Dücane Cündioğlu, bu kitabında okumuş olduğu bazı yazarlara ait "Hatırat"lardan yola çıkarak ara sokaklara, yani samimi gerçekliğin saklandığı caddelere, evlere, dehlizlere götürüyor bizleri.
Bir kitap, yazarının dünya görüşünü yansıtabilir, ama aynı yazarın "Hatırat"ını okumanın, bizzat yazarın kendisine, düşünce dünyasının ara sokaklarındaki gerçek benliğine ulaşmak adına çok daha etkin bir rol üstlendiğini anlamama yardımcı oldu.
Bende Hatırat okumaya dair, ayrı bir alakanın oluşmasına vesile oldu.
Kİtapta özellikle Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde yaşanmış olaylarla ilgili dikkat çekici anektodlara yer verilmekle beraber hatıratlarına yer verilen şahsiyetlerden bazıları ise şöyle: Dr. Reşit GALİP, Mina URGAN, İ.Hakkı BALTACIOĞLU, Hıfzı TOPUZ, Cemil MERİÇ vb.
"Gençler hatırat yazmazlar, yazamazlar, zira gençlerin hatırlaya, bilecekleri veya yazabilecekleri miktarda bir mazileri yoktur.
Hatırat yazmak, evvelen yaşlıların işidir; yani yazmak istediklerinde işe yarayabilecek hatıralara sahip olanların.
Saniyen, geçmişleriyle, daha doğrusu kendileriyle hesaplaşmak, mazilerinin muhasebesini yapmak zaruretini duyanların.
Salisen, mağlupların, siyaset içinde değil, hayat karşısında mağlup olanların, mağlup olmaya değecek bir hayatı yaşamış olanların"(D.CÜNDİOĞLU)