Henüz Google'ın icat edilmediği bir çağda bu kadar farklı alanda bu derece teknik bilgiler içeren bir kitap yazmak gerçekten tam bir delilik. Çağının ve kültürünün önemli bir dönemini tarihi, siyasi, sosyo-kültürel, edebi, dini, mimari ve diğer pek çok yönden çok güzel yansıtan ansiklopedik bir roman.
Bilginin sonsuzluğu karşısında afallayan, yüzeysel öğrenmelerin gülünç duruma düşürdüğü Bouvard ve Pecuchet'nin hikayesini anlatıyor roman. Aslında eserde elle tutulur bir olaylar zinciri yok. Ancak çalıştıkları devlet dairesinde kopyacılık işinden sıkılmış ve bir miras sayesinde şehirden kırsal bir bölgeye göç eden iki arkadaşın maceralarında doğru, derin ve net bilgiye ulaşmanın imkansızlığının ironisini görüyoruz. Eksik ve yanlış öğrenilen bilginin insanın ilmini değil, cehaletini beslediğine şahit oluyoruz.
Zavallı kahramanlarımız tarım, tıp, edebiyat, tarih, arkeoloji, metafizik, felsefe, din, manyetizma, anatomi ve yer bilimi gibi birçok alanda bilgi sahibi olmaya çalışsalar da algı, yorumlama ve yetenek açısından son derece beceriksiz oldukları için aslında başladıkları yerden bir adım ileriye gidemiyorlar.
Flaubert, ince ayrıntılı ve büyük titizlikle yazdığı eserinde döneminin bilgiye ulaşma yolunu ve mutlak bilginin imkansızlığını eleştiriyor. Yazarın tamamlayamadığı romanın sonuna kabataslak yazdığı notları da eklenmiş. Eserde girişilen her işin yarım kalması gibi romanın da bu şekilde sonlanması ciddi anlamda kendini gerçekleştiren ironi kehaneti olmuş.