Bela Çiçeği

Attila İlhan
Size, bize, “mevcutlu” götürülen, az sonra karısından ayrı düşecek olana, Beyoğlu’nun arka sokaklarında çamurlara bata çıka yürüyene, karanlık odalarda kendini arayana, “eksik” sevene, dövülmüş halini kimseler görmesin isteyene, cam yeşili etek giyene, sonbahar uğultusu duymamış olana bakıyor Attilâ İlhan, bakıyor ve onlardan, sizden, bizden şiir yapıyor. İlk kez 1962’de basılan Belâ Çiçeği’nde onun, kendine, hayatından şöyle ya da böyle gelip geçen insanlara, dostlarına, sevgililerine, sokaklara, meydanlara, toplumsal olaylara bakarak yaptığı şiirler bulacaksınız; belki kendinizi de... Belâ Çiçeği /Aysel Git Başımdan /Sen Benim Hiçbir Şeyimsin /Gecenin Kapıları /Nada Nada y Nada /Nun Nun /Şubat Yolcusu /Büyük Leylâ /Eksik /İbrahim Cura Limited /Büyük Leylâ’nın Sonu /Beni Bir Kere Dövdüler *Cinnet Çarşısı /Doktor Şandu’nun Esrarı /Gökyüzü Olmak /İkinci Cem’in Gizli Hayatı 1 / İkinci Cem’in Gizli Hayatı 2 / İkinci Cem’in Gizli Hayatı 3 / İkinci Cem’in Gizli Hayatı 4 /Claude Diye Bir Ülke *Cinnet Çarşısı /Cinnetsaray /Rock’n’roll Köpekleri /Bir de Manhattan Olursa /Sirkeci Garpalas 32 /Eller Yukarı *Mâhur Sevişmek /Emirgân’da Çay Saati /Yarının Başlangıcı 1 / Yarının Başlangıcı 2 / Yarının Başlangıcı 3 / Yarının Başlangıcı 4 /Hacı Murad’ın Ölümü /Orient-Express /Mâhur Sevişmek /Ferdâ (Tanıtım Bülteninden)
136 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

135 syf.
4/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Aysel git başımdan şiiriyle başlayıp büyük beklenti oluşturan Attila İlhan'ın kitabında ilerleyen şiirlerde çok fazla durağanlık söz konusu. Attila İlhan'ın okuduğum ikinci şiir kitabı ve karşılaştırdığım zaman maalesef düşük bir performans göze çarpıyor.
Belâ Çiçeği
Belâ ÇiçeğiAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,938 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Belâ Çiçeği - Attila İLHAN
Attila İlhan... Ne çok severdim kendisini. Öldüğünde ağlamamak için zor tutmuştum kendimi. Hâlâ zor gelir kitaplarını elime almak. İçim burkulur. Bela Çiçeği, onun tanıdık şiirlerinin de yer aldığı şiir kitabı. Aysel Git Başımdan ve Sen Benim Hiçbir Şeyimsin'i bilmeyen yoktur sanırım. "sen benim hiçbir şeyimsin yabancı bir şarkı gibi yarım yağmurlu bir ağaç gibi ıslak hiç kimse misin bilmem ki nesin uykumun arasında çağırdığım çocukluk sesimle ağlayarak" Diğer birçok şiiri duymamış olabilirsiniz. Sizi farklı mekanlara, farklı zamanlara ve farklı karakterlere götürecek. Yalnız nazım değil nesir bölümler de yer alıyor eserde. Onlar da en az şiirler kadar anlamlı. Ve eserin sonunda meraklısına notlar yer alıyor. Özellikle bu bölümü çok sevdim. Her şiirin bir hikayesi gibi adeta. Onlarla ilgili şiirlerden dahi önce bilmek isteyecekleriniz yer alıyor. Keşke her şair şiirleri için böylesi notlar düşseydi. Ne yok ki eserde. Aşk, sevgi, mücadele ve hatta Mustafa Kemal... Dile oldukça hakim. Eskiye de yeniye de ne denli hakim olduğunu gösteriyor şiirlerinde. Büyük bir şairdi. Keşke Aysel gitseydi başımızdan da Attila İlhan biraz daha kalsaydı. Ama kendi tabiriyle: An gelir, Attila İlhan ölür. Sizin en sevdiğiniz alıntıyla son vermek istiyorum incelememe: "Tuzla buz ettiler, parçaladılar yalnızlığımızı." (s. 98)
Belâ Çiçeği
Belâ ÇiçeğiAttila İlhan · Ataç Kitabevi Yayınları · 19621,938 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Attilâ İlhan denilince aklıma hep şu sözü gelir: "Bak evladım 2 t ile yazılıyor ve a'nın üzerinde şapka var." Bu söz Attilâ İlhan'ın ismini yanlış söyleyenlere ve yanlış yazanlara verdiği güzel bir cevaptır. Attilâ İlhan okumak bazen ben de Nazım Hikmet okuyor hissi uyandırır. Attilâ İlhan'ın bende Nazım Hikmet okuyor hissi uyandırdığı
Bela Çiçeği
Bela ÇiçeğiAttila İlhan · Bilgi Yayınevi · 20011,938 okunma
135 syf.
