Zambak çiçeğinin tatlı ve masum güzelliği ona, taze yaşam ve yeniden doğuşun anlamlarını yüklemektedir.
Bence bu kitapta anlatılanlar zambak çiçeğinin
yeniden doğuş anlamına gelen kısmını çerçevelemiştir.
Bazen esir bir halk, bazen sömürge haline gelmiş bir yaşam. Uygulanması gereken o kadar önemli alıntılar mevcut ki gerçekten ibret alınması gereken bir yapıt diyebilirim.
Özellikle dikkatimi çeken bir cümle bulunmakta. "Her millet, layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur" Lev Tolstoy ve Carly isimli düşünürlerin birbirine zıt gibi görünen ancak özünde birbirine sıkı sıkıya bağlı fikirleri bu söz bağlamında o kadar güzel açıklanmış ki, sözün ne kadar önemli olduğunu, ne kadar doğru olduğunu gözler önüne sermiş yazar.
Bir milletin doğuşu için fiziki olarak ne gerekiyorsa onlar yoktur. Soğuk bir iklim, tarıma elverişsiz bir toprak, çoğu bataklıktan oluşan yerleşim yerleri, yarı bağımsız bir millet. Fakat bu millet bu toprak parçasını okadar seviyor ki burayı yaşanılacak harika bir hale getiriyor.Güzel insanlar neredeyse orayı cennete çevirirler...
Kitabı okurken 1k uygulamasının alıntılar bölümünden çok az alıntı gösterdim. Sebebi ise alıntıları sıralasam kitabın hepsini yazmam gerekecekti. Kitabın her sayfası, bir millet nasıl olmalı? Sorusuna verilen çok ama çok değerli cevaplardan oluşmakta.
Sevgili M. Kemal Atatürk'ün bu kitaba neden değer verdiği, neden okullarda ders kitabı olarak okutulması gerektiğini zaten anlayabiliyorsunuz.
Dili sade, anlaşılır bir yapıda. Okunması gerekli olan kitaplar arasında diyebilirim. Nacizane fikrim...