Türkleri bir yerde toplama fikrine atamın görüşü;
Çeşitli uluslar ortak ve genel bir ad altında toplamak ve bu çeşitli unsur topluluklarını aynı haklar ve koşullar altında tutarak güçlü bir devlet oluşturmak, parlak ve çekici bir siyasi görüştür; fakat aldatıcıdır. Hatta, hiçbir sınır tanımayarak, dünyadaki bütün türkleri de bir devlet halinde birleştirmek, elde edilmesi olanaksız bir hedeftir. Bu, yüzyılların, yüzyıllar boyunca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı olaylarla ortaya koyduğu bir gerçektir.
Yaptığım en güzel alıntı olabilir, siz hangisisiniz?
-Ben bir bibliyoman idim Murat Bey. -Bibliyoman?! -Evet, Türkçesi kitap hastası, kitapsever. Murat'ın yüzündeki endişe yerini rahat bir ifadeye terk eder. -Ne var bunda. Keşke yurdumuzun insanları, herkes sizin gibi kitapsever olsa. -Yoo, o kadar kolay değil. Basit değil...Bakın ben size anlatayım. Bu bir hastalık. Üstelik alanındaki benzerlerine nazaran en hafifi. -Başka türleri de mi var. -Ohoo, çok var çok... Şimdi size kısaca tarif edeyim. *Kitapçalarlar vardır. Bunlar normal yollardan kitap sahibi olmak istemez. İlla ki çalacak, ancak o zaman tatmin olur. *Kitap delileri vardır mesela. Bunlar da kitap toplama arzusu durdurak bilmez. Kitabı okumak için almazlar. Seyretmek, üzerinde yatıp uyumak, okşamak için edinirler. *Bazıları da kitap gizlerdir. Kitabı kilit altında tutar, kimseye göstermez kıskanırlar. *Kitap düşmanları vardır; kitaptan tiksinir, nefret eder, elini bile süremez. *Sonra kitap yakanlar vardır, kitap yırtanlar, kitapperestler... -Vay be! Ama bunlar çok afedersiniz, yani bir tür manyak oluyor değil mi? -Elbette. Nasılsa içlerinde ben de varım. -Sizinkisi hangi sınıfa giriyordu? -Benimkisi en zararsızı. *Kitapseverler, tutkun. Kitapları seçip alırlar ama kafalarına koydukları kitaba sahip olmak için her fedakarlığa katlanırlar. Sahip oldukları kitaplardan başkalarına övgüyle bahsetmekten hoşlanırlar.
Reklam
Kitap delileri vardır mesela. Bunlarda kitap toplama arzusu durdurak bilmez.Kitabı okumak için almazlar, seyretmek, üzerinde yatıp uyumak okşamak için edinirler. Bazıları da kitapgizlerdir. Kitabı kilit altında tutar, kimseye göstermez, kıskanırlar.
Toffel, "Bunu toplama olarak adlandırıyorlar. Belgelerde geçen tabir bu. Toplama. Bense buna lanet bir saplantı diyorum."
Gidip gelmekten yolda oluşan derin teker izleri gibi, zekâ da parlaklığını yitirir. Onunla birlikte dikkatini toplama, çözümleme ve düşünce üretme yetenekleri de zayıflar. Kişi, kariyerinin yanında aklını çalıştıracak başka türden uğraşlar edinmezse enerjisinin giderek körelmesi kaçınılmazdır.
V. Karl ve papalar diplomasisi, Avrupa’yı Türklere karşı haçlı ittifakı etrafında toplama çabalarına dayanıyordu. Fakat 16. yüzyılda Respublica Christiana sarsılmaya başladı. Fransa, İngiltere gibi güçlü milli monarşiler ortaya çıktı ve imparatora ve papaya karşı koymaya başladılar. Birleşik hristiyan Avrupa yerine, bağımsız devletlerin denge politikası ve sonuçta bir devletler sistemi ve diplomasisi ortaya çıktı; Fransa I.François(1515-1547), İngiltere I. Elizabeth (1558-1603), Hollanda Prens Maurice(1584-1609) zamanında tam ve mutlak bağımsızlık siyasete gütmeye başladılar; imparator ve papaya karşı mücadelelerinde, Avrupa’nın doğusunda yükselen bir süper-güce, Osmanlı İmparatorluğu’na başvurmaktan başka çare bulamadılar. Böylece Osmanlı imparatorluğu, Avrupa devletler sisteminin vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
Avrupa yarımadasının doğu sınırıKitabı okuyor
Reklam
Geri130
307 öğeden 301 ile 307 arasındakiler gösteriliyor.