası için. Bir gün, çevirdiğim kitaplardan birinde öyle bir cümleyle karşılaştım (olduğu gibi çeviriyorum): Beni bir başka dile çevirmek isteyen sen, sözcükleri evirip çevirme, ne anlıyorsan kendi dilinde onu yaz, ama bunu yaparken yalnız sözcüklerle yetinme." Başka bir açıklama yoktu. Düşündüm. Sözcüklerle yetinmezsem, neyle yetinecektim? Sözcüklerin gerisinde ya da ötesinde ne var? Ne olabilir? Çevirdiğim bir şiir bile değildi. Romandı. Ya da roman gibi bir şey. Bana bu çeviriyi öneren yayımcıya kitabı geri verdim. Hiç şaşmadı buna. Biliyordum, dedi. Sizden önce de birçok ünlü çevirmen getirip masama attılar bu kitabı. Oysa, oldukça açık bir dili var. Çevirisi kolay. Piposundan bir duman çektikten sonra sordu: Peki hangi yazarı, hangi kitabı çevirmek isterdiniz? Hiçbir kitabı, dedim ona. Ve ilk kez kendimi (uğraşımı bir kalemde yitirmiş olmama karşın) bir tüy denli, hafif, bir...bir...bir bilmiyorum ne kadar özgür duydum.
Sayfa 360Kitabı okudu
705 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.