·
Puan vermedi
Belâ Çiçeği
Attila İlhan , sanki kaleminin ucunda sihirli bir değnek var ve her şiiri insanı kendisine bağlıyor . Her satırı anlamlı olan bir şiir kitabı … Kitabı o kadar beğendim ki arasında anı olsun diye minik bir gül bıraktım .Bela çiçeği şiiri kitaba adını vermiş . Şiir de beni bir çok mısra etkiledi bir kısmını paylaştım sizlerle ama beni en çok etkileyen dizesi “gece garın saati belâ çiçeği şimdiden bir yalnızlık içindeydiler” dizesi oldu . Attila İlhan yalnızlığa, mutsuzluğa , aşka ve topluma nasıl değineceğini bilen bir yazar . Bu sihirli satırlar beni etkilidi umarım sizde okurken keyif alırsınız . İyi okumalar
Belâ Çiçeği
Belâ ÇiçeğiAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,938 okunma
135 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Canımın Parçası
Attilâ İlhan.. Bu isim benim için o kadar çok önemli ki.. Önemine geçmeden önce sevgili dostum Gül'e sonsuz teşekkür ve minnetimi bildiriyorum. Nedenine gelecek olursam, nedeni yok, aslında bakarsanız nefret etmem için daha çok sebep var Attilâ İlhan 'dan ama ben ondan vazgeçemiyorum. Hastalık ya da takıntı değil bu. Kendimi şairin şu şiiri ile
Belâ Çiçeği
Belâ ÇiçeğiAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,938 okunma
135 syf.
8/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
aysel git başımdan ile başladığı için olsa gerek büyük beklenti oluşturdu fakat diğer kitaplarına göre daha durağan bir yapısı var. cinnet çarşısı bölümü daha çok öykü gibi. Yine de okunası bir kitap sadece konu Attila İlhan olunca beklenti yüksek oluyor.
Belâ Çiçeği
Belâ ÇiçeğiAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,938 okunma
136 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Hepimize şimdiden iyi iftarlar, afiyet olsun, Allah kabul etsin. Zamanında boşuna Bilgi Yayınlarına teşekkür etmedik. Yaptıkları işler ve verdikleri emekler her kitapta kendini gösteriyor. Yeni baskıya sahip olmama rağmen eski basımdan uzaklaşamadım ve eski basımdan okudum. Bilinen ve bilinmeyen ama göze hoş gelen pek çok şiiri (tabii ki
Bela Çiçeği
Bela ÇiçeğiAttila İlhan · Bilgi Yayınevi · 20011,938 okunma
135 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Attila İlhan'ın şiirlerindeki güçlü imgeleri o akla hayale gelmez tokat gibi sürpriz vuruşları, bitirişleri yok mu insanı derinden etkiliyor. Defalarca okuyorsunuz ama onun şiirlerine doymak bilmek nedir bilmiyor insan. Vurdukça vurasınız geliyor o ruh şırıngasını. Okudukça okuyasınız geliyor. Belkide aç olan ruhunuzu dizginleyemiyorsunuz böyle
Belâ Çiçeği
Belâ ÇiçeğiAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,938 okunma
135 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
BELA ÇİCEĞİ __ ATTİLA İLHAN
Türk edebiyatının çok büyük efsane şairi yazar senorya yazarı Attilla ilhanın çok güzel şiir kitabı Bela çiceği tabiki yine bela çiceğinin yanında oldukça sıradışı cinnet çarşıcı gibi şiirleri mahur sevişmek gibi ve çok bilinen şiir olan aysel git başımdan ve sen benim hiçbirşeyin adlı şiirleride bu kitaptadır. ve her attila ilhan şiir kitabında olan son kısımdaki meraklısına notlar kısmınıda çok güzel. ATTİİLA İLHAN BELE ÇİCEĞİ ayaküstü birer bafra içtiler gece garın saati belâ çiçeği şimdiden bir yalnızlık içindeydiler karanlık gelmişi geleceği birdenbire sapsarı kesildiler vagonlar usul usul kımıldıyordu
Belâ Çiçeği
Belâ ÇiçeğiAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,938 okunma

Yazar Hakkında

Attila İlhan
Attila İlhanYazar · 61 kitap
Attilâ İlhan (15 Haziran 1925 - 10 Ekim 2005), Türk şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Aydın çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. 15 Haziran 1925'te İzmir, Menemen'de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi'nin birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kaldı. İki ay hapiste yattı. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanında Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. 1946'da mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla yayımladı. Paris yılları 1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitti. Bu harekette faal olarak yer aldı. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi. Sansaryan Han'daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. Şair bu gerilim havasını ilk şiirlerinde olmasa da özellikle Bela Çiçeği gibi kitaplarında eski günlerini yâd ettiği ya da eleştirdiği şiirlerini yayımladı. Birkaç kez gözaltına alındı. Attilâ İlhan, "Kaptan" lakabının kendisine Paris yıllarında bir dönem sakal bırakması üzerine arkadaşları tarafından yakıştırıldığını belirtmiştir. Lakabın yayılmasında beş bölümden oluşan Kaptan şiiri etkili olmuştur. İstanbul-İzmir-Paris üçgeni 1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı soruşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitti. Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950'li yılları İstanbul-İzmir-Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlamıştır. Sanatta Çok Yönlülük 1957'de gittiği Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra İstanbul'a dönüş yapan Attilâ İlhan, sinema çalışmalarına ağırlık verdi. On beşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Sinemada aradığını bulamayınca, 1960'ta Paris'e geri döndü. Sosyalizmin geldiği aşamaları ve televizyonculuğu incelediği bu dönem, babasının ölmesiyle birlikte yazarın İzmir dönemini başlattı. Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968'de Biket İlhan ile evlendi, 15 yıl evli kaldı. İstanbul'a dönüş 1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak'ı Ankara'da yazdı. 1981'e kadar Ankara'da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti. İstanbul'da gazetecilik serüveni Milliyet (2 Mart 1982 - 15 Kasım 1987) ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü. 1970'lerde Türkiye'de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri döndü. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür halk tarafından beğeniyle izlenilen diziler oldu. İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı. Bunlar hiç gün ışığına çıkmadı. Attilâ İlhan bunun sebebini bir söyleşide şöyle açıklıyor: "... birçok roman yazdım daha önceden. Ama neden yayınlamadım? Çok akıllıca bir sebebi vardı. Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatırlar. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır." (Düşün, Haziran 1996). Roman serüvenine başladığında döneminin diğer yazarları daha çok yerel ve kırsal olayları, kişileri işlerken Attilâ İlhan şehir insanını Türkiye'nin yakın dönem tarihini siyasal, ekonomik ve sosyal yanlarıyla ele alan bir yapı içerisinde işliyordu. Sadece İstanbul ve İzmir gibi Türkiye'nin büyük şehirlerini, işlediği dönemin yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal sorunlarını kahramanlarının gözüyle yansıtmakla yetinmiyor; aynı zamanda, batı kültürünün Türkiye'ye ne şekilde yansıdığını, olumlu ve olumsuz etkilerini, çizdiği karakterlerle ve Avrupa'daki şehirlerle örtüşen bir yapı içerisinde inceleniyordu. Hazırlık ve arayış dönemi Romanda "hazırlık ve arayış dönemi" diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür. Yazıldığı yıllarda Türkiye'deki Batılılaşma uğruna toplumdan kopan kişilerin bocalamaları Sokaktaki Adam'da ele alınırken, Zenciler Birbirine Benzemez'de Avrupa'da komünist ve antikomünist mültecilerle karşılaşan, hayal kırıklığına uğramış bir devrimci anlatılır. Her bölümün farklı bir karakterin ağzından aktarıldığı Sokaktaki Adam, Attilâ İlhan'ın edebiyatımıza getirdiği yeni bir söylem olarak alınabilir. Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik bir yaklaşımla işlenen olaylarda kahramanlar güçlü ve zayıf yanlarıyla okura ulaşır; birbirlerini suçlamaz ve okuyucuda ön yargı oluşturmazlar. Attilâ İlhan, Zenciler Birbirine Benzemez için şunları söylemiştir: "Kitap 'soğuk savaş'ın en belalı döneminde yazıldı, yayınlandı. Çok ikircikli bir sorunu tartışıyordum. Romanın kahramanı, İstanbul'daki ve Paris'teki 'solcu' çevrelerle düşüp kalkıyor, bunlarla ilişkilerini ve tartışmalarını anlatıyordu, her şeyi olduğu gibi yazmak, romanın yayımlanmasından vazgeçmekle eşitti. Bu bakımdan, içeriğine hafif flu bir hava verdim." Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır. Olgunluk dönemi Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatılırken; Zenciler Birbirine Benzemez'de Mehmed-Ali istedikleri ile istemedikleri arasında mütereddit bir karakteri yansıtmaktadır. Oysa Kurtlar Sofrası'nda Mahmud ne istediğini çok iyi bilen bir karakteri çizer. Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir – ki sonradan yazdığı yedi kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmaktadır. Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşa bu seriyi oluşturan romanlardır. Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşe başlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden her biri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır. Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür. Ölümü Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 10 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı. Tiyatro ve sinema sanatçıları Çolpan İlhan'ın ağabeyi ve Kerem Alışık'ın dayısıdır. 2003 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görülmüştür. 1946 CHP Şiir Yarışması İkinciliği, 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Tutuklunun Günlüğü ile, 1974 Yunus Nadi Roman Armağanı Sırtlan Payı ile, vefatından sonra 2007 yılında kurulan Attilâ İlhan Bilim Sanat Kültür Vakfı çalışmalarına devam etmektedir. Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Attilâ_İlhan
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.